hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: camel fıkrası yazdım beyler toplanın

    camel 6 buçuk lira olduktan sonra iki arkadaş hep camel almaya başlamışlar bir yerde buluşup otururken paketleri karışır olmuş ondan sonra adam arkadaşına senin paketin de camel benimkide bundan sonra seninkinin adı mustafa camel olsun demiş.

  • 2010'da yayınlanan community 2. sezonun ilk bölümünde troy yataktan kalkıp esnediği sahnede pijama olarak örümcek adam kostümü baskılı bir tişört giymektedir.

    aynı dönemlerde marc webb'in çekeceği amazing spider-man reboot'u duyurulur ve spider-man'i oynayabilecek 5 ayrı aktörün ismi konuşulmaya başlanır. film eleştirmeni ve çizgi roman yazarı marc bernardin ikinci kez çekilecek bir spider-man hikayesinde peter parker'ı oynayacak aktörün beyaz bir erkek olmaması gerektiğiyle ilgili bir şaka yapar. bu sözlerin üzerine ilk paragraftaki 3 saniyelik sahneyi izlemiş olan community fanları twitter'da "donald glover yeni örümcek adam olsun" kampanyası başlatır. tabii ki bu kampanya yönetmen tarafından dikkate alınmaz. ama marvel yazarı brian michael bendis'in kafasında bir ampul yanmasına ve miles morales karakterini yaratmasına sebep olur.

    2012'de amazing spider-man filminde peter'ın odasında troy'un olduğu bir community posteri vardır.

    2017'de vizyona giren spider-man homecoming'de aaron davis karakterini oynamıştır. bu karakterin mcu'da miles morales'in amcası aaron olduğu ve donald glover'ın canlandırmasıyla evrene girdiği iddia edilir.

    ertesi sene into the spider-verse vizyona girer. miles'ın aaron amcasının evine gittiği sahnede televizyonda community'deki yataktan kalkma sahnesi gözükür. bu çemberin tamamlanmasıyla örümcek evrenlerini anlatan filmde aaron'ın başka bir evrendeki suretiyle bambaşka bir evrendeki troy'un çok çok başka bir evrendeki oyuncusu donald örümcek adam olmuş olur.

    bu olaylar çerçevesinde kendisi spider-man açısından en az leonardo dicaprio kadar mühim bir şahsiyettir.*

  • ilk yazılımcılarda gördüm bunu. ben de geyiğini yapmışımdır kesin. "abi bırakıcam bu işleri manav olucam". "abi gidicem ege kıyısında domates yetiştiricem" şeklinde.

    isyanın sebebi belli: bir meslek zihinsel olarak çok yoruyorsa zihinsel yorgunluğu olmayan meslek stereotiplerinden birini seçip onu arzuluyoruz.

    halbuki manava gidip bunu desen seni patlıcanla hıyarla döver. millet manavlığı bir tezgaha döşenmiş sebze meyveyi belli fiyattan satma işlemi zannediyor. keza domates yetiştirmeyi de "domates ekmek ve çıkan domatesleri toplamak" olarak. bunlar fiziksel efor gerektiren şeyler zannediyor. mesela domatesler niye çıkmadı, haşerat niye dadandı, niye mahsül kırıldı bunlar düşünce gerektirmiyor zannediyor.

    manav için de öyle. en başta sattığın ürün "perishable good" yani sonsuza kadar saklayabildiğin bir şey değil. hızlıca elinden çıkarmak zorundasın. ona göre ideal fiyat aralığı tutturman gerekiyor karlılık için. stok ve halden toplu alımlar için de doğru planlama yapman gerekiyor. bu başlı başına endüstri mühendisliği alanına giren bir optimizasyon konusu. dükkanı kaçtan kaça açık tutacağın, ne zaman başını bırakabileceğin, çırak tutacaksan onun sigortası bile derdin oluyor.

    onun haricinde manavlığı dışsal faktörler hiç yokmuş gibi hayal ediyorsun. mesela mahallenin polisi gelip iki salatalık tırtıklayınca parasını alamıyorsun. sıkıysa iste. çocuklar çilek aşırınca, ev sahibi kirayı tam gününde isteyince hesapların birbirine giriyor. buzdolabının elektriği gidiyor, dükkanı su basıyor. vitrin camını top kırıyor. fare dadanıyor. ilaçlaman gerekiyor. veresiye defterleri kabarıyor. bu sefer yanlışlıkla sebzeye sıktığın ilaçtan müşteri zehirleniyor. bir de sonunda yan sokağa migros gelmesin mi? hadi şimdi koca zincirin planlama ve işletme kabiliyetiyle tek başına mücadele et sıkıysa.

    sonra kan ter içinde uyanıyorsun: "oh lan ne güzel kod yazıyorum, derliyorum, tek derdim bu".

    mesleklerimizin kıymetini bilelim.

  • seri halinde okunursa eglenceli:

    - bir arkadasin dogumgununu taksimde kutlamak icin evden cikildiginda apartmanin otomat isiklarinin bozuk oldugunun gorulmesi

    - ayni katta karanliktan inanilmaz korktugu sesinden belli bir kadinin sizin evden ciktiginizi gorup/duyup "pardon ben cok korkuyorum benim elimden tutup beraber asagi inebilir miyiz" demesi

    - kadinin elinden tutup 3 kat indirilmesi

    - giris katina gelip de disarinin isiklari sayesinde elinden tutup 3 kat indirilen korkak teyzenin ajda pekkan oldugu anlasilmasi