hesabın var mı? giriş yap

  • bir kere daha ağzındaki baklayı çıkarmıştır. işte o açıklama:

    milli takımlar teknik direktörü fatih terim'in ayrılmasıyla, türkiye'nin büyük bir kaosa gireceğini ileri süren vural, şimdiden yeni teknik direktörün yerli mi, yoksa yabancı mı olması gerektiğinin tartışıldığını söylerken, kendisinin de bu göreve talip olduğunu açıkladı.

    ''en azından ben varım mesela. 25 yıldır bu ligde çalışıyorum. eğitimim var. yabancı dilim var. bize verilen imkanlarla neler yaptığımız belli. milli takıma çok futbolcu yetiştirdik. ben kendimi aday görüyorum, ama bir tane gazetede adımız geçmiyor. demek ki işin uzmanlık boyutuna bakılmıyor. o yüzden biz de 'tavşan dağa küsmüş, dağın haberi yok' misali, türkiye'de futbolu yönetenlere içimizden içimizden kırılıyoruz. yeteri kadar deneyim isteniyorsa tecrübeliyim. avrupa'yı biliyorum. daha düne kadar bu ülkede pro lisans sahibi olan sadece bendim. bu ülkeyi benden daha iyi tanıyan biri olabilir mi? iki tane akademi bitirmişliğim var. yabancı istiyorlarsa, ben aynı zamanda alman vatandaşıyım.''

    valla ben ikna oldum. en azından bir somestre. bi buldurun be.

  • ulan hepsini okudum ya, vay babayın kemüğüne. okumayanlar için özet geçiyorum.

    şimdi eleman bir kızı sevmiş, sonra başka şehire üniversite okumaya gitmiş bu çemçük, sonra komşusunun kızını kafa kıyakken düdüklemiş, ondan sonra da sevdiği kız bunu duymuş ve elemanı terk etmiş.

    içki bütün kötülüklerin anasıdır, kaldıramıyorsan içmeyeceksin hacı.

  • eğer 300.000 liralık evi 500.000 liraya almadılarsa, ülke tarihinin en şanslı insanları olmuşlardır.

  • başlık: franz kafka nın evine temizliğe gittim

    entry: evin her bi köşesine raid koydum, gebersin pezemenk.

  • ilk izlediğim de anlamakta zorlandığım korku filmi. tabi ikinci izleyişim de tek olmamın da avantajını kullanarak olayları daha iyi anlamış oldum. film gerçekten altıma sıçırtmaya yetti de arttı. teşekkürler hollywood yıllardır korku filmlerini komedi filmi izleyerek seyretmiş biri olarak bir ilki başardın. o gün bugündür samarayı sayen de aklıma kazıdım. ne zaman bir açık kalmış static tv, su çekilen kuyu ve sessizlikte çalan telefon görsem aklıma hep beni altıma sıçırtan samara geliyor.

  • gans, 2014'te (bkz: ıan goodfellow) ve silah arkadaslari tarafindan su paper ile tanitildi. mimarinin icinde 2 farkli model var generator ve discriminator, generator surekli yeni data uretmeye calisir, discriminator ise generator tarafindan uretilen datanin gercek olup olmadigina bakar. zamanla generator sahte data uretmekte uzamanlasirken discriminator ise sahteyi gercekten ayrimakta uzmanlasir. genelde kalpazan-polis ornegi verilir konuyu high level anlatmak icin. sonucta boyle, boyle ve soyle cok guzel uygulamalar ortaya cikar.

  • (evde su bitmiş, misafirler gelecek, acele bakkala su için yollanıyorum)

    - abi bi büyük su alacaktım...
    - buyur yiğenim... (1 litrelik su uzatır)
    - daha büyüğü yok muydu abi?
    - onun daha büyüğü osman abi'nde eheehaha...

    (bu esnada osman adlı yaşça daha büyük olan esnaf köşede bir taburede oturup, zevkten dört köşe olmuş sırıtmakta, aynı anda da çayını karıştırmaktadır)

    nasıl bir övgü anlayışıdır hala anlam veremem...