hesabın var mı? giriş yap

  • çok dikkatle benimsenmesi gereken hususlardır.

    öncelikle istanbul'a gelecekseniz iki hatta üç kere düşünün. bulunduğunuz şehirde asla ve asla en basit bir iş bile bulamayacak ve açlıktan ölecek durumdaysanız istanbul'a gelin iş arayın. eğer durumunuz ortalama ise, sadece farklı bir hayat ve biraz daha yüksek hayat standardı arıyorsanız onu istanbul'da bulamayacaksınız. bok gibi param var, en kral yerde yaşarım, işim de hazır diyorsanız gelin tabi ki.

    geldiniz ev arıyorsunuz.

    * ilk önce eğer ağır muhafazakar değilseniz, biraz modern kafaysanız, muhafazakar semtlerden veba varmış gibi uzak durun. buradaki neredeyse her ev sahibi hayatı size zindan edebilir, üstüne para vermiş olursunuz bir de. ev sahibi hacı amcaymış, dindarmış diye dürüst olacak sanmayın, en dolandırıcılar, en sahtekarlar bunlardan çıkıyor. kısacası ev kiralamayın semt kiralayın, ev sahibi kiralayın. ideal semtler moda, kalamış, kızıltoprak, bakırköy, ataköy, ataşehir, kartal, maltepe, göztepe, erenköy, kozyatağı, istinye. geri kalanında leş olmayan bina ve daire bulmanız gerçekten çok zor.

    * beşiktaş'ı unutun. sözlükte de bolca tartışması döndüğünü göreceksiniz. kümeslere binlerce lira isteyen süpersonik utanmazlar var burada. merkezi semtlere takılmayın. avrupa yakasındaki merkezi semtler himalayalar kadar engebeli zaten, yürüyüş işkence bu yokuşlu semtlerde. daha uzak ama düz semtler seçin.

    * internetteki ilanlara inanmayın. istisnasız hepsi abartılıdır. metrekareler hayal ürünü seviyelere şişirilmiştir. 3+1 dairelerde 3'ün sadece 1'i adam gibi odadır. diğer ikisi hücredir. salonlar ise tasarım faciasıdır. 2+1'leri sevin. onlarda 2 oda alanı en azından daha bir rahattır. 3+1 için ideal fiyat performans metrekaresi 120'dir. 2+1 için 90'dır. hesabınızı buna göre yapın.

    * çevredeki evlerin kiralarını mutlaka öğrenin. gerekirse komşuların kapısını çalıp sorun. komşulardan 1 lira fazla ödememeye özen gösterin.

    * beşiktaş'ı unutun demiş miydim?

    * toplu taşımaya illa ki sıfır noktasında olmak zorunda değilsiniz. bulduğunuz bir semtte çok marjinal bir minibüs/dolmuş hattıyla işten eve, evden işe süper ulaşım imkanına sahip olup şaşırabilirsiniz.

    * kaliteyi talep edin. bok gibi evlere tek kuruş ödememeyi hayat felsefesi yapın. para kolay kazanılmıyor, hele istanbul'da kıçından soluyorsun o parayı kazanmak için. sokağa atmayın yani.

  • the tick'in bir mizah şaheseri olan karakterlerinin en hatırlanmaya değer olanlarına şöyle değineyim, hem kendime hem okuyana nostalji yaşatayım:

    american maid(amerikan hizmetçisi)
    topuklu ayakkabılarını düşmanlarına acımasızca fırlatarak savaşan ve hizmetçi kılığında ortamlara dahil olan hatun süper kahramandır.

    die fledermaus(pörsümüş fare)
    batman parodisi olan bu karakterin esas amacı suça karşı savaşmak değil, havalı görünmektir. sık sık amerikan hizmetçisi'ne sarkmasının yanında günün büyük bölümünü kahve falan içmek için kafenin tekinde oturarak geçirir.

    sewer urchin(kanalizasyon kestanesi)
    şehrin kanalizasyonlarından sorumlu süper kahramandır. kanalizasyonda yaşayan bu eleman oldukça zengindir ve hatrı sayılır derecede entelektüeldir. pörsümüş fare ile birlikte kafede kahve içen tayfadandır.

    human bullet(mermi adam)
    banliyölerde yaşayan bir süper kahramandır. yardımcısı oğludur ve adamımız mangal yaparken falan şehirde ters giden bir şey olduğunu görürse oğlundan onu ateşlemesini ister. büyük bir top ile kendini olay mahli yönünde fırlattırır. genelde alakasız yerlere düşüp yalan olur.

    baby boomerangutuang(bebek bumerang)
    kene'nin süper kahraman kursunda arthur ile birlikte öğretmen olduğu bölümde karşımıza çıkan bir kahramandır. bu bölümde "kaşık" haykırışını bol bol duyduğumuz kene'nin öğrencilerinden biridir. düşmanlarına oyuncak bebekler atarak saldırır ve bebekleri bumerang gibi kendisine geri döner. karnında taşıdığı bebek patlayıcıdır. ayrıca arthur gibi o da muhasebecidir.

    the big shot
    başlı başına punisher parodisi olan bu karakter ilk ortaya çıktığında silah manyağı bir şiddet aşığıdır. daha sonra terapiye katılan eleman kene'nin kene olduğunu iddia eden başka bir süper kahramanla kapıştığı bölümde ara bulucu ve barış yanlısı bir kardeşimiz olarak karşımıza çıkar.

    caped chameleon(bukalemun)
    renk değiştirme süper gücü sayesinde kamuflaj yeteneğine güvenen süper kahramandır. en büyük zayıflığı ekoseli kumaşa denk geldiğinde renge adapte olamayıp error vermesidir.

    civic minded five(geri zekalı beşli)

    four-legged man(dört bacaklı adam)
    geri zekalı beşli'nin lideridir. dört bacağı vardır, başka olayı yoktur. dört bacağı olması dışında sıradan bir vatandaştır.

    captian mucilage(kaptan tutkal)
    geri zekalı beşli'nin kafasından ve ellerinden yapıştırıcı fırlatan üyesidir.

    the carpeted man(halı adam)
    geri zekalı beşli'nin yere sürtünerek çıkardığı statik elektrik ile savaşan üyesidir fakat giydiği halı kostümünün içinde fazlaca sıcaklayınca fenalaşır.

    feral boy(vahşi çocuk)
    geri zekalı beşli üyesidir. kurtlar tarafından yetiştirilen bir velettir. konuşmayı bilmediğinden havlayarak anlaşmaya çalışır insanlarla. geri zekalı beşli'nin arabasını kullanan kişidir.

    jungle janet
    geri zekalı beşli'nin tek kadın üyesidir. tarzan gibi giyinir. süper gücü yoktur. adam akıllı konuşabilen tek geri zekalı beşli üyesidir.

    éclair
    superhero exchange programı ile belçika'dan gelen ve arthur'la birlikte kötülüğe karşı savaşan hatun. kene de onun yerine belçika'ya gider.

    fishboy(balık çocuk)
    sürekli nemli kalmaya çalışması dışında hiçbir olayı olmayan genç süper kahraman. kolluk takar.

    gesundheit
    kene'nin süper kahraman öğrencilerinden biridir. her şeye alerjisi olduğu için süper hapşırıklarını uçmak için kullanır.

    the living doll
    "küçük adamlarla doluyum" repliğiyle hatırlanan, matruşka gibi içinden bir sürü adam çıkan emekli süper kahramandır.

    sarcastro
    suça karşı sarkazmın muhteşem gücünü kullanarak savaşan efsanevi karakterdir. kene'nin süper kahraman okulu öğrencilerindendir. sarkazm gücünü diğer süper kahramanlara karşı kullanmamayı öğrenmekte güçlük çekmektedir.

    the visual eye
    emekli süper kahramanlardandır ve unutulmaz "gözler yuvalarından fırlasın" repliğinin sahibidir.

    little wooden boy(küçük tahta çocuk)
    (bkz: #16516764)

    _______________________________________________________________________________________________________________

    kötüler

    brainchild(beyin çocuk)
    kafasının tepesindeki bir cam fanusun içinde devasa bir beyni olan, bir bölümde kene'yi iki başlı ve yalnızca lise seviyesinde fransızca konuşabilen bir kuşa çeviren zeka küpüdür. robot köpeğinin kendi üzerine doğru gelen arabaları kovalamak gibi bir alışkanlığı vardır.

    chairface chippendale(iskemle kafa chippendale)
    kafasının yerinde bir iskemle olan ve doğum gününde aya adını yazmaya çalışan kötüler konseyi yetkili abisi.

    thrakkorzog
    bir apartmanda sıradan bir vatandaşla ev kiralamış olan ve dünyayı ele geçirme planları yapan bir uzaylıdır. ev arkadaşı kartondan süt içince çıldırır. kene'yle savaşacağı sırada ev arkadaşı tarafından daire'nin hasar görmemesi için evden kovulur. dili konuşabilir ve sürekli beyin yemekten söz eder.

    the deadly bulb(ölümcül ampul)
    tek ayağının yerinde domuz olan bir adamdır. bunu gizlemek için ampul kostümü giyip kötü adam olmaya karar vermiştir. amacı dikkatleri ayağından çekmektir. kendisine deadly bulb denmesini istese de pek çok insan ona "pigleg" der.

    dinosaur neil(dinozor neil)
    bıyıklı ve devasa bir dinozordur. esasında dinozor kostümü giyen bir paleontolojisttir. ilaçlarını almadığı zaman dev dinozor haline dönüşür.

    el seed
    bitkilere yaptıklarını ödetmek için insanları hedef alan, intikam aşkıyla yanıp tutuşan, ispanyol aksanıyla konuşan bir çiçek. yardımcıları arıdır.

    the evil midnight bomber (geceyarısı bombacısı)
    bir sürü kişiliği olan ve bu kişiliklerinin hepsi birbirinden manyak olan bir elemandır. amaçsızca tuvalete, sokağa falan bomba bırakır.

    the human ton and handy
    bir ton ağırlığında bir herifle el kuklası. herif güçlü ama tam bir geri zekalıyken el kuklası entelektüel anlamda aşmıştır. konuşurken verdiği referansları human ton anlamadığında ona "git azcık kitap oku" şeklinde isyan eder.

    the indigestible man
    süper gücü sindirilememesi olan adam. sindirilemeyen iç çamaşırı da vardır.

    the man eating cow(insan yiyen inek)
    adı dışında olayı olmayan bir inek. the terror'ün kötüler konseyinde büyük saygı görür.

    mr. mental
    insanları hipnotize ederek kontrol eden bir adamdır. bir bölümde, kız arkadaşıyla tartıştığı için dünyayı ele geçirmeyi planladığı muhteşem silahını taksinin arka koltuğunda unutur.

    omnipotus
    gezegenleri yiyen, dünyayı yemeye karar verdiğinde kene tarafından aydan bir ısırık alıp dünya'yı bırakmaya razı edilen dev adam.

    the ottoman empress(osmanlı imparatoriçesi)
    mobilyaları kontrol edebilen bir kadın. çocukluğunda yalnız büyümüştür. hatta 13 yaşına kadar kendisini bir kahve masası zannetmiştir. dünyanın en konforlu sandalyesinde kene tarafından yakalanmıştır.

    stalingrad
    the terror'ün gerçek joseph stalin sandığı için konseyine aldığı ama esasen şekil olsun diye stalin saçı bıyığı bırakan bir öğrencidir.

    the swiss
    isviçre çakısı özellikleriyle donatılmış bir grup ajan.

    terry
    the terror'ün oğludur. babasına yaranmaya çalışır. emekli bir sigorta memurudur.

    zipperneck(fermuar boyun)
    boynunda fermuar olan bir eleman.

  • babamın anneme verdiği hediyedir.

    annem sürpriz yumurta delisi bir kadın. özellikle araba falan çıkınca çok seviniyor ve yapıp ounamaya başlıyor. hevesi geçince de bir süre oraya buraya koyup teşhir ediyor.
    babam evlilik yıldönümlerinde anneme sürpriz yumurta aldı. üzerindeki jelatini usulca açtı, yumurtayı zedelemeden ayırdı kutusunun içindeki oyuncağı çıkartıp içine birbirine sarılmış dişi erkek kolye koydu.
    akşam yemeğinde anneme bir çiçek ve sürpriz yumurtayı verdi*
    annem önce yumurtayı her zaman yaptığı gibi salladı, oyuncak araba mıydı acaba? telaşla içini açtı, (bir yandan da çikolatasını yiyyor) sürprizi görünce:

    - aaaaayyyy kemaaaaaalll!!! *

    edit: babam vefat etti dostlar.
    annem o hediyeyi aldığı günden beri boynundan hiç çıkartmadı.
    bu entry'i 5 yıl önce yazmışım. hay allah... hay allah...

  • mekan ankara.. üniversiteden mezun olunmuştur.. öğretmenlik için ilk tercih olan istanbul'a tayin çıkar.. o gün mutluluktan uçarak eve gelinir, sevincini paylaşmak için ailesiyle..

    - baba, açıklandı sonuçlar..istanbul'a çıktı tayinim, ilk tercihim, istediğim oldu!
    (babada 5 karış surat)
    + nasıl taşıyacağız şimdi biz seni oraya, bir dolu masraf
    - ne taşıyacaksın baba ya bir masa bir yatak, hallederiz
    + şimdi ev kirala, bir dolu kaporadır bilmem nedir, battık
    - ya aman baba maaş alcam ya öderim..
    + sen orda idare edemezsin de kendini, yetmez maaşın..biz mi geçindireceğiz seni
    - of baba ya bırak tamam para para, sevincimi paylaştırmadın 2 dk sıçtın attın, pişman ettin söylediğime.. öderim ben sana yapacağın masrafı, sinir ettin valla...

    (bir süre sessizlik)

    ve az önce höyküren baba, kısık bir sesle asıl demek istediğini dile getirmek zorunda kalır.. anlamayan hödük kızı için

    + kızım, nasıl ayrılacağım ben senden

    e tabi, salya sümük mode on..

  • henüz baba olmamış, evlat sevgisi görmemiş insanlara dert olan baba. büyük konuşmamak lazım gencler, trolluk yaparken dahi.

  • evren milyonlarca yıldızın çarpışmasıyla, patlamasıyla ve yok olmasıyla oluştu. bu patlamalar ve çarpışmalar sırasında ortaya çıkan ve dağılan yıldızların tozlarıyla şu anda gözlemleyebildiğimiz evren oluştu. insanoğlu olarak bizlerin de her molekülümüzü oluşturan atomlar da bu yıldız tozlarından meydana geldi. bildiğiniz gibi her yıldız özeldir ve tektir. bu yüzdendir ki her insan kendini özel hisseder.

    (bkz: neil degrasse tyson)
    güzel insanlar doğru bilgiye ulaştırdı. bunu söyleyen neil degrasse tyson değil (bkz: carl sagan) imiş.

  • yoktur. bu kadar kısa ve net. aldattığının ortaya çıkmasından sonra beni affet diye yalvaran, ağlayan, kapı aşındıran, mesaj atan kız yoktur. aldatan bir kızın yakalanması ihtimali zaten son derece düşüktür, diyelim ki yakalandı takılıp kalmaz yoluna devam eder. az biraz pişmanlık duyar, az biraz kendini sorgular, sonra kendine haklı gerekçeler bulur, suçun büyüğünü erkeğe yıkar ve kısa süre içerisinde sanki hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eder.

    erkek denen nesne ise, “ya inan hiçbir anlamı yoktu", "ben sadece seni seviyorum", "o, anlık bir zayıflıktı", "sadece etten ibaretti benim için", "aşk seninle varsa aşk", vb. türlü ayak oyunlarıyla kızı tekrar elde etmeye çalışır. elde edip tez zamanda yine aldatır. valla harikayız biz lan.

    not: evet arkadaşım, senin eski sevgilin günlerce kapında yatmış, beni affet diye ağlamıştı. evet arkadaşım seni kaybetmeyi sindirememişti, bugün hala sen aklına geldikçe içi sızlar durur. benim lafım diğerlerinin sevgililerine falan, sen alınma sakın. bugün bile hala sessiz telefonlar alırsın sen ve bilirsin ki arayan o'dur, sesini duymak istemiştir, gel desen her şeyi bırakıp sana koşar.

  • günlük harçlığı polis kayıtlarına göre 2000 lira olan, 34 yaşında cezaevinden çıkacak adam. çine gidip hukuk eğitimi alacakmış. sebebi de türkiye'de hukuk mağduru olmasıymış. kendisi gibi mağdurların avukatı olacakmış. gören de kafası kesilenin kendi olduğunu sanacak.