hesabın var mı? giriş yap

  • okumadiginiz seyler, bilmediginiz konular hakkinda bos bos yorumlar yapmayin.

    virgulden sonra bosluk tusunu kullanmayi ogrenin.

  • gülmüyorlar, hayattan keyif almıyorlar, üretemiyorlar, ilerleyemiyorlar, bilimsel anlamda herhangi bir kavrayışları yok, sanatçı yetişteremiyorlar, adaletin ve insani değerlerin ne olduğuyla ilgili en ufak bir fikirleri yok, doğayla birlikte yaşayamıyorlar, yoksullar çünkü itiraz etmiyorlar ...

    tüm bunları yapamadıkları gibi, yapabilen herkesten de nefret ediyorlar: öldürüyorlar, yakıyorlar, kriminalize ediyorlar ve ağızlarında hep şu laflar: kültürümüzde yok, haram, günah, onlara benzemeyelim, kafirler gibi olmayalım vs. vs.

    yücelttikleri şeyler ise belli: cinayet, hırsızlık, katliam, yalan, ikiyüzlülük...

    bu ülkede çocuk sahibi olanlara sabırlar diliyorum.

  • comodor 64 den beridir oyun oynarım. 25 küsür sene filan işte. tetristen wow'a veya her türlü stratejisinden frp oyunlarına kadar bana keyif veren her oyunu da oynarım.

    oyun oynamak bir hobidir. bilgisayar oyunları ben bilgisayara, donanıma, teknolojiye, network tabanına, programlamaya daha da yaklaştırdı. büyüdükçe merak ettim. merak ettikçe ailem bana öğrenmem için destek oldu. daha da büyüyünce bunlar ile kendimi eğittim ve hala eğitiyorum.

    şimdiki işim de bilişim. kendi işim. çocukken hobi olarak uğraştığım şeyden artık para da kazanıyorum.

    ben hiçbir zaman gta oynadım diye bir psikopatlık yapmadım. silence hill oynadım diye bende hiçbir korku oluşmadı. geceler boyunca commandos oynadım diye hiçbir zaman savaş yanlısı olmadım.

    26 yıldır monitöre yakından baktım. bir gözüm 1 diğeri 1.5 numara ki bunlar da 2 sene önce geçirdiğim beyin kanamasından sonra oldu. yani büyük ihtimalle monitör ile ilgili bile değil.

    şimdi bakıyorum ailelere sürekli çocuklarını bilgisayar oyundan uzak durması tavsiye ediyorlar. bana göre bu hiç doğru değil.

    aileler çocuklarını bilgisayar başında tek başına bırakırsa tabi ki çocuk psikopat da olur, manyak da olur, sinir hastası da olur..

    aile küçük yaşta çocuğun bu hobisini keşfederse, bu sistemin nasıl olduğunu, nasıl çalıştığını, çocuğun benzer şeyler yapabilmesi için neler gerektiğini çocuğa aşılarsa oyun bu çocuğa zarar değil yarar sağlar.

    bu örnek çocuğun tüm hobileri için geçerlidir aslında. örneğin çocuğun arabalara ilgisi varsa ve içindekileri merak ediyorsa bırak parçalasın oyuncak arabalarını. içinde ne olduğunu öğrensin. parçaların çalışma mekaniklerini görsün. ileride bunun eğitimini alıp o parçaları üretsin.

    eğer çocuğun oyuna ilgisi varsa bırak oynasın. oyunu nasıl yaptıklarını anlatın ona. arkada nasıl mekaniklerin çalıştığını, bilgisayarın hangi donanımları sayesinde bunu oynayabildiğini anlatın ona. eğer bir strateji oyunu oynuyorsa bırakın kendi kendine bir sürü taktik geliştirsin. ülkesini savunmayı, düşmanını nasıl zayıflatacağını ve yeneceğini kendisi öğrensin. merak etmeyin bu şekilde beyin fırtınası yapan çocuk savaşmayı değil, kendi hayat stratejisini de yönetmeyi öğrenir.

    sen çocuğunla ilgilenmemek için oturt bilgisayar karşısına, neler yapıyor hiç kontrol etme, sonra benim çocuğum manyak oldu diye üzül... o iş öyle değil işte.

    bilgisayar oyunu oynamak kötü bir hobi değildir. fakat kontrolsüz şekilde çocuğu bilgisayara salmak çocukta ciddi problemler oluşturabilir.

    bir kişinin hobisini işe çevirmesi, o kişinin hayatı boyunca kendisine yapacağı en büyük iyiliktir. hobi demek sadece müzik veya resim yapmak değildir. hobi kişinin ilgi duyduğu alandır. hobisi ile uğraşan kişi hem öğrenimde hem uygulamada diğer herşeyden kat ve kat fazla yeteneklidir.

    ebebeynler bu konuda engelleyici değil teşvik edici ve eğitici olmalıdır.

  • yazılı sırasında;

    - oğlum, arkadaşına soracağına bana sorsana.
    - hocam, üçü ne buldunuz?

  • dev bir yanlış anlaşılma olmuş hakkında, hemen açıklama yapayım.

    sert, bol rakılı kadeh demek değildir, kendini komser sanan polislerimizin yakıştırması nedeniyle böyle sanılmaktadır.

    işin aslı odur ki, pavyoncu ve kulüpçü abilerimizin mekanlarını denetleyen ya da ziyaret eden düşük rütbeli polis kardeşlerimizin gönlünü hoş tutmak için icat edilmiştir bu komiser dublesi. mekanda iki kadeh bir şey içip pek de para ödemeye yanaşmayan bu güzel abilerimiz sipariş verdiğinde şöyle der şef garson. ''oradan abime bir viski ver yavrum, komser dublesi olsun''

    işte bu komiser dublesi demek, diğer masaların bıraktığı artıklardan oluşan içkiler demektir. masalarda kalan şişe ve bardak diplerinden özenle ayrıştırılan rakı, viski, votka ve benzeri içkiler ''komser dublesi olsun yavrum'' söylemiyle bu arkadaşlara çakılırmış. hem çevresel geri dönüşüm hem de kanunsal geri dönüşüm yapılıyor gibi düşünün. ne güzel, ne bilinçli yıllarmış ahh aaah.

    kaynak: ankara ve mersin'de görev yapmış emekli gerçek komiserler, emniyet müdürleri ve kulüpçüler.

  • bu nedir amk ya?

    daha nasıl alternatif belediye gaspetme yöntemleri icat edebilirler acaba?

    mahmut'un prostatı var, belediyeyi bize verin.

    hasan'ın çükü bamyaymış onu da bize verin.

    mustafa'nın şekeri var..