hesabın var mı? giriş yap

  • //mercimek koftesi

    /******************************************************************************
    ** mercimek.c
    ** copyright (c) 2004
    ** s. caglar onur (caglar.onur~tubitak.gov.tr) (main developer),
    ** a. murat eren (meren~uludag.org.tr) (tester)
    **
    ** this program is free software; you can redistribute it and/or
    ** modify it under the terms of the gnu general public license
    ** as published by the free software foundation version 2
    ** of the license.
    **
    ** this program is distributed in the hope that it will be useful,
    ** but without any warranty; without even the implied warranty of
    ** merchantability or fitness for a particular purpose. see the
    ** gnu general public license for more details.
    **
    ** you should have received a copy of the gnu general public license
    ** along with this program; if not, write to the free software
    ** foundation, inc., 59 temple place - suite 330, boston, ma 02111-1307, usa.
    ******************************************************************************/

    #include <1 su bardağı kırmızı mercimek>
    #include <3 kase köftelik bulgur>
    #include <2 çorba kaşığı domates salçası>
    #include <1 çorba kaşığı biber salçası>
    #include <4 çorba kaşığı zetinyağı>
    #include <3 adet orta boy soğan>
    #include <5 adet yeşil soğan>

    #ifndef nane
    #define nane (isteğe bağlı)
    #endif

    struct _baharat
    {
    tuz, karabiber, kırmızı biber, kimyon;
    }

    yemek * main(void)
    {
    mercimek köfte;
    kırmızı mercimek;
    bulgur köftelik_burgur;
    doğranmış_soğan soğan;
    salça biber_salçası;
    baharat_ baharat;

    haşla(mercimek_salçası);

    karıştır(mercimek,köftelik_burgur);

    sleep(bir_süre);
    while(status != pembe)
    kavur(soğan);

    karıştır(soğan,biber_salçası);

    yoğur(baharat,bulgur);

    köfte = karıştır(maydonoz,bulgur);
    yogur_şekil_ver(köfte);

    printf("afiyet olsun...");

    return (servis_yap(köfte, turşu, roka));
    }

  • hangi mesleği yaparak mutlu oluyorsa o meslek. eve geldiğinde yaka silkiyor olmasın, mutsuz gelmesin. gerisi de halledilir.

  • anneannemin köydeki evinin bahçesinde yıllardır bakmakta olduğu bir kedi vardı. bir gün anneannem, (o dönem 85 yaşında) kediye mama vermek için dışarı çıkarken düşüp ayağını kırdıktan sonra artık kimse bakamayacağı için dayım bu kediyi alıp 80 km uzaklıkta, bakılacağından emin olduğu bir yere bırakmış.
    aradan beş yıl geçmişti, anneannemi kaybetmiştik.cenaze namazına çok kısa bir zaman vardı, o kedi tam beş yıl sonra taziyeye gelir gibi kapıdan içeri girdi. anneannemin yatağının üzerine oturdu. dayım şimdi gözü gibi bakıyor ona.

  • şu debe'ye giren entryisi önce gg gerekçesiyle silindi. sonra bu entryi aynı başlığa tekrardan yazınca, çaylak yapıldı.

    sözlüğe akp'li, dinci kayyum mu atandı? yoksa gg'lik hiçbir şeyi olmayan entryi kim, ne diye siler?

  • repetition compulsion örneği olarak ilişkiler de verilir. "alkolik/dayakçı babanın kızının alkolik/dayakçı koca bulması" örneği mesela. (bkz: #4996740)
    eğer hep aynı biçimde ilişkiler yaşıyorsanız "hep manyaklara denk geliyorum", "hep aynı şey oluyor", "bak yine oldu", "x de böyle yapmıştı y de böyle yaptı" vb. cümleler kuruyorsanız repetitive compulsive bir döngüdesiniz demektir. -"yineleme zorlantılı bir döngü", hahah çevirisi garip geldi kusura bakmayın-

    özetle zihin -bilinçdışı diyelim- aslında travmanın olduğu yere gidip o travmayı çözmek ister. o travmayı çözebilmek için farklı yöntemler denemek gerekir. zihin bu sayede travma sonucunda yaşadığınız nihai duyguyu -hatta öğrenmeyi- değiştirmeyi hedefler. ancak davranış paternlerini -bu paternin de bir türkçesi vardı, "örüntü"ydü sanırım- değiştiremediği için aynı olaylar tekrarlanır. bu noktada travma halen çözülemediğinden aynı durumların ve duyguların tekrar tekrarı gerçekleşir.

    travmayı aşabilmenin yolu önce o travmayı yaratan koşullara benzer koşulları yaratmak sonra da kendi davranış patternini değiştirerek sonuca etki etmektir. ancak bu böyle sözcüklere döküldüğü kadar kolay diildir. zihin -bilinçdışı-, sürekli olarak ilk aşama olan "travmayı yaratan koşullara benzer koşullar yaratma" işinin hakkını verir ancak ikinci kısım yani "davranışı değiştirmek" kısmı işte o kolay diildir. dolayısıyla sonuç değişmez. tekrar ve tekrar aynı olayların, ilişki biçimlerinin, hislerin ve çaresizliğin içinde bulur kendini kişi.

    biraz aşı gibi, aşı da diil de yan etkisi kuvvetli bir ilaç gibi düşünmekte fayda var. zihniniz -bilinçdışınız- sizin gerisini de getireceğinizi ve bu kez makus talihinizi yeneceğinizi umarak size aynı koşulları yarattırır. ya işte diğer seçeneği seçeceksiniz ya da ilelebet aynı seçimleri, paternleri tekrarlayarak travmanıza gömüleceksiniz.
    aynı şeylerin yaşanmasını sağlayan sizsiniz. çünkü aslında -farkında olmasanız da- değişmek ve değiştirmek istiyorsunuz. bunun için de değişik bir şey yapmanız gerekiyor. bu da cesaret istiyor. çünkü acı bağımlılığını yenme ve yüzleşme cesareti gösterildiğinde aynı başlayan şeyin sonu değişebilir ve böylelikle ders alınmış olacağından travma atlatılıp bir sonraki adım düşünülebilir.

    pratik yapan bir piyano öğrencisi gibi düşünün. takıldığı yeri aşmak için defalarca en başından başlar. siz aynı parçayı dinlemekten cinnet geçirirsiniz ancak takıldığı yeri geçmesi için giriş kısmını da defalarca tekrar etmesi gerekecektir. nihayet doğru çalarsa bir sonraki takılacağı yere kadar ilerler. yeniden takılırsa da parçanın başka bir kısmından yineleyerek devam eder.

    zihin aslında sizi istemsizce gelişime doğru zorlamaktadır. ama işte parçanın aynı yerinde ne kadar takılacağınız size bağlıdır. (komşuların cinneti de.)

    repetition compulsion özetle, bir iyileşme isteğidir. ancak gerisi getirilemezse daha da ağır bir travma yaratır -bunu da bilerek yapar bir yandan, çünkü acının şiddeti arttıkça değişime yönelme mecburiyeti ya da olasılığı da artacaktır-, bu daha ağır travmanın size değişim için itici güç sağlamasını umar, yeniden aynı koşulları oluşturursunuz kendinize, bu sefer de olmazsa daha ağır olur travmanız, daha da sertini oluşturur benzer koşulların -dolayısıyla ilişki örneğinden gidiyorsak eğer, davranışınızı değiştiremiyorsanız varacağınız son manyağın diğerlerine kıyasla en manyağı olması olasılığı hayli yüksektir-. e hala davranışınızı değiştirmiyorsanız repetition compulsion'la uslanmayanın hakkı kötektir -demiyoruz tabi bunu-

    bilinçdışınız sizi iyileştirmenin bir yolunu bulur. ama işte bir iki el atsanız da bunca yıpranmasanız iyi olur.

  • "bir kisi bir yere bakiyorsa orada ilgilendigi bir sey vardir. bir kisi bir seye ozellikle bakmiyorsa orada ilgilendigi bir sey kesinlikle vardir."

    tarzinda bir cumlesi vardir freud amcamizin. cok severim. guvenirim ve kendimde test yapip onaylamisligim da vardir...

    simdi hal boyle olunca digerleri de boyledir diyebiliyorum kendimce. kendi kendime. su an olmasa da benim de vaktiyle platonik takildigim birisi vardi.

    karsilasiriz: kafasini one egip yere bakar.
    yan yana yurumek zorunda kaliriz: tam aksi istikamete bakar.
    ayni ortamda bulunuruz: telefonuyla ilgilenir.

    falan filan. n.s.a. bu kiz beni siklemiyor, belli. boyle dusunuruz. ama isin icine freud girince "hatun bana hasta. acilsa da kurtulsa garibim" falan diye dusunup sanki ben ona degil de o bana platonikmis triplerine giriyorum. ortada yanlis bir sey var ama cozemedim.

  • osmanlı sultanından , halifeden miras kalmıştır . eroin o yıllarda son derece yasal olduğu için son derece normaldir . eroinden geçinen de mustafa kemal atatürk değil , türk milletinin ta kendisidir . osmanlının açtığı eroin fabrikası da yasal olarak hala çalışmaktadır .
    mustafa kemal atatürkün başarılarını satarak siyasi hayatını sürdüren sülüklerin yaptığının yanında hiçtir .
    200 milyar dolarlık özelleştirme,
    yastık altındaki 4000 ton altının değerinin dolar bazında 10 katına çıkmasıyla piyasaya çıkması ,
    bankaların yabancılara satışı,
    yabancı bankaların türklere verdiği 150 milyar dolar kredi ,
    özel sektörün 500 milyar dolarlık borcu .
    saray soytarılarının türk halkına hizmetidir .
    soytarıların icraatı bu kadar değil tabi. mustafa kemal atatürk 'ün tuvaletçi başı olamayacak soytarılar sadece bunlarla geçinmedi.
    içeriye giren 1 trilyon doların üzerindeki sıcak paranın karşılığı basıldı ayrıca. 2 trilyon tl minimum
    bir başka icraat de devletin topladığı vergilerdi . enflasyon gelen parayla düşmüş ancak vergi oranları hiç değişmiyor . bir araba kendine , 3 araba avarele . 1 litre benzin kendine , 3 litre avarele.
    yargılanacaksınız . vatana ihanetten yargılanacaksınız . vatansın ölüp , sarılacak çaput bulamayacaksınız

  • karşılaştırma yapılamaz. başlığın açılması bile hatalı. aysun kayacı diye aşağıladığınız kişi yıllar önce doğruları söylediği için linç edilmiş yine de çizgisinden sapmamıştır. diğerinin ne olduğunu hala anlayamadık, bakırköyde tedavi oluyor diye haberini okursam şaşırmayacağım.

    edit: hastane kapanmış sanırım, erenköye gitsin o zaman