hesabın var mı? giriş yap

  • bir kemalist olarak afrin operasyonunu elbette destekliyorum. yalnız afrin bir kahramanlık hikayesi değildir. salonun ortasına sıçan birisinin o salonu temizlemeye çalışmasıdır. bu bağlamda afrin'de savaşan türk askeri hariç siyasilerden kahraman yaratmak isteyenler 'kifayetsiz muhteris'lerdir. tek kahraman cephede, ayaklarıyla toprağa basan, bu soğukta üşüyen ve hayatı pahasına orada şu an nefes alıp veren türk askeridir. hürmetimiz de onadır.

  • konuştuğu erkeğe "artık bu ilişkinin adını koyalım" diyen kıza yaklaşıp "ilyas koyun lan ilişkinin adını, dedemin adı" dedim.

  • üstedit: her şey bu konuşma ile başladı. @aydinlanayazan uyardı video eklememişim

    erdoğan'ın bugünkü kılıçdaroğlu'na yönelik imada bulunduğu "haysiyetsizdir, onursuzdur, şerefsizdir, haindir" açıklamalarına cevaben chp grup başkanvekili engin özkoç çok sert açıklamalar yapıyor. canlı yayın bitince link paylaşacağım. mecliste konuşuyor şu anda. "müslümanların ölümüne neden olan bop eş başkanı şerefsizdir, onursuzdur, haysiyetsizdir" diyor ve bu ithamlar tüm konuşma boyunca devam etti devam ediyor. engin özkoç'un ifadelerinden birkaçı:

    "şehitlere kelle diyen bir kişi haysiyetsizdir, şerefsizdir, onursuzdur, vatan hainidir."

    " etrafta şeytanlaştıracak insan arıyorşeytani planlar yapıyor! şeytan mı arıyorsun? şeytanın ta kendisi sensin! baş şeytan abd ile işbirliği yapıyorsun! ordumuz, idlib'de gereksiz yere duruyor biz evlatlarımıza sahip çıkacağız!"

    " şehit cenazeleri daha kalkmamış, şehit evlerinde haykırışlar dinmemiş, şehit haberleri gelmeye devam ediyor. haysiyetsizliğin, şeytanlığın, şerefsizliğin ve onursuzluğun resmini görüyor musunuz? türkiye'de şehitler gelirken, daha "başınız sağ olsun" demeyen, evlatları için "allah rahmet eylesin" demeyen kişi trump'a akıl vermiş de, putin'e akıl vermiş de, ekonomide şöyle yapmış da... o trump sana mektup gönderdi, aptal yerine geçecek lügatlar kullandı. sen o mektubu cebine aldın, trump'ın yanına gittin. sen atatürk'ten bahsediyorsun. atatürk kim, sen kimsin? atatürk türkiye cumhuriyeti'nin kuruluşunun lideridir, sen türkiye cumhuriyeti'ni itibarsızlaştıran akp'nin genel başkanısın. atatürk eğer bugün olsaydı, ne o trump o mektubu yazmaya cesaret edebilirdi ne de türkiye'nin cumhurbaşkanı türkiye'yi bu duruma düşürürdü. atatürk bugün olsaydı, suriye'de ne mehtmetçiğimiz şehit olurdu ne de o saray'dan değil gelir meclis'ten bu mücadeleyi yürütürdü."

    edit: link

    edit 2: sözlerle ilgili engin özkoç hakkında soruşturma başlatılmış link

  • 1 zarfın içine atılan 3 pusula dan 2 tanesinin sonucunu kabul ediyorlar ama 1 tanesinin sonucunu kabul etmiyorlar. ee bu nasıl sandığa darbe?

  • hakkında bilinmesi gereken bazı şeylerin olduğu meslek grubu:

    diğer tüm işler gibi psikologluk da yapan kişilerin mesai saatleri dışında yapmak için çıldırdığı bir iş değildir. bir psikologun mesleğini isteyerek seçmiş olması ve işini severek yapması bunu arkadaş buluşmalarında, aile ziyaretlerinde, otobüste, sokakta, telefonda her dakika sürekli yapmak zorunda olduğu anlamına gelmez. yırtık dondan fırlar gibi her dakika her yerden fırlayıp dert anlatmayın. hele keyif almak, kafa dağıtmak için girdiği ortamlarda koluna yapışıp uzun uzun dert anlatılması yediğini, içtiğini zehir eder, diploma yırttırır yapmayın. nazik bir insansa veya size kıyamıyorsa işkence iki kat büyür hiç yapmayın. garsonluk yapan arkadaşınıza "ya bana misafir gelecek çay servisini falan sen yapsana" diyor musunuz, elektrikçi dayınız size misafirliğe geldiği anda sigortaları, bozulmuş tost makinesini önüne koyuyor musunuz hiçbir farkı yok bu "madem psikolog var neden kafasını sikmiyorum ki" düşüncesiyle uzun uzun ayrıntılı ayrıntılı dert anlatmanızın.bir derdinizin yanısıra psikolog bir arkadaşınız varsa kısa cümlelerle öneri istemenin ötesine geçmeyin kendinizden soğutmayın. bu isteğimin nedenleri saymakla bitmez öncelikle bakın bazı konular mahremdir, birinin psikolog olması kuzeniniz olduğu gerçeğini değiştirmiyor tam tersi kuzeninizse psikologunuz olması mümkün olmuyor.

    şunu hiç unutmayın, insan çarkları dişlileri vidaları olan bir cihaz, psikolog da elinde tornavidayla ona daldığında hemen tamir edebilecek birşey değil. bu noktada sadece iki örnek vericem. seneler önce hiç de yakın olmadığım biri buluşmak için arıyor, işim var vaktim yok ama ısrar kıyamet kıramıyorum. buluşma yerine gidiyorumi. hatun dünyanın bütün sorunlarına sahip bir yüz ifadesi ile bir şarap kadehinin arkasına oturmuş. uzun sessizlikler, eeee? mıy mıy iki cümle. bi bok anlamıyorum. ama ifadesinden de hareketlerinden de "hadi benim üstüme düş, hadi hadi" dediği çok belli. allah kahretsin ki sabırsız bir insanım daha fazla vakit kaybetmemek için hatunun üstüne de düşüyorum, anlattırmaya da çalışıyorum. mıy mıy bişeyler anlatıyo sevgilisi ile ilgili. e sorun ne tam olarak? "psikolojim çok kötü, o kadar kötü ki bişey anlatıcak halim bile yok, seni de o yüzden çağırdım sen psikologsun ya anlarsın düzeltsene psikolojimi". o sıralar genç olduğum ve türevleriyle milyon kere karşılaşıp gına getirmediğim için çok şanslı. bugün olsa o masayı üstüne devirebilirim çünkü dert diye anlattığı şey derdi değil. derdi o esnada arayan sevgilisine "şu anda bir psikolog arkadaşımla birlikteyim gerçekten çok kötüyüm" tribi atmak. ben? konu mankeni. işim gücüm önemli değil çünkü psikoloji diplomasının bana yüklemiş olduğu sorumluluklar var. hanfendinin sevgilisine karşı elini güçlendirmek mesela.

    ikincisi benim başıma gelmedi ama psikolog bir arkadaşım anlatmıştı. bir arkadaşıyla hastane kantinindeler. yan masalarına kalabalık bir grup geliyor, belli ki durumu kritik olan bir hastaları var. kadınlar ağlıyor, özellikle bir tanesi feryat figan ağlıyor, kadını sakinleştiremiyorlar sesi iyice yükseliyor, bayılıyor falan galiba. arkadaşın yanındaki arkadaş (allah belasını versin onun) masadan fırlayıp dünyayı kurtarır pozlarda "bir saniye psikolog var, arkadaş psikolog size yardımcı olacak" diyerek bizimkini kolundan çekiştiriyor. yardımseverliğe bakar mısınız?

    daha da anlatırım. "benim bi arkadaşımın psikolojisi çok kötü ama psikologa gitmek istemiyo sen facebooktan ekle/ evine git / telefonunu vereyim ara" diyenler mi ararsın bi de üstüne "ama psikolog olduğunu da söyleme" diyenler mi?

    çevrenizde duyarlılığı ve yardımseverliği ile herkesin gözlerini kamaştıran biri olmak istiyorsunuz anlıyorum arkadaşlar ama insanlara yardım etmenin kendi başınıza yapabileceğiniz bin türlü yolu var. herkesin derdine ilişkin malumat toplayayım ama adamın derdi yoksulluksa bile hooop psikolog arkadaş var ona atar kaçarım, "psikolojisini düzeltsin" benden iyisi yok. çoğunlukla da yardıma ihtiyacı olanı boşa umutlandırıyor en büyük kötülüğü yapıyorsunuz.gaza gelip sokakta tanıştığınız her çeşit adi suçtan cezaevine girmiş hapçının "aslında içinde iyi bir insan yattığına" inanmak sizin hoşunuza gidiyor ama psikolog arkadaşınızın telefonunu verip "o seni kurtarır hadi bay bay" demek ne oluyor onu bi anlatın bana? sosyal hizmet diye bişey duydunuz mu siz? ya da tehlike falan?

    hele de derdi merdi olmayıp psikoloğu geyik kaynağı olarak görenler keşke başka gezegenlere taşınsanız. bir insana tanıştığının ikinci dakikası "ha demek psikologsun, ben nasılım mesela nasıl gördün beni" diye soranlarınız var ya ne cevap alabileceğinizi zannediyorsunuz. hakettiğiniz cevabı verip "ah ben de onu sorucaktım üstün zekalılık doğuştan mı paçalarınızdan akıyo da toplayın biraz yazık bu belediye işçilerine" demek istiyorsam ve demiyorsam tek sebebi bunu ciddiye alıp orda burda "geçen de bi psikologla tanıştım, beni görür görmez üstün zekalı mısın diye sordu" demeyeceğinizden hiç emin olmamam.

    son olarak dostlar, psikologluk her ne kadar her geçen gün itibar yitirse de bir meslektir. meslek olmak da ne demektir? icra edilen iş karşılığında para kazanılır demektir. emin olun psikologlar gerektiği zamanlarda gönüllü de icra ederler mesleklerini, ihtiyacınızı belirtirseniz çoğu indirim de yapar. ama sizin "ay napıyo ki ya dinliyo altı üstü" diye düşünüp ücret ödemeyi layık görmediğiniz pratiklerini öğrenmek için bitmeyen bir eğitim sürecinde yıllarca dirsek çürütüyorlar diğer tüm meslekler gibi. her ay kuaföre maaşının yarısını bırakırken ay iki makas salladı bu kadar para aldı demiyorsun onu ait görünmek istediğin sınıfın gereği sayıyorsun psikologa gitmek gerektiğinde "ya görümcemin kaynının eltissi var ya ona sorar, derdimi çözdürürüm hem akraba para da alamaz" kurnazlığına nasıl kapılıyorsun anlamıyorum seni.

  • sırf müslüman olduğu için anasına ve bacısına hallenmediğini düşündürten yazar.

    allah ıslah etsin.

  • bugün bedel ödemiş olan taraftar gurubudur.
    adam olmanın bedelini ödediler, dik durmanın bedelini ödediler, siyah ve beyaz olmanın asla gri olmamanın bedelini ödediler.
    stadyum artık hayal olacak.

    ama biliyorlardı,
    adam gibi bağıramadıkları stadyuma ihtiyacı yok onların,
    yalakalık yapmadılar,
    gereğini yaptılar, beşiktaşlı olmanın gereğini, türk vatandaşı olmanın gereğini,
    hepsinden öte insan olmanın gereğini yaptılar.
    bugün taksim direnişinde resmen hamallık yaptılar,
    tam herşey boka sarmışken girdiler olaya,
    kes bakalım diye meydana indikleri anda herkesin yüzünde bir gülümseme oldu.
    erkek gibi geldiler, erkek gibi savaştılar ve erkek gibi kazandılar.
    çevik kuvvet beyaz desene dediler, toma ele geçirdiler,
    aynı brave heart filminde irlandalıların gelmesi gibiydiler,
    bugün beni hüngür hüngür ağlattılar,
    beşiktaşlıyım hem de en karasından, ama bugün beşiktaşlılığın değil sadece vicdanın da onurunu kurtardılar.
    ülkede iklim değişirse, istenen güzel günler gelirse eğer, tarih kitapları bu siyah beyaz çocukları hep minnetle anacak,
    ileride bir gün evladım olursa onları anlatacağım.
    şimdi koyduk mu diyorlarmış,
    koydunuz kardeşler koydunuz,
    tüm bir halkın gönlüne adınızı koydunuz.
    semtiniz erkek semti aşık etti herkesi
    üzerinizden eksilmesin bayrağınızın gölgesi.

    stadyum birkaç sene daha kalır heralde bu erkek tepkiniz üzerine. ama sağlık olsun,

  • her yaşa göre değişir.

    yaş 1: aha gene aynı parmaklıklar. çıkarın beniiiii üheheeeeee
    yaş 5: bugün alınsın diye tutturulacaklar: oyuncak kamyonet, akülü araba, marmelat, muzlu dondurma, sarı köpek. sorulacak konular; okula ne kadar büyüyünce gitcez, gitmesek olmuyo mu? leylek meselesi, kardeşi iptal edebilir miyiz? evet hazırım... bir de çekyatın içine girmeye çalışcaktım, unutmayayım.
    yaş 7: ulan okula hergün mü gidiliyo?
    yaş 10: anneme bugün tuğçeyle evlenmek istediğimi söyleyeyim. kıza doğumgünüde barbi evi mi alsam?
    yaş 15: shit, bu boktan hayatın boktan bir sabahı ve 4 boktan sivilcem daha çıkmış.
    yaş 17: oleyyy bugün perşembe, sedayı beden dersinde görecem. havalar fena değil şort giyme ihtimali var.
    yaş 18: neeeee? saat 8 olmuş. ulan beşte kalkıp 800 matematik sorusu çözecektim ben!
    yaş 20: burası neresi? ahh kafam, hiiiaaahhhh bu kadın kırk yaşında be!
    yaş 22: gitmiyorum lan okula mokula. gitsem de bitmiyor, gitmesem de... mmhh
    yaş 23: allaaaaah kep yok lan! nasıl kaçıcam içtimadan!??!
    yaş 25: bugün istifa ediyorum abi. sabah gider gitmez istifamı veriyorum. insan insanı bu saatte uyandırır mı be!
    yaş 26: bugün istifa ediyorum abi. sabah gider gitmez istifamı veriyorum. insan insanı bu saatte uyandırır mı be!
    yaş 27: düğün salonunu bugün kesin bağlamam lazım. evleniyor muyum hakketen?
    yaş 28: bugün istifa ediyorum abi. sabah gider gitmez istifamı veriyorum. insan insanı bu saatte uyandırır mı be!
    yaş 29: bugün istifa ediyorum abi. sabah gider gitmez istifamı veriyorum. insan insanı bu saatte uyandırır mı be!
    yaş 30: bugün ödenecek çek vardı lan! sıçtım!
    yaş 32: ağlıyor mu? vallahi ağlıyor! geldim babacııım geldimm.
    yaş 40: ben mi horladım bütün gece o mu?
    yaş 45: o stajer kız bana bakıyordu kesin, bakalım bugün de bakacak mı? hala iş var bende ehehe
    yaş 50: çok şükür hala sertiz
    yaş 60: heyyyo bu sabaha da çıktık
    yaş 70: penaltılara kaldık.
    yaş 80: bu ışık da ne?