hesabın var mı? giriş yap

  • aptallarin en buyuk ozelligi aptalliklari sayesinde dikkatleri uzerine cekip kendi kendilerini ele vermeleridir. bu gereksizin balonunun bu kadar cabuk sonmesi sevindirdi. bakalim altindan neler cikacak daha.

  • başlık: ne kadar ali şan'sınız testi

    entry:

    1) omuzunuz var mı ?

    a) yok
    b) var

    2) içinizde saçma sapan bir neşe var mı ?

    a) var
    b) yok

    3) sabah programı yaptınız mı?

    a) evet
    b) hayır

    4) at hırsızına benziyor musunuz?

    a) evet
    b) hayır

    a lar çoğunluktaysa ali şan'sınız.

  • edit: yine "nereye harcıyor 12-13k cı" tayfa gelmiş amk. ulan insanlar karı-koca doktor olmuş. ne yapacaklar; asgari ücretliler gibi halk ekmekten ekmek alıp bulgur pilavı yiyip ayran mı içecek?

    4-5bin liralık ev kirası, aidatı, araba taksidi, kasko taksidi, mtv'si, 3bin lira civarı mutfak masrafı, temizlikçisi, sosyal aktivitesi, tatili, kaçamağı, restoranı, otu boku topla kaç para yapacak? adam doktor olmuş evinde oturup tiktok mu çekecek?
    tuhafsınız amk. hayat standardı denen bir şey var. amerika'da doktorlar tesla'ya biniyor, bu doktor çift 48 ay boyunca clio taksidi ödüyor. el insaf.

    sözlük yine embesil kaynıyor.

    nasıl alacaklar ulan?
    eve 20bin giriyor diyelim, istanbul'da 1+1 evler 500k. 650-700'lük bir ev beğensen 150-200bin peşinat vermen gerekiyor.

    adamlara 20bin giriyor, bunun 12-13binini zaten net bir şekilde harcıyorlardır.
    tatilidir, arabasıdır, kaskosudur otudur bokudur derken 3-4bin lira tasarruf yaparlar taş çatlasın. 200bin peşinat için 50 ay boyunca o parayı biriktirmeleri gerekiyor kısaca.

    bu ülkede, anadan babadan dededen mal kalmayan, destek almayan kimse eli yüzü düzgün bir ev alamaz.

  • mazot şu an 3.73. 2500 lira ile 670 litre yakıt alınabiliyor. 670 lire yakıt ile 13000km yol gidiliyor şehir içinde. şehir içinde ortalama 50km kız ile araç kullanılsa 268 saatte bu mesafe kat edilebilir. yani ayın 30 günü araba kullanılsa, günde 9 saat direksiyon sallamak gerekir.

    sonuç: abla taksi şoförü.

  • fragman bizi bir gezegenin yörüngesinde karşılıyor. gezegenin dünya olduğunu söylemek şimdilik güç ama pekala dünyada olabilir. daha sonra tony stark'ı zırhının dışında son derece çaresiz bir halde görüyoruz. ardından bruce banner kendisini gösteriyor. belli ki uzaydan sanctum sanctorum'a düşmüş. mabedin çatısında zaten koca bir delik görünüyor. doctor strange ve wong ise şaşkınlıkla bruce'a bakıyor. bu sahne infinity gauntlet çizgi romanına harika bir gönderme olmuş. çizgi romanlarda benzer bir sahne silver surfer ile yaşanmıştı.

    bir diğer sahnede ise scarlet witch ve vision gözükmekte. vision'ı insan formunda ilk kez görüyoruz. wakanda topraklarında ise bruce banner ile black widow karşılaşıyor. banner'ın yanında hulkbuster zırhının kolu var. bu filmde banner büyük ihtimalle hulk'a dönüşmeden önce hulkbuster zırhını kullanacak. black widow'un saç renginin değiştiğini görüyoruz. captain america: civil war sonrası avengers ekibinin bir kısmı yer altına çekilmişti. o yüzden kaçak durumdaki avenger'lar da fiziksel bazı değişimler söz konusu.

    sanctum sanctorum'a geri döndüğümüz sahnede dikkatli gözlerin asla kaçırmayacağı süper bir detay var. tony stark'ın elindeki telefon. o telefonu captain america: civil war filminin sonunda ihtiyacı olursa araması için steve rogers vermişti. tony'nin mabede bruce için geldiği tahmin edilebilir. o sırada dışarıda bir kargaşa yaşanıyor. peter parker'da olayın farkında. ki açık şekilde spider-sense'i görüyoruz. etrafında yıkıma neden olan bir portal açılmış. bir başka sahnede loki'yi görüyoruz elinde tesseract var. thor: ragnarok'u izleyenler yerde yatanların kim olduklarını kolaylıkla tahmin edeceklerdir. daha sonra thanos arz-ı endam ediyor. geldiği portalın açılışı tesseract'in çalışma prensibiyle neredeyse aynı. thanos'un görsel açıdan harika olduğunu söyleyebiliriz.

    spider-man'i new york'a yerleşen portalın üzerinde görüyoruz. yeni ıron spider kostümü muazzam görünüyor. thor ise bir makinanın merkezinde. o sahneyi şu an çözümlemek güç. proxima midnight ise bir mızrak fırlatıyor. mızrağı yakalayan ise captain america'dan başkası değil. filmde muhtemelen nomad ismini kullanacak. corvus glaive'i ise vision'ın üzerine çökmüş şekilde kısmen görüyoruz. mind stone'u almak için mızrağını kafasına geçirmiş. thanos fragmanda gauntlet'a space stone'u yerleştiriyor. diğer gem ise power stone. nam-ı diğer orb. power stone'u en son ilk guardians of the galaxy'nin sonunda nova corps'ta bırakmıştık. thanos'un ilk nova corps'a bir ziyaret yaptığını düşünebiliriz.

    wakanda'da ise büyük bir savaş olacak. wakanda'da captain america'yı, bucky'yi, black panther'i, hulk'ı, war machine'i falcon'ı ve black widow'u görüyoruz. ben son infinity stone'un yani soul stone'un wakanda'da olduğunu düşünüyorum. hatta bu heart-shaped herb olabilir. önemli detaylardan bir tanesi de black panther'in düşmanlarından m'baku'nun black panther'in yanında savaşması. ortak amaç uğruna belli ki iki düşman arasında ittifak olacak. wakanda savaşında kahramanlarımızın dövüştüğü yaratıklar ise outriders isimli ırk. ilk kez çizgi romanlarda jonathan hickman'ın yazdığı ınfinity eventinde görünmüşlerdi.

    thanos'un ne derece büyük bir tehdit olduğunu fragman çok başarılı şekilde vermiş. spider-man'i yere çalmasının dışında ıron man'e attığı yumruk bütün mcu'ya atılmış bir yumruk gibiydi. ıron man'in çaresizliği ve thanos'un ne kadar güçlü olabileceği en güzel şekilde hissettirilmiş. zaten fragmanın genel havasında ciddi bir çaresizlik hissi var. bütün mcu bu sefer ne derece büyük bir güçle karşı kaşıya olduklarının farkında.

    fragmanın son sahnelerini ise thor ile guardians of the galaxy'nin tanışması oluşturuyor. genel olarak çok başarılı buldum fragmanı. heyecanla bekliyorum.

  • bizim köpek biz yemek yerken yanımızda bekler. yemeğe falan sulanmaz ama başka bir yere de gitmez. çünkü bilir ki yemeğin sonunda bir ihtimal bir şeyler ona da atarız. çoğu zaman bundan kaçınıyoruz malum bizim yediğimiz yemekler köpeklere pek faydalı değil. bakmayın sokak köpeklerine onlar açlıktan tahta bulsalar yiyecek durumdalar. yoksa çerçöpten bulup yedikleri yemek artıkları da onlara son derece zararlı.

    bizim köpeğin bu yemek sonunu bekleme huyunu bildiğimizden, bir şey verecek olursak öncesinde iki üç hareket yaptırıyoruz. emir komuta zinciri talimi yapsın, eğitimini pekiştirsin diye. mesela "otur, pati ver, afferin" deyip yemeğini veriyoruz. onun da en itaatkar zamanı o zaman oluyor. normalde üç kere tekrarladığın emri çat diye yapıyor. hatta öyle ki patiyi sen istemeden veriyor o kadar alıştı o rutine. ekmeğini patiden çıkarıyor.

    geçenlerde bir şey deneyelim dedik. yemek sonunda artan bir et parçası için sevgilim bana döndü, "sedat otur" dedi, oturur gibi bi kaykıldım. köpek şaşkın şaşkın baktı "noluyo lan?" dercesine. olayı anlamaya çalışıyor. "pati ver" dedi, pati verdim ve...

    havlaya havlaya üstüme koştu. "napıyosun yaaa sen!!? ne ekmeğimle oynuyorsun!!!" der gibi. normalde bize böyle tepkisel havlamışlığı hiç olmamıştı. kırk yılda bir havlasa da bu "hadi gel oyun oynayalım" diye olurdu. hayvan ilk defa adalet için isyan etti. ne de olsa yemeğin başından sonuna bekleyen oydu. halbuki ben sonunda iki üç hareketle ete konmuştum. aklıma bir anda bilim adamının suratına hıyar fırlatan gelir eşitsizliğine tepki veren kapuçin maymunu geldi. (bkz: kapuçin maymununun eşitsizliği reddetmesi)

    gerçi adaletten mi yaptı yoksa bencil bir tekelcilikten mi bilemiyorum onu bak. otopark mafyası gibi yemek sonu artıklarına çöreklenmiş de olabilir. belki arkadaşları olsaydı onlar da ellerinde sopalarla dalardı bana. bak o da olabilir.

    yine de her gün bizi şaşırtıyor adi köpek.

  • "kimse oturmak zorunda değil, parası olmayan yallah köyüne" demiş bir kişi. bu algıda olan ciddi bir yoğunluk var ve anlamakta ciddi zorluk çekiyorum bu kitleyi.

    benim köyüm burasıysa ne olacak kardeşim?

    burada doğup büyümüşüm, yerim yurdum burası. maddi koşullardan ev alamamışım, yıllardır aksatmadan ödüyorum kiramı. nereye gideyim ben? daha doğrusu niye gideyim?

    düzgün yönetilemeyen ülke ekonomisi dururken, mülteci sorunu, çarpık kentleşme ve enflasyon dururken, koskoca işsizlik sorunu dururken vatandaşa bok atmak, parası yoksa s*ktiri çekmek midir çözüm?

    bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığındasınız, anlıyorum. gel gelelim çember giderek daralıyor.

    ailenizden kalan mal mülk para, gün gelir de yetmez ise size, ya da o torpillerle girdiğiniz işiniz çalkalanırsa bu ekonomide, o vakit siz yallah köyünüze gidebilirsiniz. ama sesini duyurmaya çalışan, derdini dillendiren insanlara bok atmak haddinize değil, bunu da böyle bilin.

  • öncelikle feyyaz şive komedisi falan yapmıyor. feyyaz'ın iyi olduğu konu durum komedisi bölümü, deadpan humour ana bilim dalıdır. yani içinde bulunduğu saçmasapan ve absürt bir durum karşısında ciddi yüz ifadesiyle olayları ele alma komedisi. bunun geçmişteki en iyi temsilcisi buster keaton'dır ve eminim feyyaz'ın komedisini de etkilemiştir. ayrıca feyyaz'ı komik yapan diğer bir unsur da sahip olduğu fiziksel tip bence. adamın mizahı, ağzından dökülen kelimeler ve fiziksel özellikleri ile bir bütün oluşturuyor. "ben senin yılgın bir hoşgörüyle beni benimsemene mi kaldım" soru cümlesini ilkkan kursa komik olmaz ama işte yılmaz sorunca komik oluyor. feyyaz'ı komik ve absürt yapan şey "bak kutay, bugün sen arı olabil diye çok büyük bedeller ödendi" derken, bunu 6 yaşında bir çocuğa eğilip kararlı gözlerle ve tüm benliğiyle inanarak söylemesinde gizli.