hesabın var mı? giriş yap

  • ankara'da bir avmde magazalar arasındaki plastik ağaçların kenarına oturan bir baba, 4-5 yaşlarındaki oğluna koton'u göstererek;

    - oğlum git annene de ki "yeter anneee, yeter annnneeciiiim, yeter artık"

  • ulan adam o kadar guzel yazmis ki ben ikna oldum. tek sorun erkek olmam.

    ayni sartlar altinda hayat erkegi olamiyor muyuz hocam?

  • bu dönemler vapurda çay içilebileceğini fark etme yaşına tekabül eder. küçükken annem babamla vapura bindiğimde çay deniz suyundan yapıldığı için, bardaklar yıkanmadığı için, çaycılar pis paraları tutan elleriyle çay doldurduğu için ya da gerek olmadığı için vapurda çay içilmezdi. ya da bizim zamanımızda öyleydi. büyüyüp, kocaman adam olup, 7.45 vapuruyla işe yetişmeye çalıştığım dönemlerde kahvaltı etmek için tek şansım vapurlar olduğu için, yeniden düşünme (rethinking) yaparak kendime geldim, bir çay söyledim, hayatım değişti.
    yani işte 1950lerde istanbul böyleydi. vapurla nişantaşındaki babaanneme giderdim. abimle kavga ederdik, vs vs...

  • gözünüze kestirdiğiniz aracın piyasasından pahalı mı yoksa normal mi olduğunu anlamak için arabam.com'daki arabam kaç para uygulmasını kullanın, sonra sigortam.net'e girip aracın kasko değerine bakın. ortaya çıkan fiyatların yaklaşık 5 bin lira üzerine kadar verebilirsiniz. ama dikkat edin! kasko fiyatı uygulaması, araç hasarsızmış gibi fiyat çıkarır. yani mesela, aracın kasko değeri 100.000 lira çıkıyorsa bu fiyat boyasız, değişensiz, tramersiz aracın değeridir.

    şimdi, mesela:

    gözüne kestirdiğiniz aracın kriterlerini

    arabam.com'a girdiniz 125.000 lira çıktı (boya, değişen,hasar kaydı seçeneklerini doğru giriniz)

    sigortam.net'e girdiniz kasko değeri 126.750 lira çıktı (boyasız, değişensiz, hasar kayıtsız fiyatıdır)

    bu baktığınız aracı rahatlıkla 130 bin liraya kadar alabilirsiniz (tramer yoksa veya çok azsa). böylece kazık yememiş olursunuz.

    son bir not: ön arka tampon boyası, dikiz aynası değişimi gibi aksamlardan dolayı ortaya çıkan 300-500 liralık tramerin önemi yoktur, dikkate almaya değmez.

    bu yukarıdaki fiyatlandırmayı galericinin, alsatçının da gözüne sokun ki enayi olmadığınızı anlasınlar.

  • ekonomimize göre normal, bana göre kol gibi hesaptır orası ayrı da masaya tespih koyup, kart oynadığın mekanda san sebastian cheesecake yemek nedir lan? sen asıl onun hesabını ver*

  • osmanlı imparatorluğu'nda padişahlarla vezirlere yapılan alkış merasimini yöneten saray memurlarına verilen isimdir. bir nevi şakşakçı başı diyebiliriz. :)

    sefer, cülus, bayram vb. gibi merasimlerde alkış çavuşlarının emrindeki alkışçılar padişahları yahut vezirleri alkışlardı. bu alkış esnasında da ''uğurun açık olsun, devletinle bin yaşa, mağrur olma padişahım, senden büyük allah var'' gibi övgüler sarf edilirdi. bu alkış merasimleri devletin ihtişamlı dönemlerinde oldukça kalabalık ve büyük bir organizasyon olurdu. devletin güçten düştüğü dönemden itibaren ise daha küçük ölçekli törenler yapılmıştır. osmanlı saltanatının sonuna kadar da devam etmiştir.

    tanzimat dönemine gelindiğinde alkış çavuşları lağvedilmiş, yerlerini hassa hademeleri ve mızıka-yı hümayun hademeleri almıştır.

    sultan mehmed reşad'ın başkatipliğini yapan halit ziya uşaklıgil anılarında alkış merasimlerine dair şunları yazmıştır:

    ''hademe arasında bir de alkışçılar diye tabir edilen bir zümre vardır ki sırasına göre altı, sekiz, on kişiden oluşarak, tam hünkarın arabasının geçeceği bir yerde, halka halinde toplanırlar ve gür bir sesle bir şeyler söyleyerek, alkışlarlardı. galiba eski osmanlı padişahlarının haşmet zamanında ''mağrur olma padişahım senden büyük allah var'' diye bağırıldığı hatırımda, belki de yanlış olarak kalmış bu alkışın sözlerini hiçbir zaman anlamak mümkün olmamıştı. böyle sekiz on ağızdan bir gulgule halinde çıkan bu gürültü bende bir merak halinde olurdu. nihayet soruşturmaya mecbur kaldım. sözler: '' yardımcın allah ola. yaşın uzun ola'' diye başlar ve kim bilir nasıl bitermiş.''

    kaynaklar:
    + mehmet zeki pakalın - osmanlı tarih deyimleri ve terimleri sözlüğü - meb yayınları.
    + abdülkadir özcan - ''alkış'' - tdvia - cilt: 2.
    + halit ziya uşaklıgil - saray ve ötesi - yapı kredi yayınları.

  • rıfat ılgaz buna kendisi cevap vermiştir.

    "eskiden idamlar sabaha karşı yapılırmış. belli bir süre sonra idam yaklaştığında tüm dükkanlar açılmaya, esnaf satış yapmak için bağırıp çağırmaya başlamış. bunun üzerine aileler de o saatte sokağa çıkmaya başlamış ve idam vakitleri panayır havasında bürünmüş. sonuçta da ölen bir adama bakarak gülen bir halk görüntüsü oluşmuş.

    ben de çöken eğitim sistemini anlattım. hepimiz ölen bu sisteme bakarak güldük.”

    kaynak