hesabın var mı? giriş yap

  • açılın ben söyleyim nedenini;
    adamın imkanı var, evde oturmak istemiyor, kendisine masrafı fazla olmayan meşgale olarak bir iş yeri açıyor. bu vesileyle tabiri caiz ise karı dırdırından ve işsizlik psikolojisinden sıyrılmış oluyor. bu tip yerler genelde ay sonunda kafa kafaya çıkarlar.

  • yav ben gerçekten işin donunda değilim de;
    30 milyon tl'lik dairenin mutfağına banyosuna bak. ben sırf işin buyundayım. 30-40bin tl harcayıp düzgün banyo ve mutfak yapmak varken şu rezilliğe bak.

    ben bu ülke insanına katlanamıyorum. gerçekten katlanamıyorum. bu kadar estetik kaygıları olmayan bir millete katlanamıyorum. 4 duvarı görse yeter, oturduğu yeri güzelleştirmeye çalışan yok.

    adam 30 milyon tl lik daireye gecekondu mutfağı iliştirmiş.

    edit: yav şu "onların geliri düşüktür. miras kalmıştır" mesajlarını anlamıyorum. ok, geliri düşükse yalıyı kiraya verir. en aşağı 10k-15k kira gelir. onunla da kendi bütçesine göre bir eve çıkar. biz de bu görüntü kirliliğini çekmeyiz.

  • yeni türkiye'de normal olan olay. 7 bakanlıktan daha çok harcamış diyanet. içişleri, dışişleri, enerji ve tabii kaynaklar, kültür ve turizm, sanayi ve teknoloji, çevre ve şehircilik ile ticaret bakanlığı.
    bir ülke düşünün, açlıktan insanlar ölürken, diyanet'in yoksulluk fetvası ile millete açlığın sınama olduğunu söylüyor. ama aynı zamandan 7 bakanlıktan daha çok harcıyor.
    kaynak.

    edit: tahmin ettiğim gibi pınar altuğ'un dansı kadar ilgi göremeyecek bir başlıktır. ne diyeyim ki artık.

    edit 2: kaynağı beğenmeyenler olmuş, sabah yazdı da ben mi kaynak olarak koymadım.*

    edit 3 : hâlâ personel maaşı diyen var, insan gerçekten hayret ediyor.

  • mayis 2005 tarihinde, saat sabah 11 civarlarinda, kadikoy'deki tepe nautilus alisveris merkezinden cikarken, "b" kapisinin onundeki engellilere ayrilmis, zincirle cevrilmis yere park eden bu zihniyetteki sahsi gordugumde, kucaginda 2 yasindaki oglumla guvenlik gorevlisini ikaz etme "hatasinda" bulunmustum. etraf los, sol gozumde retina yirtilmasi var, secmem zor, park eden sahsin kafasinda bir cesit sapka var...

    benim de guvenligimden sorumlu gorevliyle aramizda gecen diyalog:
    - hanimefendiyi ikaz eder misiniz, engelli yerine park ediyor
    - hanimefendi degil o, ordu mensubu
    - engelli, gazi filan mi yani?
    - yoo, degil.
    - neden buraya park ediyor peki?
    - ben ne diyeyim simdi asker adama? sen (!) soyle.

    bu sirada ordu mensubu bey arabadan iner, benim onun arabasina bakarak gorevliyle konustugumu gorur..
    - ne var?
    - beyefendi, gormuyor musunuz, engelli yerien park ediyorsunuz. bir suru bos yer var, ayip degil mi?
    - istedigim yere park ederim.
    (annem araya girer, biraz "dank" diye konusmasiyla unludur)
    anne - manyak misin, ceksene arabani suradan.
    - hooarrgh sen bana ne dedin layn... (diyerek uc adimda annemin ustune cullanir, guvenligimizden sorumlu gorevli bakiyordur)
    anne - otoparkin ortasinda dayak mi atacaksin, bu beklenir zaten, gucun bi bana yeter herhalde
    (ben oglumla araya girerim)
    - yanimizda cocugun onunde boyle rezalet mi cikaracaksin?
    (oradan gecen ve soylediklerimiz duyan bir baska zihniyet, kadin hem de)
    - o asker, memleketi onlar kurtariyor, istedigi yere park eder...
    (dumur)
    - istedigini de dover di mi? yuru anne gidelim, gercekten adam bizi dovecek yoksa..

    arabaya kosar, cikariz, gorevli, "yapma abi degmez bu xropxlar icin" diyor bagirarak... sinirden eller titremektedir, adamin arabasinin plakasini almayi unutmam... bir de bakariz, adam isini gucunu birakip bizi takip etmeye baslamistir. arabayi sagdan soldan s›k›stirip, parmagiyla, "sen goreceksin gununu" seklinde bir seyler bagirmaktadir.

    - alo 155
    - annemi, beni ve 2 yasindaki oglumu arabasiyla taciz eden ordu mensubu bir beyi sikayet etmek istiyorum. arabayi kenara cekmemizi istiyor, biz de kaciyoruz.
    - neden kenara cekmenizi istiyor.
    - dovecek galiba (!) (olayi anlatirim, esgali ve plakayi veririm)
    - yerinizi bildirin..
    - (bildiririm)
    - kiziltoprak'a kadar idare edebilir misiniz?
    - nasil yani?
    - oradaki ekip cevirecek, o zaman kacarsiniz.
    - tutuklayacak misiniz?
    - bir suc isledi mi?
    - henuz degil.
    - tamam cevirecekler simdi. stadin ordan gecin. biz hallederiz.

    gercekten de kiziltoprak isiklarin hemen onunde duran trafik polisi, once bize "gec gec" dedi, sonra da arkamizdan deli gibi gelen adamin arabasini cevirdi.

    bu gibi zihniyetlere catinca da dikkatli olmak gerekiyormus diye bir ders daha aldim (!). "memleketi kurtarmak sana mi kaldi" diyenlere de, kucagimda oglum olmasa kendimi de, annemi de, engellilerin haklarini da korurdum...

  • -eee yetti be dokuz ay dokuz ay kafama kakıp durma gel bakiim buraya
    -indir beni yere derhal
    -olmaz dokuz ay taşıyacam başka türlü susmayacaksın sen

  • oyundan sıkılanlara şöyle bir tavsiyede bulunmak istediğim simülasyon.

    aracın ön konsolunda bulunan dahili navigasyonu kapatıyoruz. sol alt taraftaki harici navigasyonu da kapatıyoruz.

    yükümüzü aldıktan sonra haritaya bakıyoruz. varacağımız yere gidene kadar geçeceğimiz şehirleri bi kağıda not edip haritayı kapatıyoruz. sonra da yoldaki şehir tabelalarına bakıp varacağımız yere gitmeye çalışıyoruz :)

    edit: sağ alt taraftaki harici navigasyon olacaktı.

  • - seni rüyamda gördüm cansu.
    - sahi mi? nasıl gördün?
    - nasıl desem? böyle bazı şeylerden arınmış, saf, yalın bir şekilde diyeyim.
    - ay gerçekten mi? hadi, inşallah.
    - aynı şeyi ben de sabah kalkınca dedim biliyor musun?
    - ne dedin?
    - hadi, inşallah dedim. akşam bize geliyorsun değil mi? film izleyecektik?