hesabın var mı? giriş yap

  • slimani, van persie gibi sağlam kazıklara biz alışık olduğumuz için süreç nasıl gelişiyor anlatalım galatasaraylılara.

    ilk aşama; abi adama top gelmiyor ki, adam napsın aşamasıdır.
    ikinci aşama; adam fizik olarak hazır değil, sezon başı iyi kamp geçirmedi zaman geçtikçe form tutacak aşamasıdır.
    üçüncü aşama; yavaş yavaş sövme aşamasına geçilir, o kadar para verdik veteran forvet aldık, hay ben böyle yönetimin denmeye başlanır.
    dördüncü aşama; yüksek maaşlı olduğu için göndererek maaşından kurtulmaya çalışma aşamasıdır. 3 yıl sözleşme yaparak biz ne bok yedik denmeye başlanır.

    galatasaraylılar şu an ilk aşamada. 4-5 hafta sonra ikinci aşamaya geçileceğini düşünüyorum.

  • google --- hastaneler --- sonra vazgeçilir
    google -- kürtaj nerede yapılır ---- sonra tekrar vazgeçilir
    google -- düğün salonları.

  • yıllar önce eğitimini alıp hakemliğini yaptığım bir spor dalıdır. şirketlerde takım çalışmasını, koordinasyonu geliştirir gibi safsatalarını bir tarafa bırakırsanız ki, herhalde birbirini iş düzeyinde tanıyan, başka hiçbir şey paylaşmamış bir insan grubu için takım çalışmasını ve koordinasyonu geliştirme gücüne sahip olamayan bir kaç spordan biridir paintball. basketbol, futbol hatta mümkünse piknikte voleybol faaliyeti filan takım çalışmasına ve koordinasyona daha fazla katkı sağlayacaktır. neyse asıl mevzu paintball eğlenceli, keyifli, hareketli, adrenalini yüksek bir spordur. güvenli olduğu iddia edilir ancak güvenliğini ne yazık ki, ekipmandan çok, insan bilincinin sağlamasından dolayı, iddia edildiği kadar güvenli değildir. rakibinizi ve takımınızı tanımanız, güvenmeniz başlıca güvencenizdir. zira tanımadığınız bir rakiple oynuyorsanız 10 cm'den kaskınızın ağız ve burun kısmına ateş edilebilir, ağzınız burnunuz boya ile dolabilir (boyalar gıda boyasıdır sağlığa sakıncalı bir madde içermez), siz ağzınızdaki ve burnunuzdaki boyayı savaş alanı içinde kaskınızı çıkarmadan hönkürmek ve kusmak biçiminde çıkarmaya debelenirken, 10 cm'den suratınıza ateş eden gerizekalı karı hakeme, vurdum ben ama "out" diye bağırmıyor şeklinde sizi şikayet de edebilir. ahmak mahluk, boya topunu ağzımın içinde patlattın, neremle bağırayım. bunun üzerine out diye bağırmadığınız için vurulduğunuzu idrak edemediniz zannıyla yine 10 cm'den bu sefer kolunuza kafanıza, yani ekipmanın korumadığı bölgelere atış yapıp 3-5 gün sürecek ağrılı bir morluğa neden olabilir. hakem yetişene kadar kolunuzun, bacağınızın daha fazla deşilmemesi için panik halinde hatuna sarılmanız, çelme takıp yere yatırmanız elinden silahını almanız ve akabinde, erkek arkadaşıyla papaz olmanız mümkündür. ayrıca kendi takım arkadaşınızın sizi vurma olasılığı rakipten kat kat daha fazladır çünkü oyuncular panik halindedir. hareket eden herşeye ateş etme eğilimi içindedir ve tabiyatıyla siz kendi takım arkadaşınıza sıklıkla rakipten daha yakın durursunuz. o da sizi ve lokasyonunuzu takip etmediyse, sizi gördüğünde vurmakta tereddüt etmez. gündelik yaşamınızda spor aktivitesi yapan bir insan evladı değilseniz, paintball oynarken panik halinde, yok bayrak kapacam, yok adam vuracam diye engebeli arazide koşuştururken düşerek eli, kolu, dizi parçalama ihtimaliniz oldukça fazladır. binadan rehine kurtarma gibi gelişmiş bir organizasyonu oynuyorsanız binanın birinci kat camından aşağı düşmeniz bile olasıdır, yaşanmıştır, ölü yok, yaralı vardır. kısaca paintball'un güvenli bir spor olması, oynayan insanların iq ortalaması kadardır. en keyiflisi takım arkadaşlarınızla en azından 10 maç bir arada yapmış bir takımsanız ve rakibiniz de böyle bir takımsa ortaya çıkan maçtır. bir de, iki takım da savaş alanını tanıyorsa tadından yenmez.

    ha, biraz da küçük ve pratik ipuçları vereyim;

    - oyuna başlamadan önce kaskınızın kafanıza uygun ayarlandığından emin olun çünkü savaş alanında uçup gidebiliyor. bu da ciddi bir risk, gözünüzle boya topu yer değiştirebilir.

    -başlama düğüyle birlikte silahınızın emniyetini açmayı unutmayın. (ben unutuyorum oradan biliyorum, hiç hoş olmuyor)

    -oyuna baslamadan önce kaskın camını içerden ıslak mendille ya da mümkünse bir elmayı ortadan ikiye kesip elma suyuyla temizleyin, buğulanmasını engeller. bu sayede oyun alanında kaskınızı çıkarıp buğu temizlemek zorunda kalmazsınız. zaten hiçbir şart altında oyun alanında kaskınızı çıkarmayın. vurulup oyun dışı kalmak, her halikarda kör olmaktan iyidir.

    -oyun başlamadan önce silahınızı ters çevirip namludaki topu top haznesine düşürün ve ters vaziyette 3-4 kere tetiğe basın. karbon tüpünün doluluğunu kontrol etmiş olursun. tüp doluysa her seferinde sekme şiddeti ve silahtan çıkan ses aynıdır. sesi ve şiddeti azalıyorsa tüpünüzü doldurtunuz. hatta bunu siz yapmayınız hakeme kontrol ettiriniz.

    -savaş alanında yardımcı hakemlerin durduğu yerlere dikkat ediniz çünkü mutlaka yakınlarında bir yerde bir pusu kurulmuştur. menzile girmenizi bekleyen bir rakip oyuncu mevcuttur. hakemler her ne kadar oyuncunun yerini belli etmemek üzere debelenip uzak duruyorlarsa da, mutlaka hakemin baktığı yönün büyük ihtimalle zıt tarafında bir oyuncu vardır.

    -sınırsız topla oynamıyorsanız ki, genel olarak 10 top limitli oynanır, yaptığınız atışları sayınız. zira oyuncuların vurlumadan önceki son sözleri sıklıkla "allah kahretsin kurşun bitmiş" olmaktadır.

    -lütfen lütfen hakemlere ateş etmeyin, dikkat edin biraz zor değil. hiçbir paintball oyuncusu, eğer hollanda milli takımı ile maç yapmıyorsanız, turuncu fosforlu elbiseler giymez ya da sarı fosforlu yağmurluklar giyip karşınıza kabak gibi dikilip beklemez. elinde silah varsa bile, o başka bir oyuncunun silahıdır, tamir etmek için almıştır.

    -bir de şöyle bir şey var; gerçi kaç kişinin başına gelme ihtimali var bilemiyorum ama benim geldi, dikkat edin diye söylüyorum. maçınızı bir tv kanalı paintball tanıtımı diye çekiyorsa iki kat dikkatli olun. ben sote bir bölgeden rakibin bayrağını alacam diye bir gaz depara kalktığımda peşime tv kameramanı ve muhabiri takıldı. abi gelmeyin peşimden yerimi belli ediyorsunuz diye dert anlatmaya ve bir yandan da koşmaya çalışırken takılıp parende attım. kask bir tarafa, silah bir tarafa gitti. kafamda kask yokken üzerime toplar yağdı. suratıma gelen top yüzünden 2 gün elmacık kemiği mor ve şiş gezdim. yetmedi akşam ana haberde, paintball türkiye'de diye sunuldu. yere kapaklanma figürüm rayting aldı. siz siz olun etrafta kameraman ve muhabir varsa, ya oynamayın, ya da pasif oynayın, savunmada kalın. ha bunların hepsi başınıza gelirse de, kesinlikle "abi o bölümü keseriz, yayınlamayız, sen korkma." yalanlarına inanmayın. kaseti alın imha edin.

  • üzerinde pek düşünülmez ama bu gerçektir. çünkü bir yavşağı astronot yapmazlar. astronot olduktan sonra yavşaklaşanlara da anında yol verirler. böyledir bu. şansı yaver giden bir yavşak her şey olabilir. polis olur, hakim olur, hatta bakan, başbakan bile olur. ama bir yavşak asla astronot olamaz. pilot da olur mesela. ama yörüngeye çıkacak adam yavşak olamaz.

    2003 yılında, astronot olmaya çok yaklaşmıştım. ama olmadı. seçmeleri geçemeyince, astronotluğun kitabını yazmış olan babam hemen sordu; bi yavşaklığını mı gördüler? hayır, dedim babama, 29 cm ile boydan kaybettim. "neyse, yavşaklık nedeniyle elenmekten iyidir." diyerek teselli etti beni...

  • dikkatinizi çekmek istediğim hadise.

    bakın bu ülkede doktorlar dövülüyor, öğretmenler linç ediliyor, avukatlar ayrı tepki çekiyor, polislerden hiç bahsetmeyelim bile.

    ama bu diş hekimleri sinsi gibi hiçbir şeye karışmıyor. ne çıkar bir açıklama yaparlar, ne bir şeyi protesto ederler, ne devlet en basitinden eczacılarla olduğu gibi bunlarla uğraşır. muayene 50 lira, dolgu 100 lira, implant mı? ver 2000 lira... kendi hallerinde takılıp gidiyorlar. türkiye'de kimsenin buna hakkı yok. gerekeni yapalım.

    (bkz: diş hekimlerinin sinsi gibi hiçbir olaya karışmaması)
    (bkz: karakter sınırı)

  • iddia sahibi (bkz: ahmet ercanlar). başka sözüm yok.

    edit: bu abdülkerim müthiş bir adammış ya baksanıza nokta atışı kafaya koymuş, barış daha büyük bir adammış ki kafasıyla kimsenin olmadığı noktaya indirmiş, icardi çok daha büyük adammış ki 20 metre depar atıp 18 yaşında çocuğun yetişemediği topa vurmuş da kaleci yumurtlamış gol olmuş. plan da tıkırı tıkırına işlemiş, top 1 metre öteye gidip barış'ın kafasına çarpmasa, icardi'nin önüde kalmasa plan bozulacakmış, hatta top ve kale seçimini fenerbahçe kazansa bu plan direkt devre dışı kalacakmış muslera hemen planı kurup manipule edip topu almış ahahaha. hepsi plan içinde müthiş işlenmiş, siz bu zırvaya inanırsınız, zaten fenerbahçeliler her şeye inanıyor. ligden çekilecektiniz, galatasaray ümraniye maçında şike yapmıştı ne oldu o işler sahi yine iddia sahipleri aynı kişilerdi. fenerbahçe taraftarını kandırmak ve kullanmak çok basit, size hem acıyorum hem üzülüyorum.

  • sayın cumhurbaşkanının kınadığım ifadesidir.
    bir ülkenin cumhurbaşkanının ülkenin teröristlerine saygın demesi kabul edilemezdir.*

  • baktığım bir şey öncesi yaklaşık 20 soruyu okumak zorunda kalıyorum.
    bugün yağmur yağacak mı? bugün yağmur mu geliyor? acaba bugün yağacak mı yağmur? sizce ıslanacak mısınız? yanınıza şemsiyelerinizi almalı mısınız? ya yağmazsa o şemsiyeleri ne yapacaksınız?
    bu nedir böyle ya.
    ruh hastaları.

  • 26 yaşındaki şahsımı dumura uğratan evliliklerdir. her yaz birileri evlenirdi de bu yaz evlenmeyen çok az kişi kaldı. onlar da ya nişanlı ya da evlenecekleri biri var, sadece süreç için zaman gerekiyor. benim anlamadığım hemen hemen hepimiz aynı okullardan aynı bölümlerden çıktık. ben meteliğe kurşun atarken bu insanlar evlenebilecek, bir aileyi geçindirebilecek paraları nasıl elde ettiler hiç anlamıyorum.

    ayrıca hani hepimiz karantinadaydık ya? ulan ben iki yıl evden çıkmadım adam akıllı, insan görmeye hasret kaldım. siz ne ara manita buldunuz da evlenmeye karar verdiniz? bilemiyorum altan.

    ayrıca buradan genç arkadaşlara bir kamu spotu geçmek isterim; üniversitede inanılmaz havalı, yanlarına yaklaşamayacağımı düşündüğüm kadınlar öyle adamlarla birlikteler ki ağzım açık izliyorum. bundan dolayı kendinizi çok da hırpalamadan şansınızı mutlaka deneyin derim, belli olmuyor çünkü*

    debe editi: benim gibi düşünen, benim durumumda olan ne çok insan varmış. seviyorum hepinizi, debe için teşekkürler!