hesabın var mı? giriş yap

  • eğitim sistemi dipleri gördüğü için anne-babalar gerekirse boğazından kesip çocuklarını iyi okullara göndermeye çalışıyorlar.

    kafanı nereye çevirirsen özel okul görmenin sebebi milletin zenginliği değil, senin gibi kafaya sahiplerin ülkenin eğitim sistemini getirdiği noktadır.

  • ugandalı bir arkadaşımın "bombaleeeyo" diye okumasıyla çığırından çıkan olay.

  • baya baya benimdir.

    küçükken sorarlardı mal gibi: "ne olcan bakim sen" diye.
    çocukluğun tüm umursamazlığıyla verirdim cevabımı: "hiiiçç"

    şu an tam olarak planladığım yerdeyim.

  • ulan bırak türkiye'de türklerin kurduğu şehri, ben hala tek başıma oyun kuramıyorum kendi bilgisarayıma. crack nedir ya. şu oyunu next next next diyerek kurdurtacak program bulamıyorlar mı hala. ben 3 yıl botsuz half-life oynamış adamım, gelmiş bana konya'yı vikingler kurdu diyor.

  • sıcakkanlı at grubunun en önemli örneklerindendir. arap atı, m.ö. 2000 yıllarından beri arap yarımadası ve çevresinde tanınmakta ve yetiştirilmektedir. arap atının kökenini tarpan yabani atının teşkil ettiğine ait görüşler daha yaygın ve geçerli görülmektedir.

    arap atı, bugün yeryüzünde mevcut olan at ırklarının en eskisi olup, bazı at ırklarının meydana getirilmesinde de büyük rol oynamış bir ırktır.

    arap yarımadasının iklim şartları ve arapların uyguladıkları yetiştirme yöntemi bu ırkın morfolojik ve fonksiyonel ırk karakterlerini korumasını sağlamıştır. araplar, arap atı yetiştiriciliğinde, damızlık aygırlara daha çok önem vermişlerdir. elde mevcut olan kısrağın bazı beden kusurlarına göz yumarak, bu kısrağı asil olarak tanınmış aygırlarla birleştirirlerdi.
    araplar, arap atı yetiştiriciliğinde tipe önem vermemekle birlikte, arap atı ırkı içerisinde bazı tipler kabul etmişlerdir. bu tipler, arap kabilelerinin isimleri ile anılmıştır. bu tiplerin başlıcalar;

    küheylan : erkekliğin, gücün ve dayanıklılığın,
    seklavi : dişiliğin, güzelliğin ve inceliğin,
    maneki : sertliğin ve süratin sembolüdürler.

    bu tipler kendi içlerinde de birçok alt tiplere, bilimsel deyişle, familyalara ayrılırlar. bu familyalar; küheyletül kuruş, küheyletül nevvak, seklavi cedran, seklavi şueyfı gibi. bu familyaların yani alt tiplerinin bir değeri yoktur. aslında bu alt tipler arasında beden yapısı ve diğer ırk özelliklen yönünden önemli farklılıklar tespit etmek zordur.

    türkiye'nin güney doğu illerinde de (urfa ve mardin) arap atı yetiştiriciliği yapılmaktadır ve bu yetiştiriciliğin tarihi de oldukça eskidir. kurulan haralar sayesinde türkiye bugün dünyada en mükemmel arap atı ırkına sahip ülkelerin arasına girmiştir.

    morfolojik ırk özelliklerinin tümünü taşıyan bir arap atı, ilk bakışta beden yapısındaki harmoni ile dikkati çeker.

    baş: küçük ve kuru, gözler iri, bakışlar canlıdır. kulaklar küçük, sivri ve hareketlidir. alın geniştir. başın profili, yani yandan bakışta genel olarak düzgündür bazen hafif bir iç bükeylik görülür. koştuğunda ya da heyecanlandığında burun delikleri çok genişler ve burun içi mukozası parlak pembe renkte görülür. çölde kum fırtınaları estiğinde burun deliklerinin ince bir yarık haline gelecek şekilde kapandığı bildirilmiştir. dudaklar, diğer at ırklarına göre çok incedir. bazı tiplerinde, üst dudak alt dudağın biraz üzerine geçer.

    boyun: normal uzunluk ve inceliktedir. baş ve cidago ile bağlantısı kuvvetlidir. yele ince ve yumuşaktır.

    cidago: kısa, kuvvetli ve belirgindir (safkan ingilizlere oranla az belirgindir). cidagosu iyice belirgin ya da cidagosu az belirgin örneklere de rastlanabilir. çünkü türkiye'de seleksiyon yapılırken hız faktörü ön planda tutulmakta ve ırka özgü cidago yapısında ortaya çıkan sapmalara göz yumulmaktadır.

    cidago yüksekliği: gelişme döneminde yapılan bakım ve beslemeye göre, gelişimini tamamlamış bir arap atında 145-155cm arasında değişmektedir. haralarda uygulanan sistemli bir yetiştirme, iyi bir bakım ve besleme ile türkiye'de haralarda yetiştirilen arap atlarında cidago yüksekliği 5-8 cm daha artmıştır. haralarda 160 cm cidago yüksekliğine sahip arap atlarının yetiştirildiği görülmektedir.

    beden: cidago yüksekliğinin beden uzunluğuna oranının fazla olmaması nedeni ile yandan bakıldığında beden bir kare içine sığabilecek durumdadır.

    sağrı: uzunca ve az meyillidir. kuyruk bağlantısı yukarıdandır. dörtnal koşarken kuyruk yukarı kalkar ve havada "s" harfi şeklinde bir kavis yapar. buna "kuyruk tutma" denir (kuyruk tutma kimi yarım kan araplarda görülmesine karşın, kimilerinde de görülmez).

    bacaklar ve tırnaklar: bacaklar kuru, eklemler geniş, tendolar belirgin ve sağlamdır. tırnaklar düzgün ve sağlamdır.

    deri: ince, yumuşak ve tüyler parlaktır. deri altı kan damarı belirgindir.

    don: en çok al, kır ve doru donlara rastlanır. yağız don az görülür. bu ırkta kula ve izabel dona hiç rastlanmaz.

    yürüyüş: adi yürüyüşte adımlar geniş değildir. tırıs yürüyüş ve dörtnal koşmalarında adımlar alçaktandır.

    arap atı, çekim, binek ve yarış kabiliyeti olan kombine verim yönlü bir ırktır. sağlam bir konstitüsyona, canlı bir temparemente ve yüksek bir kalıtsal güce sahiptir.

    arap atı dayanıklı bir ırktır. üç-dört ay süre ile günde 70-80 km yol yürüyebildiği belirtilmektedir.

    arap atı üç yaşında gelişmesini tamamlar. kısraklarda ilk tohumlama yaşı ile aygırların tohumlamada ilk kullanılma yaşı dörttür.

    ana yaşı, doğum ayı, gebelik süresi ve kısrağın bakım ve besleme şartlarına bağlı olarak erkek taylarda doğum ağırlığa 44-47 , dişi taylarda ise 42-45 kg dır. taylarda yaşama gücü yüksektir %94-95 arasındadır.

    kısraklarda gebelik süresi kısrağın yaşına, tayın cinsiyetine, tohumlamanın yapıldığı aya ve aygıra bağlı olarak 334 gün ile 342 gün arasında değişir.
    ergin aygırlarda canlı ağırlık (kondisyona bağlı olarak) 470-500 kısraklarda ise 450-480 kg'dır.

  • türk tarihindeki bütün yenilgileri bir araya getirsek bir balkan bozgunu etmez. imparatorluğun yüzlerce yıl gözünden sakındığı topraklar birkaç ay içinde elden çıkıp gitti. balkanlar imparatorluk için fas'tan, cezayir'den hatta mısır'dan bile kıyas edilemeyecek kadar önemliydi. öncelikle balkanlarda milyonlarca türk yaşıyordu. manastır veya selanik bir türk'ün gözünde bursa'dan farksızdı. balkanlar en az adana kadar türk toprağıydı o zamanlar. ayrıca imparatorluğun en fazla yatırım yaptığı topraklar da yine balkanlardı. bir anda elden kayıp gitti her şey. yeni kurulmuş üç beş çadır devleti bir araya gelip bir imparatorluğu alay edercesine mağlup etti. sonrası facia oldu. orada yaşayan milyonlarca türkün uğradığı felaketleri utancımızdan bugün bile konuşamıyoruz. sayısız insan öldürüldü, sürüldü, çoğunun mallarına el konuldu. kimlikleri ve isimleri değiştirildi. 1913 yılında başlayan felaket süreci 1989 yılında bulgaristan türklerinin sürgün edildiği yıla kadar devam etti. bu yüzden türk tarihinde balkan bozgunundan büyük bir faciayı bırak onun yanına yaklaşacak bir olay dahi yoktur.

  • insani ilk star wars filmi seyrettigi cocukluk yillarina goturen, empire strikes back kadar haz veren, "ah anakin evladim cok yakisiklisin, ama sakin ol biraz" dedirten ve 2005 yilini sabirsizca beklememize yol acan (kim ne derse desin bana gore) cok basarili film.

  • eskiden 60 sayfa olarak basılan pasaportlar artık yeni pasaportlarda 38 sayfa olarak basılıyor. ya pasaport sayfasından da kısmazsın be arkadaş. ne olacak diyebilirsiniz fakat 10 yıllık pasaport için 38 sayfa çok yetersizdir. sürekli iş için yurtdışına seyahat eden biriyseniz, giriş çıkış damgaları, vizeler kısa sürede sayfaları tüketirsiniz. işin ilginç tarafı sayfalarınız bittiğinde ve yeniden pasaport almak istediğinizde asıl kabus orada başlıyor. öncelikle sistem pasaportunuzun süresi dolmadığı için randevu vermiyor ve direk nüfus müdürlüğüne sizi yönlendiriyor. oradaki memur böyle bir hizmetimiz yok yeni pasaport alamazsınız diyor. oradan soluğu nüfus müdürünün odasında alıyorsunuz ve ona dakikalarca dil döküyorsunuz, yok neden seyahat ediyormuşum, yok gerçekten gereklimiymiş. lan sana ne ben hakkım olan pasaportu istiyorum aq. o da gönlünden koparsa a4 kağıdı bağışlamanız sureti ile size yeşil ışık yakıyor. işim için kullanmam gereken bu pasaport, sayfa sayılarının 38e düşmesi ile daha çok başıma bela olacak sözlük.

  • çok severim ben bu amcaları. beyaz peynir konusunda çok hassas olurlar ve her yerden beyaz peynir almazlar. ama buldukları yerleri de sürekli değiştirirler. bir dönem köşedeki bakkal süper olur, sonra bozar. bir dönem köşedeki süpermarket iyidir ama bir süre sonra mandırayı değiştirdiğinden orası da bozar. bir ara arka sokakta bir peynirci açılır, bir-iki ay oraya devam edilir. sonra orası da kesmez. bütün bir ömür kahvaltı sofrasında beyaz peynir kritik ederek geçer ve aslında hoş bir durumdur bu. çünkü beyaz peynir hakikaten önemlidir ve iyisi süper olur.