ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tl değer kaybetmedi dolar değer kazandı
türklere sorulan salak sorular
-
eskiden arabistan'da yururlukte olan allah bir kari dort olayi kizlarin cok tuhafina gitmistir..
- siz muslumanlarin simdi 4 tane mi karisi oluyo?
- evet.. ne guzel di mi..
- olur mu oyle sey ya.. nasil yani simdi sen benimle evleniyosun, sonra bir baskasiyla.. sonra bi daha.. sonra bi daha
- yok uc alana bir bedava veriyolar.. ucuza geliyo..
- ay siz kadinlari satiyo musunuz bi de?
- valla mesela sen en az uc inek edersin..
- aa.. sacmalama ya.. oyle sey mi olur.. ne kadar sacmalik, bidi bidi vidi vidi..
- yok vazgectim, en fazla iki inek edersin..
- o niye?
- cok konusuyosun..
cumhuriyet valsi üsküdar'a ihanettir
-
üsküdar belediye başkanı hilmi türkmen’in yeğeni cihat türkmen; ilahiyatçı ama gençlik ve spor müdür yardımcısı. keşke liyakattan , kul hakkından da biraz rahatsız olsaymış. yiyin efendiler yiyin, doyuncaya tıksırıncaya çatlayıncaya kadar yiyin!
bir anneyi üç defa nasıl öldürürsünüz
-
facebook'ta dolaşan muharrem ince'nin sorduğu soru. eğer gerçekten bunları söylediyse helal olsun. cevapları da şöyleymiş;
1)çocuğunu öldürürsünüz.
2)cenazesine saldırırsınız.
3)katilini serbest bırakırsınız.
edit: bunda eksileyecek ne var?
27 eylül 2014 kadıköy'deki su kesintisi
-
kadıköylüler toplanın, çareyi söylüyorum.
boğa'da toplanıp hırsız var diye bağırıyoruz. 5 dakika içinde gelen tomalar sayesinde duşumuzu, çamaşırımızı, bulaşığımızı hallediyor, artan suyu da leğenlere dolduruyoruz.
hadi bakalım #occupyiski
1989-1994 arası istanbul'da yaşanan karanlık dönem
-
travmatik bir dönemdir.
bana kalırsa diğer büyük şehirlerde yaşayanlarla birlikte, özellikle istanbullular daha derinden hissetmiştir bu süreci. televizyonlarda acayip acayip programlar olurdu. saadettin teksoy, medyumlar, ister inan ister inanma programı*, sıcağı sıcağına vb. programlar o dönemin acayipliklerindendi. saadettin teksoy'un, a4 kağıdının altına çakmak tutarak, kağıtta cinlerin suretinin oluştuğunu iddia eden adamı konuk ettiği bölümü hiç unutamam mesela. sıcağı sıcağına programı'ndaki "çivici katil"e ne demeli! ister inan ister inanma gün ortasında yayımlanan, cam yiyen adam, ne bileyim yokuş yukarı kendiliğinden çıkan araba gibi haberlerin yapıldığı bir gerilim şöleniydi.
sonra sokaklar da acayipti. her gün televizyon'da yürüyüş yapan memurların, işçilerin grevlerinden bahsedilirdi. bu o kadar fazlaydı ki faili meçhuller ve boğaz'da günlerce yanan tanker gemisi gibi önemli hadiselerle aklıma kazındı. sular yoktu istanbul'un göbeğinde ve günlerce de gelmiyordu. annemin kaç defa, kapı önüne gelen tankerden kovalarla su aldığını hatırlıyorum. bu tankerle su sağlanamayan mahallelere belediyelerce gönderiliyordu. köşe başları çöplükten geçilmiyordu, sokaklar yağmur sularıyla dolup taşıyordu.
insanlar da acayipti. "ömür boyu aydınlık için bir dakika karanlık" gösterileri yapılırdı istanbul'da. akşamın bir vakti herkes penceresinde tencere tava çalardı ve seri şekilde ışıklarını açıp kapatırdı. bane şehri ele geçirmiş sanırdın. ben bütün bunlardan korkardım. parliament gece kuşağı'nda eski batman'i izlerken, beton yorganın altından korka korka tavana bakardım. tavanda, sobanın alevgizinin açık olmasından ve güğümün ve sobaya asılmış birkaç parça çamaşırın neden olduğu korkunç şekiller olurdu. o yüzden kalkıp da televizyonu kapatacak cesareti bulamaz ve bir başıma yattığım oturma odasında sabaha kadar açık kalırdı tv. sabah kızar, yaygarayı kopartırdı annem. okulda öğretmenim marangozdan yaptırdığı sopayla döverdi biz çocukları. neyse ki sınıflar en az 80 kişilik olduğu için sıra sık sık bana gelmiyordu. ne tv, ne sokaklar, ne okul, ne aile benim gibilere istediği sükunu vermiyordu.
edit: birkaç tarih açısından bakarsak 94 yılını da bir miktar geçmiş karanlık dönemdir.
trt seçim propaganda konuşmaları 2015
-
cem toker reyiz; "tüm diktatörlüklerde dalkavuklar zaten özgürdür. mesele alkışlanmayı değil yuhlanmayı özgür bırakmaktır." diyip işi bitirmiştir.
-------------------------------------
edit: cem başgan'ın ekşisözlük'te debeye girdiği gün...
(bkz: minik gülce için yardım kampanyası)
http://oyveotesi.org/
erkeğin aldatması ile kadının aldatmasının farkı
-
aynen arkadaşlar erkeğin aldatmasının konuyla hiçbir ilgisi yoktur erkek nezaketen aldatır. erkeğin aldatması yaşama ve canlılığa minik bir veda busesi, allah'ın yarattığı bunca güzelliğe bir takdir gibidir... kadının aldatması ise bir milli güvenlik sorunudur, bir pekakadır, bir çocuk katlidir, pogromdur, bir uluderedir. lütfen amınızı bilin kadınlar ülkemizin sınır güvenliği ve dünya barışı söz konusu.
pet şişeye evden su doldurup çantasına koyan kız
-
sürekli pet şişeyle su alıp yeni yeni "çöpler" çıkaran insandan (kadın-erkek fark etmez) çok daha bilinçli kızdır. en azından daha az çöp çıkarır.
sırf abd'de 3 haftada atılan pet şişelerle ucuca konsa ay'a varacak zincir oluşturulabileceğini biliyor muydunuz?
"fakir kızdır ehere mehere" diye aklınca süper espirikler yapan trolleri, çevre kirliliğinden ötürü aç susuz geberme noktasına geldiklerinde de görmek isterim.
adderall
-
bir çeşit uyuşturucu. inanılmaz etkileri vardır. boşuna aramayın çünkü türkiye'de bulunması neredeyse imkansızdır. bunu aldığınız vakit uğraştığınız şeye öyle bir odaklanırsınız ki okuduğunuz, çalıştığınız şeyler kelime kelime beyninize kazınır. beynin gücünü had safhaya çıkarır. sürekli kullanım durumunda bağımlı olup bu ilaçsız tuvalete bile gidemezsiniz. bu yüzden kullanımı oldukça sakıncalıdır. tavsiye etmiyoruz.
ekşi itiraf
-
iki yumurta kırınca kardeşi kardeşe kırdırıyorum diye düşünüyorum, evet duygusal bir insanım.