ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
elon musk'ı hiç duymadım
-
samimi olun lan biraz !
adamın alanı değil hede hödö.
he a.q sizin alanınız otomotiv ondan tanıyorsunuz adamı.
celal'in güncel konulardaki cehaletini, kibirini ve çok bilmişliğini gösterir. !
direnişten gülümseten detaylar
-
pangaltında polise "teslim ol" diye bağıran direnişçiler.
kemalistlerin en büyük başarısı
-
türkiye cumhuriyetini kurmak ve şu ana kadar yaşatmak.
nesin matematik köyü
-
hoşgörüsü bol köydür.
2 sene önce ramazan ayında köydeki matematiksel iktisat kampına katılmıştım.
oruç tutanlara kimse ters bir bakış dahi atmıyordu.
hatta muhabbetin uzadığı gecelerde, sahura kalkan arkadaşlarla güzel de bir ortamımız oluyordu.
yani, anlamıyorsanız, bok atmayın ya.
ali nesin ağzıyla söyledi zaten;
"çapsız ülkelerde çaplı insanları sevmezler. herkes çapsız olsun ki, çapsızlıkları fark edilmesin"
abuk subuk yorumlarla çapsızlığınızı ortaya çıkarmayın.
şu güzel ortamı bozmayın.
uçakta yanık kokusu gelmesi
-
eğer hostes "merak etmeyin koku dışardan geliyor" derse bilin ki kelime-i şehadet zamanı gelmiştir.
erkekler arası kurallar
-
bir erkek, bir erkeği ortada bir kız meselesi olduğu her zaman satabilir. erkekler arasında bu durum sorun olmaz, halden anlarız.
joaquin guzman
-
kaçış için yaptırdığı tünelin duvarları pek çok türk evinin duvarlarından daha düz, daha fazla elektrik ve havalandırma tesisatına sahip.
sanırım adamda bir steve jobs, bir walter white ruhu var, nasıl olsa bir defa kullanacağız demiyor, işçiliği ince yaptırıyor. öyle el feneriyle bul yolunu demiyor, aydınlatma tesisatı var. öyle portatif merdiven dayamamış çıkışa, avrupa birliği standartlarında merdiven yaptırmış.
bu adam uyuşturucu şebekesi değil de herhangi bir legal ürün imalatıyla uğraşsa yine ortamların kralı olurdu.
şu kaçış tünelie bakın: https://www.youtube.com/watch?v=pgyjbrwxxea
ali ağaoğlu'nun hürriyet gazetesine verdiği ilan
ayasofya'nın kedisi gli'ye yeni isim aramak
google'ın yeni logosu
-
ben olacakları şimdiden yazayım.
- biri gelecek, ben beğenmedim diyecek.
-sonra başka biri gelecek "sen bu logoyu nasıl beğenmezsin? adamlar şu kadar paraya şu şirkete yaptırdı. cahil, bilmiyorsan sus" diyecek.
-sonra öteki gelecek "bana ne kardeşim ne kadar para harcadılarsa? ben beğenmedim, benim için bitti" diyecek.
2. ve 3. adımlar kendilerini tekrar ederek başlıkta, sonsuz bir döngüye girecek.
zenon paradoksları
-
achilles ve kaplumbağanın yarışını konu alan paradokslar. (bkz: cevaplamasi zor sorular/4)'te bir tanesi ele alınmış. bu paradoksun basitleştirilmiş iki versiyonu şöyledir:
1- amacımız a noktasından b noktasına gitmek olsun. bu yolu tamamlamak için önce yolun yarısını hele bi katedelim. geri kalan yolu yeni gorev olarak ele alalım ve aynı yaklaşımla hele bir yarısını gidelim bakalım.. bir süre bu şekilde devam edelim. sonra birden anlayalım ki, ne kadar gidersek gidelim, bu yol hiç bitmez, çünkü sonradan mutlaka gidecek bir "öteki yarı" kalır.
2- aynı problemi ele alalım. a'dan b'ye gitmek için öncelikle mesafenin yarısını "hele bi" katetmek gerekiyor. peki bu "yarım" mesafeyi aslında katedebilmek için öncelikle onun da yarısını katetmemiz gerekmiyor mu? hayhay, edelim fakat bu "çeyrek" mesafenin de öncelikle ilk yarısını bitirmemiz gerekmiyor mu ki sonradan diğer yarısını düşünelim? aaa ilk paradoksta anlatılan "hedefe ulaşamamak" şöyle dursun, yerimizden bile kıpırdıyamıyormuşuz demek ki.
zenon sanırım burda sapıtıyordu, lafı "hareket yoktur" demeye getiriyordu. örnek olarak da şöyle bir paradoksla çıkagelmişti.
3- havaya bir ok attığınızı düşünün. bu ok size hareket ediyormuş gibi gelebilir, sebebi x süre içinde y kadar mesafe gitmesidir. x'i küçük aralıklara bölün, birer saniye mesela, o zaman diyebilirsiniz ki birinci saniye boyunca ok şu kadar gitti, 2. saniyede şu kadar, bunları topladım y'yi verdi. zaman aralıklarını daha da küçültelim, hatta öyle küçük olsunlar ki, bir daha bölünemesinler, buna "an" diyelim. şimdi bakalım bu ok "an" sürede ne kadar mesafe gider? hiç gitmez. (okun fotoğrafını çektiğinizi düşünün, ok fotoğrafta durmaktadır değil mi?) e her "an" 0 mesafe giden bir ok nasıl olur da hareket eder?
zenon'un devrinde büyük ihtimalle infial yaratan bu paradokslar yıllar sonra limitin, sonsuz toplamın vesairenin devreye girmesiyle çözülüvermiştir.