hesabın var mı? giriş yap

  • ailem beni göndermişti. iyi ki de göndermişler. şimdi az buçuk dinin ne olduğunu öğrendikte taraklarda bezimiz kalmadı. yaa allah korusun öğrenemeseydik şimdi bilmediğim dinin vecibelerini yerine getirmeye çalışıyordum. verilmiş sadakam varmış amk.

  • merve boluğur başlığına yazılamayacak kadar önemli bir durumdur.

    bütün illerde, yurtdışı temsilciliklerde ve kuzey kıbrıs türk cumhuriyetinde endişeyle takip edilmiştir.

  • anladım ki huzur birseylere sahip olmak değil, birseylerin içinde olmamakmis. kosusturmacanin olmamasıymis, telefonların cekmemesiymis, internetin kısıtlı olmasıymis, stresten, yetiştirme, yetişme telaşından uzak olmakmış, doğayla iç içe olmakmış; o kadar ki yolu bile olmayan bi yerde hiç birseyi, hiç kimseyi düşünmeden vakit geçirmekmis. büyük şehirlerde bize stresi, huzursuzlugu, mutsuz olmayı ogretmisler. mayis ayinda, sezon tam acilmadan, kalabalik olmadan vakit gecirerek bunu anladigim yerdir kabak koyu.

  • adam sahaya girip kavga ayırdı lan. rakip takım oyuncusuna espriler filan yaptı.

    beşiktaşlıların ned stark'ıdır. kaderi benzemesin.

  • arkadaşlar ben özelde çalışan bir öğretmen olarak tek hayalini kurduğum şey eşimle ve kızımla bir otele tatile gitmek .maaşımla bırakın tatili faturalarımı ödeyemiyorum.gerçekten kendimi geçtim artık ülkem adına o kadar üzülüyorum ki.
    duzeltme : imla

  • yurt dışı tecrübesi.

    ama öyle 2 haftalık geziler, 3 aylık dil okullarından bahsetmiyorum. gidip bizzat bir kültürü yaşamak, o milletin mutlulukarını ve sıkıntılarını paylaşmaktan bahsediyorum.

    ayrıca en az 1000 kilometre yakınında hiç bir aile ferdi olmamasından bahsediyorum. hatta dilini bilmediğin bir ülkede tutunmaya çalışmaktan bahsediyorum.

    bu bir insanı olgunlaştırmazsa, artık başka hiçbir şey olgunlaştıramaz heralde.

  • doğru söylüyor "sana ne?"
    bu işsiz güçsüz kadınların ortalık karıştırma makamı değil mi sınıf anneliği?
    sanki dünyanın ağası.
    aferin çocuk.

  • -1976 yılında ronald shusett ve dan o’bannon, philip k. dick’in 20 sayfalık kısa hikayesi we can remember it for you wholesale’i filme uyarlamak için anlaşmışlar. aynı yıl hikayenin telif haklarını satın almışlar. bu kısa hikayeyi film için kurgularken çok zorlanmışlar. senaryo son haline gelinceye kadar 40’tan fazla kez revizyona uğramış.

    -ilk başta yapımcı olarak dino de laurentiis ile yönetmen olarak da david cronenberg’le anlaşmışlar. cronenberg ilk başta bu profe için the fly’ı reddetmiş. ancak cronenberg proje üzerinde bir süre çalıştıktan sonra yaşanan anlaşmazlıklar yüzünden projeden ayrılmaya karar vermiş ve the fly'ın yönetmenlik koltuğuna oturmuş.

    -david cronenberg, philip k. dick’in orijinal hikayesine bağlı kalmak istediği için projeden ayrılmış olsa da, sinema salonuna total recall olarak ulaşan filme kendisinden bazı miraslar bırakmış. marslı mutantlar ve liderleri kuato gibi.

    -senaryo ve yönetmen karmaşalarının yaşandığı bu süreçte projeden haberi olan arnold schwarzenegger filmdeki role talip olduğunu dino de laurentiis'e bildirir fakat reddedilir. orjinal hikayeye bağlı kalmak istediği için cronenberg’le anlaşamayan laurentiis, douglas quaid karakterinin ise orjinal hikayedeki gibi olmasını istemektedir. douglas quaid, philip k. dick’in eserinde karısı tarafından aşağılanan, daha heyecanlı bir hayat düşleyip mars'a gitmek isteyen sıradan memurdur. bu bir rol için düşünülen ilk oyuncu richard dreyfuss olmuş. daha sonra william hurt ve patrick swayze gibi isimler düşünülmüş.

    -bir süre sonra laurentiis’in yapım şirketi de laurentiis entertainment group iflas etmiş. bunu fırsat bilen arnold, red heat filminde birlikte çalıştıkları carolco pictures'ı total recall'un haklarını alması için ikna etmiş. douglas quaid rolü artık arnold'un olmuş. sadece bununla da yetinmeyen arnold, hayranı olduğu robocop filminin yönetmeni paul verhoeven'in total recall'un yönetmeni olmasını sağlamış.

    -filmin ilk versiyonu aşırı şiddet ve kan içerdiği için x rated kategorisine girecekmiş, r rated olabilmesi için bazı sahneleri yumuşatılmış.

    -metro istasyonundaki kovalamaca sahneleri meksika'nın başkenti mexico city'deki metro pantitlan istasyonunda çekilmiş.

    -bilgisayar destekli görsel efektlerin kullanıldığı ilk filmlerdenmiş

    -filmin mars'da geçen sahnelerinde muhafız olarak kullanılan oyuncular amerikan deniz kuvvetleri askerleriymiş.

    -filmin çekimleri yapılırken oyuncu kadrosu ve prodüksiyon yemek firmasının yemekleri yüzünden gıda zehirlenmesi geçirmiş. yanlızca kendisine yapılan özel yemekleri yiyen arnold zehirlenmemiş. meksika'nın kirli havası yüzünden hastalananlar da olmuş. yine çekimler sırasında arnold schwarzenegger'in parmağı kırılmış.

    -tam olarak bilinmese de aşağı yukarı 65 milyon dolara mal olmuş ve muhtemelen o tarihe kadar yapılan en pahalı filmmiş.

    filmin yapım süreci part 1 part 2

  • oyun: warcraft 3 (footmen mod'u)

    durum: oldukça deneyimli ve iyi bir oyuncu olan ev arkadaşıyla multiplayer oyunu atılmaktadır. daha önceki oyunlardan ev arkadaşını konvensiyonel yollarla yenmenin imkansız olduğuna, oynanan oyun 5 dakika da 5 saat de sürse eninde sonunda ele alınacağına kanaat getirilmiştir.

    strateji: ev arkadaşı oldukça iyi bir oyuncu olsa da zayıf bir tarafı vardır: ekran kartı dandik, bilgisayarı ise eskidir. bel altına çalışılması gerektiğine kanaat getirilir:
    oyunun başından itibaren tüm para cancanlı savunma kuleleri yapmaya harcanır. normalde rakibinizin eninde sonunda sizi ezip geçmesiyle sonuçlanacak saçma bir taktik olsa da durulmaz, üse yakın toprakların hepsi kule yapımına harcanır.

    sonuç: ev arkadaşının ekran kartı o kadar kuleyi aynı ekranda görmeyi kaldıramaz ve planlandığı üzere çöker. hükmen galip olunmuştur.

  • ülkenin içişleri bakanının (bilinçli ya da bilinçsiz) azmettiricisi olduğu olay.

    edit: adam teröristse ya da teröre desteği varsa, ve delilin de varsa tutuklarsın yoksa mafya gibi sokak ortasında yüzbinlerin oyunu almış (beğen ya da beğenme) milletvekiline saldıramazsın.
    bu yoldan çıkmış saldırganlığınızla, işinize gelmeyene terörist, vatan haini diyerek bu ülkenin başındaki en büyük bela ve teörist sizsiniz.

    yakın dönemde af ile salıverilen mafya pisliklerin ne için salındığı da anlaşılmıştır umarım.

    edit2: pkk terör örgütüdür, apo da terörist, ikisinin de suratına sıçayım.
    ama ortada milyonlarca insan var biz bu ülkede eziliyoruz diyerek hdp'ye oy veren... siz hepsi terörist, hepsine kibrit suyu diyerek neyi çözüyorsunuz? siz insanları böyle döverek ve öldürerek neyi çözeceksiniz? bu kadar insan bir sabah kalkıp tamam la biz ikna olduk hiç derdimiz yok en birinci vatandaş biziz mi diyecek? ne cins bir gerizekalısınız lan siz?