hesabın var mı? giriş yap

  • sanırım 2002. dünya kupasında 3.lük gelmişti , bütün ülke psikopat gibi rosalinda, vahşi güzel falan izliyordu, çocuklar "ben pikaçuyum" diye camlardan atlıyordu falan.. güzel, sayko senelerdi.

    tabi kasım ayına kadar.*

  • otobüse binerken mecidiyeköy'de bir numara yok. bir güzel uyudum. sonra gözümü bi açtım, karşıdan karlı dağlar geçiyor. bir daha açtım başımda bir çocuk: “kalk abi.” diyor “kars’a geldik(!)” *

  • rıfat ılgaz buna kendisi cevap vermiştir.

    "eskiden idamlar sabaha karşı yapılırmış. belli bir süre sonra idam yaklaştığında tüm dükkanlar açılmaya, esnaf satış yapmak için bağırıp çağırmaya başlamış. bunun üzerine aileler de o saatte sokağa çıkmaya başlamış ve idam vakitleri panayır havasında bürünmüş. sonuçta da ölen bir adama bakarak gülen bir halk görüntüsü oluşmuş.

    ben de çöken eğitim sistemini anlattım. hepimiz ölen bu sisteme bakarak güldük.”

    kaynak

  • buna binbir türlü sebep uydurulabilir ama şu andaki ana sebep abd'nin futbolda en iyi olmamasıdır. amerikan futbolu, basketbol ve beyzbolda dünyanın en iyi sporcularına ve liglerine sahipken futbolda mls denen vasat altı bir lige ve kendi federasyonunda* bile 1 numara olamayan, habire meksika'dan tokat yiyen bir milli takıma sahiptirler. amerikan halkı vasatı sevmez, her şeyin en iyisine layık oldukları inancı ve şımarıklıktan dolayı futbola burun kıvırırlar. tam bir kedi uzanamadığı ciğere murdar der durumu vardır.

    peki neden futbol eskiden beri popüler olmamış? yani yüz yıl önce futbola ilgi gösterseler herhalde şimdi kaynak ve altyapı zenginliği sayesinde futbolda sözü geçen birkaç ülkeden biri olurlardı. orada da avrupa karşıtlığı devreye giriyor. malum abd, ingilizlere karşı bağımsızlık mücadelesi vermiş olan bir ülke. dolayısıyla ingiliz icadı olan bir sporu kabullenmeyip daha iyi olduğunu düşündükleri kendi versiyonlarını uydurmaları normal. abd'de ingiliz ve avrupa karşıtı hava yüzyıllardır süregelmiştir, abd kendisini hep avrupa'dan farklı ve daha iyi bir konumda görmek istemiştir.

    amerikalıların genel kanısına göre avrupa yumuşaktır, avrupa tembeldir, avrupa ahlaksızdır. abd ise dünya savaşlarında "tembel fransızlarla çelimsiz ingilizleri zalim almanların elinden kurtaran kahraman ülke"dir, hal böyleyken avrupalıların oynadığı oyunu hor görürler. amerikalılar avrupa'yla ilgili bütün olumsuz fikirlerini futbola bakarken çerçeve yapmışlardır. futbol onlara göre yumuşak ve temposuz bir oyundur, futbolcuların birçoğu uyuz ve düzenbaz kişilerdir. abd'de futbolun en tepki çeken yanı ne skorun azlığı ne de oyunun durmamasıdır, en nefret edilen şey diving yani futbolcuların kendilerini yere atmaları, en ufak darbede sakatlık numarasıyla kıvranmalarıdır. dev gibi adamların kelle koltukta havalarda uçuştukları amerikan futboluyla karşılaştırınca haliyle futbolu lüzumsuz bir oyun olarak görürler.

    bütün bunlara karşın son yıllarda özellikle şampiyonlar ligi yayınları sayesinde abd'de futbola duyulan saygı arttı. zaten çocuklar ve gençlere yönelik on yıllardır devam eden bir teşvik var ama meyvelerini toplamaya daha başlamadılar. abd'nin futbolun dev bir ekonomi olduğunun farkında olmaması düşünülemez ve mutlaka bu pastadan önemli bir pay almak istiyorlar. fakat yukarıdaki engelleri ve önyargıyı henüz tamamen aşamadılar.

  • yakın zamanda başıma gelen bir rezaleti sizlerle paylaşmak istiyorum.

    çevremde 1. derece yakınım herkes vodafone hat kullanıyor. işin eğlencesi bu kişilerin hepsini ben ikna edip vodafone'a geçirdim. çünkü yeni taşındığımız yerde diğer hatlar çok iyi çekmiyordu ve fiyat olarak da o dönem vodafone hepsinden daha ucuzdu.

    neyse ailemden iki kişi 164 tl değerinde sınırsız bir tarifeye geçtik topluca. hepimizin geçişi arasında bir kaç ay fark var. ama hepimiz aşağı yukarı aynı dönemde geçtik ve 2 yıllık taahhüt ile başladık yeni hattı kullanmaya.

    aradan belirli bir zaman geçti ve beni süreki vodafone'dan arayıp, taahhüdünüz bitiyor, acilen yeni bir taahhüt seçmezseniz 450 lira gibi bir bedel faturanıza yansıyacak ve taahhütsüz devam edeceksiniz diye gazlamaya başladı vodafone.

    benim de bir arkadaşım vodafone bayiisi; aradım bu elemanı. dedim kanki böyle böyle. taahhüdüm bitiyormuş. bari işlemi sen yap da üç beş kuruş kazan. arkadaş da bana aynen şu cümleyi kurdu:
    - doğrudur abim. seni sınırsız trifeden devam ettirelim. aylık 339 liraya yeni taahhüdünü onaylıyorum. gelen sms kodunu bana söyle dedi.
    dedim ne kadar pahalılanmış. neyse yapacak bir şey yok galiba. her şeye bu kadar zam gelmişken, hatların da böyle olması normal heralde dedim. onayladım.

    o ay faturam geldi. üstüne telsiz vergisi falan derken 349 lira fatura geldi.

    neyse 1 ay sonra eşime de benzer tacizler gelmeye başladı. eşim çok profesyonel bir arşivci olarak dedi ben bunu bir düşüneyim. açtı sonra eski mesajlara baktı. zaten bu tarifeye 9 ay önce geçmiş. mesajda da şey diyor; 1. dönem kampanyanız kapsamında 12 ay 164 lira, 2. dönemde de 170 lira mı ne işte tam hatırlamıyorum. ama daha taahhüt süresi var yani. mesajda da yazıyor.

    sonra aynı arkadaşı aradım ben. dedim ki;
    - bro böyle böyle. bizim hanımı da arıyorlar. ama mesajlardan bulduğu kadarıyla bizim hanımın daha 1. dönem yani ilk senesinden 3 ay, ikinci senesinden de 12 ay toplam 15 ay daha taahhüdü var. nedir bu durum?

    arkadaş da dedi ki;
    - abi vodafone öyle milleti yemliyor. inananları kekliyor, yeni tarifeye geçiriyor.
    - e beni de böyle keklemiş olmasınlar ya ben bi mesajlara bakayım
    - abi sen onay verdin bi kere, geçti o iş geri dönemezsin
    dedi.

    daha bu olay sıcağı sıcağına iken, kardeşim ve asker arkadaşımı da yanımda vodafone arayıp darlamaya başladı. aynı hikaye.
    - taahhüdünüz bitmek üzere, acilen bir taahhüt vermezsen taahhütsüz şu kadar para ödeyeceksin diye.

    aynı şekilde kardeşim ve arkadaşım da eski mesajlara baktı ki; yok öyle bir şey. taahhüt falan bitmiyor. arayanlara da fırça atıp kapattılar.

    sonra ben sinirlendim ve vodafone'u aradım. dedim böyle böyle. beni taahhüdün bitiyor diye aradınız. dolandırdınız. benim eski taahhüdümü geri aktif edin, aradaki farkı da bana ödeyin. şikayet ettim yani.

    aradan bir gün geçti, vodafone bayisi arkadaşım beni aradı. dedi abi sen beni şikayet mi ettin? dedim abi ne alakası var senle. ben vodafone'u şikayet ettim. işlemi sen yaptın ama beni arayıp sen gazlamadın ki taahhüdün bitiyor diye.
    - e abi biz sana daha taahhüdün var demediğimiz için vodafone bu suçu bize atıyor.
    - abi sizin böyle bir ekranınız varsa, bana bunu zaten söylemen gerekirdi. madem sen de bu işe alet oldun, yapacak bir şey yok. o zaman seni de şikayet etmişimdir. kusura bakma dedim.

    arkadaş da daha diyor ki;
    - abi sen bu şikayetini geri çek. bizi yakma.
    hesaplıyorum 164 tl yerine 349 tl. daha taahhüdümün 10. ayındaymışım. arada 14 ay var. ayda 185 liradan 2.590 tl yapıyor. dedim ki;
    - abi kusura bakma ben böyle bir maliyete katlanmak istemiyorum.

    neyse aradan bir hafta geçti. vodafone'dan ses seda yok. tekrar aradım ben bunları. şikayet kaydım sistemde görünmüyor. yeniden kayıt oluşturdum. tabii ki bağlanmak için saatlerce uğraşıyorum falan sinirden ölüyorum o sırada. keriz gibi hissediyorum.

    neyse yeniden şikayeti oluşturdum. dedim bu taahhüdü yenilemezseniz de hattımı kapatın ben istemiyorum vodafone kullanmak. yani sinirden herkesin bildiği numaramı kaybetmeyi bile göze aldım.

    aradan bir hafta daha geçti, vodafone gelen merkezden biri beni aradı. durumu anlattı. dediğine göre beni yeni tarifeye geçiren bayiinin suçuymuş bu. seni uyarmaları gerekirdi. daha taahhüdün var demeleri gerekiyordu. ben de merak ediyorum:
    - e sizin kampanya servisi de beni günde 5 kez arayıp taahhüdün bitiyor diye gazladı. onların suçu yok mu diyorum.
    kadın sessizliğe bürünüyor falan.

    neyse uzun lafın kısası eski tarifeye geçişim sağlandı.

    fatura günüm geldi. bir de ne göreyim:
    yeni tarifeye geçmişim ama; o arada geçen 45 günlük fatura tutarını iade etmemişler. geri aradım.

    dedim hanım efendi, aradaki farkı iade edecektiniz? noldu o iş.
    kayıt oluşturdular falan.
    aradan 15 gün geçti. ses yok.

    bu gece yeniden aradım. sıfırdan kayıt oluşturdum.
    hiç kimse bir şeyden haberi yokmuş gibi dinlediler beni.
    en sonunda aradaki bütün farkları 300 tl olarak bana iade ettiler.
    önümüzdeki ilk ay 0, sonraki ay da çok az bir tutar fatura gelecekmiş.
    yani gelecek faturalarımdan mahsup edilecekmiş.

    ama bu haklarımı geri alana kadar sanıyorum vodafone'u 30 defa falan aradım.
    toplamda 3 saate yakın hatta kaldım. bir müşteri temsilcisine bağlanmak için beklediğim süreleri de dahil edersek belki daha fazla uğraşmış olabilirim.

    bugün müşteri temsilcisi de telefonda bana diyor ki; bir dahaki sefere daha hızlı bağlanmak isterseniz sesli asistana "hat iptali" diyin. hemen bağlar sizi.

    bu da bana ders olsun. bu da size örnek olsun.
    çevrenizde bütün vodafone kullananlara söyleyin de artık şu telefon şirketleri tarafından kazıklanmayalım.

    edit:
    öncelikle destek mesajı atan 100'e yakın kişiye teşekkür ederim. hepinize tek tek cevap vermeye çalışacağım akşam ama malum vodafone'dan eksisozluk'e giremiyorum. açılmıyor. vodafone başlığında görmüşsünüzdür. bir çok kişi sözlüğe erişemiyor. sadece wi-fi bağlıyken girebiliyorum.

    öte yandan bana salak mısın diye yazanlara da cevap vererek kendimi yoracak değilim. dön de bir kendine bak. sanki senin başına hiç gelmedi böyle dalgın ya da dikkatsizlik yüzünden bir dolandırılma meselesi. gelmediyse de tebrik ederim kardeşim. mükemmel zekanla mutluluklar!

    son olarak da:
    öncelikle şu konuya bir açıklık getirmek lazım.
    çoğu kişi vodafone yanımda uygulamasına neden bakmadın diyor. arkadaşlar. uygulama varsa açın bakın. orada aynen şu bilgiler vardı:
    1. dönem kampanyasının 10. ayındasınız.
    ne demek bu? 1. dönem ne demek abi?
    2 ay sonra bitiyor mu? sonra 2. döneme geçecek mi?
    2 ay sonra 2. dönem mi başlıyor? yoksa bu bir son mu?
    2. dönemde fiyatlandırma nasıl olacak?
    ben 12 ay mı taahhüt verdim? yoksa 24 ay mı?
    bakın bu bilgilerin hiç biri uygulamada yok.
    bu aleni bir şekilde vodafone'un adam kandırmak için bilgileri eksik vermesi ve yanlış yönlendirmesidir. eğer ki elimde mesajlar olmasa 1. dönemde ne kadar, 2. dönemde ne kadar ödeyeceğim hakkında en ufak bir bilgi edinemeyecektim.

    telefonla beni aradıkları zaman da zaten bana bu bilgiyi vermediler. taahhüdün bitiyor diye aradılar kaç defa. yani alenen dolandırıldım. şikayet ederken de burdan yürüdüm zaten. siz beni arayıp böyle dediniz dedim. kayıtları incelemişler ki, kimse biz sana öyle demedik demiyor. hatta "kampanya departmanı bazen böyle hatalar yapıyor" diye itiraf bile ettiler. bence hata değil bu. aleni dolandırıcılık.

    uygulamadaki eksik bilgi, telefonda yalan söyleyen bir personel üstüne de bayiide çalışan bir arkadaş(!). dolayısıyla kazıklandım. yani insanlık hali. hepinizin başına gelebilir. kaldı ki ben dalgınlığım (hadi sizin dediğiniz gibi salaklık olsun) sebebiyle düştüm. ananız, atanız, teknolojiden çok anlamayam akrabalarınız da dolandırılmasın diye yazdım buraya.
    neyse ki mesajları silmemişim ve geçmişe dönüp bakabildim. dolandırıldığımı anladım ve hakkımı aradım. günün sonunda geri döndürebildim ve hakkımı aldım zaten.

    bir de şunu yazayım: bir çok destek mesajı aldım ve aynı durumda bir çok kişi olduğunu gördüm. bir kişiye bile faydam dokunduysa ne âlâ...

    bayiideki arkadaş(!) konusunu da çok soran oldu: artık görüşmüyoruz. bu olaydan sonra zaten ben de bir daha aramadım. şikayeti geri çekmeyeceğimi söyleyince o da beni aramadı. onun da kendince savunması da şuydu:
    - dalgınlığıma geldi.
    tabii bana inandırıcı gelmedi bu. günün sonunda bana şikayeti geri çek diye samimi olmayan bir teklifte bulundu ve benim için bitti.

    kalın sağlıcakla.

    mesajla gelen ekleme: by @damaged
    selam dostum. beni de (diger herkes gibi gunasiri ariyorlar, son 10 senedir. 2013 yilinda vodafone’a gectim. aylik 19 liralik bir tarifem vardi. hicbir sey yapmadim. hic bir sey.
    hala ayni tarifeden ucretlendiriliyorum. bunu da istersen entry’ne ekle. yani kampanya bitince baska tarifeden ucretlendirileceksiniz külliyen yalan.

  • sağlığı yerinde olan bir ana babanın, maddi durumu çok bol bulamaç olmasa da birden fazla çocuğun yaşamını idame ettirecek, onları aç açıkta bırakmayacak durumu var ise, birden fazla çocuk yapmamaları ve bir çocuğu tek çocuk bırakmaları, evlatlarına atabilecekleri en en en en büyük kazıktır.

    tek çocuğum ben de. hayat boyu çektim acısını, muhtemelen hep de çekeceğim.

    hayatım çok sorunsuz, tereyağından kıl çekmek kadar kolay olsaydı da böyle hisseder miydim bilmiyorum ama, babasızlığı, parasızlığı, yalnızlığı, çevreden yenen kazıkları, aranıp sorulmamayı, bir başına kalmayı yaşadım ben kendimi bildim bileli.. yaşadıklarımı yaşayan, ben anlatmadan derdimi anlayabilecek, acımı acısı bilecek bir kardeşim, ablam, abim olsaydı; şu an olduğum kişi olmazdım ben, adım kadar eminim.

    çünkü tek çocuk olmak hoyrat etti beni. kimseye güvenmemeyi öğretti. yalnızlığı benimsemeyi, başının çaresine bakmayı öğretti. herkesten kazık yemeye hazır olmayı, duyarsızlaşmayı, uyuşmayı öğretti..

    bombok etti.

  • bir tarafta; sinavda ilk 10 bine girmis mezun ile 100 bininci olmus, ayni bolum mezununu ayiran tiptir.

    not: (devlet)

  • bu sabah itibariyle bana düşen 12000 dolar hesabıma yatmış.
    artık geleceğe daha umutlu bakıyorum. çok yaşa akp çok yaşa rte.

  • -jokond amcaaa
    -efendim güzelim?
    -hafta sonu bize gelsene
    -gelemem işim var
    -ama lütfen yaaa
    -niyekine?
    -parti vericem arkadaşlara senin de gelmen lazım
    -ne partisiymiş lan bu bacaksız?
    -cacık partisi
    -ahaha şimdiki çocuklar harika
    -gelicen mi gelicen mi?
    -eheh tamam tamam gelirim
    -oleeeyy hıyar da geliyor artık menümüz tamam!
    -lan!

  • internette dolanırken görülen bir haberde dikkat çeken fiyatlardır. hem de bunlar deprem ertesi zamlanmış fiyatlar.

    ürün fiyat (tl)
    kısa samsun, maltepe 150.000
    uzun samsun, maltepe 175.000
    uzun tekel 2000 450.000
    kısa tekel 2000 (kutulu) 400.000
    uzun tekel 2001 300.000
    kısa tekel 2001 250.000
    35 cl. yeni rakı 1.400.000
    70 cl. yeni rakı 2.500.000
    70 cl. normal votka 2.000.000
    70 cl. cin 2.150.000
    75 cl. buzbağı şarabı 1.100.000

    lan dedim, dolar kaç paraymış acaba o zaman?
    http://paracevirici.com/…doviz/1999/amerikan-dolari
    1999 ortalaması 420.000,00 tl imiş.

    yani samsun/maltepe = 0,35 dolar * 3,86 = 1,35 tl
    uzun tekel 2000 = 1,07 dolar *3,86 = 4,13 tl
    35 lik rakı = 3,33 dolar*3,86 = 12,85 tl

    şimdilerde en boktan sigara 9 tl, 35'lik rakı da 50 tl

    lan dedim peki asgari ücret ne kadarmış o dönem?
    http://www.alomaliye.com/…r-1974-yilindan-gunumuze/
    93.600.000 tl imiş.

    peki bununla kaç şişe 70 lik rakı alınıyormuş?
    93.600.000/2.500.000 = 37,44

    şimdi 37,44 şişe 70liği kaça alıyoruz?
    37,44*93=3.481 tl

    asgari ücretle şu anda kaç 70'lik alınabiliyor?
    1404/93 = 15 şişe

    kimse ehonomi çoh iyi, alım gücü arttı demesin. kalbini kırarım.

  • haber

    elektrik dağıtım şirketlerine pandemi döneminde yaşadıkları zorluklar nedeniyle yaklaşık 3 milyar lira yardım yapılacak. yapılan yardım elektrik faturalarına yansıyacak.

    devletimiz halk hariç herkese yardım ediyor maşallah. tamam halkına yardım edemiyorsun da neden cezalandırıyorsun?