hesabın var mı? giriş yap

  • bu tespite göre almanlar suyu bile ithal ederek yaşamalıydı. e ama öyle olmuyor.
    onların modelini mi denesek? mesela liyakatli siyaseti.

    edit: imla
    tanım: siyasilerin hatalarını örtmek için polyannacılık yapması örneklerinden biri

  • ayın hareketlerini baz alan takvimler oluşturmuşlar. bu takvimler tümülüs ve diğer kromlek yapıları ile temsil ediliyor ki, devasa takvimler bunlar. magdalenenberg tümülüsünü, bu tümülüsün planlarını tekrar yorumlayan araştırmacılar, tümülüsün ayın hareketlerini ışıma ile takip eden bi' tür takvim olduğuna kanaat getirdiler.

    (bkz: http://www.heritageportal.eu/…=3&itemid=638&lang=pl)

    roma imparatorluğu avrupa'ya tamamiyle hakim olmadan evvel avrupa'da ayı baz alan takvimler kullanılıyor. fakat daha sonra imparatorluk çağında güneş esaslı roma takvimine geçiliyor ve tıpkı diğer pagan kültür ögelerinde olduğu üzre zamanı ölçme tekniği de avrupa'ya unutturuluyor.

  • yemin ederim the walking dead'i izlerken böyle heyecanlanmadığımdır. tırnaklarımı yedim bitirdim iki dakikada. öyle hepsi de nasıl dört bir koldan çıktılar. aklımı yitirecektim. o yakalandığında bitirseler, ikinci bölüm izlenme rekorları kırar, iguana'nın ölmediğine dair ne teoriler üretilirdi.

  • sonunda birilerinin açık açık dile getirdiği gerçek.

    ırkçılık falan değil, adam açıkça toplumuna sorun çıkarmayacak hatta faydası dokunacak göçmene her zaman kapılarının açık olduğunu belirtmiş ki dünyada 200 ülke varsa 199 u aynı fikirdedir.

    gittiği yerde yamyam gibi davranan adamları kimse istemez, istemedi diye de ırkçı olmaz.

  • 28 yaşındayım. şırnağın kimsenin bilmediği bir köyünde öğretmenim. bu sabah bir ders boşluğundan istifade edip eve geldim. arkadaş patates kızartmış. yarım ekmek arasına doldurdum, biraz mayonez ketçap sıkıp yedim.

    lisedeyken kantinde satarlardı ekmek arası patates. bir sefer dahi yiyememiştim param olmadığından. 4 sene dile kolay. öyle kokardı deli gibi. yutkunup yutkunup dışarı kaçardım. o geldi aklıma sabah. boğazıma düğümlendi her lokma. ağlayamadım da utancımdan.

    sonra kalktım, bisiklet almayı hayal bile edemeyen ben; pencereden, kıpkırmızı arabama baktım uzun uzun.

    babamı andım.

    oku oğlum! sabret! güzel günler de gelecek!

    geldi babam geldi.

    çok özledim.

  • maç sonunda bir muhabirin "fenerbahçe'yi kadıköy'de 15 yıldır yenemiyordunuz. bu yıl, 16. yıl oldu. ne düşünüyorsunuz?" sorusuna, "evet yine yenildik. yenildik ama üzgün değilim. gelenek bozulmadı" cevabını vermesi sadece aslında olması gerektiği gibi böyle bir kompleksi olmadığını gösterir. burada asıl sorun bu tür şeyleri kompleks yapabilen avam taraftarlar ve bunu "yarsuvat'tan galatasaray taraftarını çıldırtan açıklama" şeklinde lanse edip ucuz habercilik peşinde koşan spor gazeteleridir.

    siz aziz yıldırım'ları, ünal aysal'ları sevin ben duygun yarsuvat'ları, özhan canaydın'ları, süleyman seba'ları seviyorum.

  • laaan hani biz salonun ortasında leğende yıkanmıştık?

    hani hiç rotring kalemimiz olmamıştı?

    hani mahellede top oynarken annemiz ekmeğe salça sürerdi?

    beraber yazmadık mı o iç burkan fakirlik anılarımızı?

    herkes dalga mı geçti lan? yalandan mı yazdınız onları? ben çok ciddiydim amk?

    şimdi ne ara ceo oldunuz, adını bile anlamadığım mesleklerinizden 10 bin dolar falan kazanıyorsunuz??

    ve ben niye hala fakirim?

  • keşke hiç konuşmasaymış. ne kadar boş beleş bir konuşma bu. böyle durumlarda ağzından çıkana 10 kat daha fazla dikkat edeceksin.

  • "aşkım" yazmış. tabi bizim bünye öküz olunca, açarsın telefonu ve "mesajın yarım kalmış. ne yazacaksan söyle" denir.

    işte kadın ve erkek arasındaki en büyük farklardan biri budur. onun aşkı kabardığı için sms atar, sen ise tüm iletişim araçlarını fonksiyonel olarak kullanırsın.

    kadınlar mı zor, biz mi danayız bu yaşıma geldim halen anlayamadım.