hesabın var mı? giriş yap

  • hükümetin seçilebilmek ve borçları ödemek için yastık altındaki sıcak paraya ihtiyacı var doğru mu arkadaşlar? doğru.

    para var mı? yok.

    şu an devletin yasalara takılmadan ekonomik olarak yatırım yapabileceği bir varlık fonu ve bu fondaki şirketlerin belirli bir parası var mı? var.

    bu fondaki paraları yine kendin yönetebileceğin, parlatabileceğin ve elindeki medya ile insanlara sunabileceğin bir gücün var mı? var.

    o zaman asla gerçekleşmeyecek uçak, elektrikli araba gibi projeleri aselsan'a bağlayıp, sonra fondan borsaya aselsan lotlarına para aktarıp, bu yükselmeyi de medyada gazlıyorsun. 20tlden başladığın operasyonu ne kadar kazanmak istiyorsan orada bırakıp çıkıyorsun. al sana piyasanın devleti fonlaması. paralar önce fona, sonra da teminatlı kredin cepte

    bunu yaparken arada erken giren ve çıkma zamanını bilen profesyoneller de kazanıyor. olan benim canım uyanık vatandaşıma oluyor.

    borsada bu şekilde ani bir yükseliş için ya o şirketin büyük bir icat yapması ya da organize bir operasyon lazım. yani iş almış vs ile bu şekilde yükselme olmaz. ihale aldıysa zamanla uzun vadede basamak basamak yükselir

    dikkatli olun bence borsa bitcoin gibi demokratik ve ortak bir yatırım bölgesi değil tam tersine zengininin daha zengin olmak için hayal sattığı ve kontrolü kendisinde olan bir mecradır

    edit: bu değerlendirme thy'nin artışı ile birlikte düşünülerek yapılmıştır. ytd

  • ne yaparsam yapayım kendini yeterli hissetmemektir.
    ben öss'ye hazırlanırken çok çalışmamıştım. nispeten puanı düşük bir bölüm istiyordum. övünmek gibi olmasın sınavı totomla yapsam bile giriyordum istediğim bölüme. ama riske atmak istemedim. çalıştım, elimden geldiğince çalışıyordum ama elimden gelenin en iyisi bu değildi. en azından çalışıyordum. sonra sınava girdim. beklenenden çok daha iyi bir puan aldım. aklımda hiç mi hiç olmayan bir bölüme girdim. hiç pişman olmadım; hatta şu an benim ben olmamı sağlayan bir meslek oldu (ki bu başka bir hikaye).
    sonra nedense üzerime ilk sene bir azim geldi. ilk sene ortalamam doruk yaptı. iyiki de yapmış, sonraki senelerde istikrarlı bir düşüşe geçti; ama o ilk sene ortalaması beni hep kurtardı ve ortalamamı yüksek tuttu. yine aynı olay, elimden geldiğince yapıp elimden gelenin en iyisini yapmadım.
    elbetteki üniversite bitmesin istemiştim, bu sebeple yüksek lisansa başvurdum. bu seferki biraz uzun sürdü. beklenenden 2 sene sonra bitirebildim. tezimi yazdığım dönem dışında yine aynı hikayeye döndü tabi. akademi hoşuma gitti, doktoraya başvurdum.
    ve şimdi doktora yapıyorum. tez aşamasında değilim tabi, hala ders alıyorum. iyi gittiğini düşünüyorum; ama sanki birşeyleri eksik yapıyorum gibi. bu kadar anlattım böyle elimden gelenin en iyisini yapmadım diye, yanlış anlaşılmasın, hiçbir zaman ortalama bir öğrenci/insan/akademisyen olmadım. her yaptığımı dereceyle bitirdim; ama sanki elimden gelenin en iyisini yapmadığım için kendimi yalancı gibi hissediyorum. sanki birgün birisi aslında başarımın gerçek olmadığını yüzüme vuracakmış gibi hissediyorum. sanki hep bu geldiğim yere şans eseri gelmişim gibi hissediyorum. sanki ne yazsam saçma, ne düşünsem akademik anlamda anlamsızmış gibi geliyor ve hatta tez danışmanımın benimle çalışma fikrinden pişman olacağı gibi düşünceler geçiyor kafamdan. sürekli bir endişe, sürekli kendimden kuşu. bu geçecek mi acaba yoksa hep böyle mi olacak?

  • devletin içinde satılmışlar olmasa hiçbir kartel hiçbir devletle baş edemez

  • benim baba tarafim sizlerin "beyaz turk" diyebileceginiz bir aile ve annemin ailesi ise biraz "anadolu comari" ile iliskilendirilebilecek bir aile. kucukken ben annemin babasi olan dedemin namaz kildigini gorurdum ve ozamanlar icki ictigini gordugum babamin babasi olan dedemden daha ahlakli ve dindar oldugunu dusunuyordum. buyudugumde ise dayim ve hergun namaz kilan dedem dolandiriciliktan hapisteydi.

    obur "beyaz turk" dedem ise mahallenin bildigi en guvenilir insandi. insanlar tatile gittiklerinde evlerinin arabalarinin anahtarlarini dedeme emanet edip giderlerdi. hicbir zaman yalanla dolanla isi olmaz, kandirilsada kandirmazdi. kendisi vefat ettiginde ise babaannemin evine onlarca mektup gelmisti. hepsinde adini bilmedigimiz insanlar dedemin onlara burs verip okuttugunu soyluyordu. onun vesilesi ile onlarca insan hayallerine kavusmus ve okumus ama o bunu hickimseye (babaanneme dahil) bahsetmemisti. ben bu insanin ahlakini istiyorum, "anadolu comarlari"ninkini degil.

  • bende bu kitlenin bir uyesiyim. maci izlemedim. hatta mactan haberim bile yoktu. ısten geldim ve eksi sozlukten katil oldugum bilgisini aldim. az sonra karakola gidip teslim olacagim.