hesabın var mı? giriş yap

  • hatırlıyorum imamoğlu'ndan önce hiç böyle kuyruklar yoktu. her durakta 3-5 kişi ya olur ya olmazdı .onları da 3 dakikada bir gelen vitolar alırdı. kart bile basmazdık çoğu zaman aman abi ne gerek var sen keyfine bak derlerdi . sonra da uyanır ve işe giderdik.

  • rembrandt tarafından 1642 yılında amsterdam'da resmedilen tablo. bu grup resmi, o sıralar amsterdam'ın güvenliğini sağlamak üzere kurulu bir milis grubunun üyelerini toplu halde göstermektedir ve bu grubun isteği üzerine çizilmiştir. resmin merkezinde yer alan iki kişiden tabloya bakana göre solda kalan kaptan banning cocq, onun yanında yer alan da teğmen van ruytenburch'dur. bu gönüllü ordunun resmini, o dönemde her türlü yüksek sınıftan insanların yaptırdığı diğer toplu resimlerden ayıran en büyük fark çizimlerdeki dinamizmdir. dönemin bütün toplu resimlerinin ortak özelliği insanların ciddi ve donuk bir şekilde durarak tabloya bakan kişiye doğru dönmüş olmalarıydı. rembrandt'ın bu eserinde ise gruptakilerin farklı şekillerde hareket halinde olduklarını, birşeylerle uğraştıklarını ve hepsinin başka yönlere baktığını fark etmek hiç zor değildir. bu farklılık sayesinde tablo, rembrandt'ın ve hollanda'nın altın çağında yaşayan diğer ressamların eserlerinin arasında çok özel bir yer kazanmıştır. isminin night watch olarak anılması ise aslında bir yanlış anlaşılmadan ibarettir. aslında milis grubu gün ışığı altında poz vermiştir, fakat resmin üzerine çekilen koyu cila tabakası sayesinde renkler kararmış ve ilerleyen zamanlarda bunun bir gece resmi olduğu düşünülerek bu şekilde bir isim almıştır. daha sonradan resmin üzerindeki bu kalın cila tabakası alınıp, parlak renkleri açığa çıktıysa da yaygınlaşan ismi aynı kalmıştır.
    halen amsterdam rijksmuseum'da sergilenmekte olan bu tabloya 20. yüzyıl boyunca üç tane saldırı girişiminde bulunulmuştur.bunlardan ilki 1911 yılında gerçekleşmiş; deniz kuvvetlerindeki işine son verilen bir aşçı intikam almak amacıyla rijkmuseum'a girerek elindeki bıçakla resimde ciddi yarıklar meydana getirmiştir.en kötü saldırı 1975 yılında meydana gelendir. bir akıl hastasının resmi parçalamasının ardından ancak 6 ay gibi bir süre sonunda tablo onarılabilmiştir. resim üzerindeki eski vernik tabakası da ilk olarak bu saldırı sonunda çıkarılmıştır. 1990 yılında ise bir başka kişi tabloya asit fırlatmıştır.
    geçen sene rijkmuseum'da başlanan büyük restorasyon çalışması nedeniyle tablo 2003'ün aralık ayında philips ve gerlach'ın liderliğinde bir ekip tarafından büyük bir özenle müzenin philips kanadına taşınmıştır.

  • başlık, akıllara aşağıda yer alan, benim de bir zamanlar bir yerde okuduğum hikayeyi getirmiştir.

    çapa tıp fakültesi'nde okuyan arkadaşlar anatomi hocasi sami zan'ın ününü
    bilirler.

    sami hoca sırf üreme organlarını kendi üslubuyla anlatan ve her dersinde 400 kişilik anfiyi dişarıdan gelenlerle birlikte yaklaşık 700-1000 kişiyle dolduran çok değerli bir hocadır... anatomi derslerinin birinde, erkek menisindeki yüksek glükoz, yani bizim bildigimiz şekerin seviyesini anlatıyordu. o yıl liseden mezun genç bir ögrenci kız arkadaşımız el kaldırdı ve bombayi patlattı:
    "anladığım kadarı ile, menide çok şeker olduğunu söylüyorsunuz.."
    "evet aynen öyle" dedi sami hoca ve dediklerini destekleyen istatistik oranlarin tablosunu gösterdi. arkadaşımız gene elini kaldırıp söz istedi:
    "o zaman tadı neden şekerli değil, tuzlu?.."
    anfide korkunç bir sessizlik oldu... ve sonra bütün anfi gök gürültüsü gibi bir kahkaha koyverdi... yüzü birden kıpkırmızı olan arkadaşımız, hızla defter ve kitaplarını toplayıp kapıya koşarken, sami hoca çok ciddi bir yüz ve buz gibi sesle derse devam etti...

    "şeker tadı alınamaz. çünkü şekeri hisseden tat alma hücreleri insanın dilinin ucundadır... gırtlak derinliğinde ise, acıyı ve ekşi tadı algılayan reseptörler bulunur..."

  • sırf birini cok sevdiniz, seviyorsunuz diye kendinizi sevmekten asla vazgeçmeyin.
    kendinizi sevmeye devam etmeyi asla unutmayın.