hesabın var mı? giriş yap

  • starbucks'a gidip kasadaki çocuğa;

    - çayın taze mi?

    diye sorabilecek bir vizyona sahip olduğum için bana hitap eden harekettir.

    vali kebabı yerken kendimi viyana valisi gibi hissediyorum. aynı hürmeti hayatta bir fast food zincirinde göremezsiniz. mesela fast food zinciri bir dükkana giriyorum;

    - selamın aleyküm.

    dememle birlikte adam;

    - 1 tl farkla es selamın aleyküm almak ister misiniz?

    diyor resmen.

    mesela kebapçıda;

    az çorba, yarım şiş, 1,5 pide gibi farklı porsiyonlar sunulması bile müşteriye saygıdır.

    fast food zincirine girip;

    - bana az cheeseburger!

    veya

    - yarım donut alabilir miyim?

    diyebilir misiniz?

    ha derseniz kasadaki adam güntekin onay'ın suratındaki kakam var ifadesi ile mal mal yüzünüze bakar.

  • kendisi "kıyıya vurmadıkları sürece balıklar suyun farkında değildirler" diyerek insan ve teknoloji ilişkisini metaforik biçimde tanımlamıştır. teknolojik determinist olmakla suçlanan mcluhan bu sözüyle önemli mesajlar vermiştir aslında. insanlar teknolojiyi ancak sonuçlarını gördükten sonra anlayabilirler. ancak teknolojiyi anlamak için acele etmekte fayda vardır...demek istemektedir ki mcluhan; teknolojinin esiri olmamak için onu zaptetmeli ve önce onu keşfetmeli, nimetlerinden yararlanmalıyız. mcluhan aynı zamanda postmodern kurama esin kaynağı olmuş, baudrillard'ı etkilemiştir. ayrıca woody allenın annie hall filminin bir sahnesinde yer almış popüler bir medya kuramcısıdır.

  • youtube'da bir süredir meydana gelen durumdur. milyonlarca izlenmiş cover videolarına bakıyorum kızın sesi abartıldığı kadar değil ve her yer bunlarla dolu, sesi daha güzel olan arkadaşlarım var.

    bu durumun ortaya çıkmasının türk erkeklerinin abazalığından kaynaklanmakta olduğunu düşünmekteyim.

    edit: verdiğim şarkı linki yanlış anlaşılabildiği için kaldırıldı.

    edit2: fürya değil furya imiş doğrusu, özür dilerim.

  • stanley kubrick’in bu filmdeki mükemmelliyetçiliği ile ilgili yıllar önce sinema dergisinde bir yazı vardı. filmi bitirdikten sonra diğer ülkelerdeki gösterimleriyle de yakından ilgilenirmiş. o ülkede dublaj yapılacaksa stanley kubrick direkt olarak seçime etki edermiş. bundan sebep bu film bizim ülkemizde dublajlı gösterilmemiş. özellikle çocuğun seslendirmesini beğenmediği için filmi altyazılı gösterime sokturmuş. sonra tv yayınları için dublaj yapılmıştır, bilemem ama sinemada olmamış böyle bir şey. türk seyircisinin filmden alacağı keyfi bile düşünmüş. kral hareket.

    bu konu, rahmetli hakkında bir kitap okurken aklıma geldi. kitapta yazılana göre benzer bir duruma yine etki ediyor stanley kubrick. bir sahnede jack’in bunalıma girip daktiloda defalarca yazdığı bir cümle var:

    “all work and no play makes jack a dull boy”

    * sürekli çalışmak ve oyun oynamamak jack’ı sıkıcı bir çocuk yapar.

    filminin diğer ülkelerde gösterime girdiğinde bu sahne için o dillerde ve her biri yine farklı anlamlarda olacak şekilde cümleyi değiştirmiş. o dillerde orijinale benzeyen anlamlarda cümle yazılmış o sahnede.

    italyanca: il mattino hal’orna in bocca (erken uyanan altın bir güne başlar)

    almanca: was du heute kannst besorgen, das verchiebe night (bugün yapabileceğinizi asla yarına ertelemeyin)

    fransızca: un tiens vaut mieux que deux tu l'auras (eldeki bir kuş çalıdaki iki kuş değerindedir)

    ispanyolca: no por mucho madrugar amanece mas temprano (siz ne kadar erken kalksanız da güneş erken doğmaz)

    (her ne kadar anlamlar birbirlerine uzak gibi görülse de stanley kubrick yapmıştır yine kral hareketi diyerek itiraz etmiyoruz )

    kitap: estetiğin ve sembollerin gizemli yönetmeni stanley kubrick
    yazar: melissa mey

  • durakta, elinde bir kagit tutarak bekleyen bir insani ilan dagitiyor sanip, elindeki kagidi alip uzaklasmaya baslamak.

    adam arkamdan bagirinca farkettim ne kadar sacma bir sey yaptigimi. ama geri donup bakacak cesareti de bulamadim kendimde. bacaklarim gotume vura vura kactim. halbuki el ilani almaktan nefret eden biriyim. almam ama sonra da merak ederim icinde ne oldugunu, bu kez zincirleri kiracam, alacam demis idim, nereden bileyim boyle olacagini.

  • kendimden biliyorum... yoruldum arkadaş yoruldum, çok yoruldum. insanlara doğruları anlatmaktan, gerçekleri açıklamaktan, kanıtlar göstermekten yoruldum. yaşım 31, 15 yıldır başımızdaki haramzadelerin apaçık ülkeyi parsel parsel sattıklarını görüp buna hala inanmayan bir toplumun olduğunu görmek benim umutlarımı bitirdi. yetmezmiş gibi bu kör olan toplum çoğalarak devam ediyor. bu süreçte cehaletin gerçekten mutluluk olduğunu öğrendim. bu son seçimler de benim geleceğe dair umutlarımın yıkıldığı bir gün oldu. o tarihten itibaren artık ne olursa olsun modundayım zerre umrumda değil. benim tuzumun kuru olmasına rağmen başka insanları düşünüp her yerde onların sesi olmaya çalışırken savunduğum insanların gidip celladını seçmiş olmaları beni bitiren nokta oldu. ne haliniz varsa görün...

  • gecenin bi' saatinde gelenleri her türlü afallatabilme gücüne sahiptir.

    03:52 babam - erkeklerden hoslaniyorum
    03:56 babam - hoslanmiyorum annen telefonumu almis
    04:13 babam - erkeklerden hoslaniyorum

  • bu memlekette bir ağacın belediyelerin elinden kurtulup 4112 yıl yaşayabilmesi için yürüyor olması lazım.
    yaşını hesaplayanlar sağına soluna iyice baksın.