hesabın var mı? giriş yap

  • bu konudaki son sözü dostoyevski söylemiştir zamanında :

    "insanların birbirini tanıması icin en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır."

    budur.

  • videoya bakınca gördüklerim:

    ihale + rant + peşkeş + range rover + ihale + nargile cafe + kısa dar paça + babet çoraplı ayakkabı + çift maaş + ihale + ihale + vergilerimiz + ihale + ultra lüks site + tespih + ihale.

  • insan ilişkilerinde başarılı, muhasebe konusunda yetkin, gezmeyi seven eleman aranmaktadır.

    meali: halk otobüsüne muavin arıyoruz.

  • surada yazilanlara bakiyorum da bu basliga yapanlar nasil yapmis, bize bi faydasi olur mu diye gelenlerin haline aciyorum. böyle bir derde düsmüs insana yapmayin, ayrilin, olmuyor biz yapamadik diyorsunuz. ayrilin nasil bir tavsiyedir? aldatilacaksiniz zaten, aldatin nasil bir tavsiyedir?

    sevmeyen adam böyle deli isine kalkisir mi? seviyor ki uzak mesafe iliskisi denen ömür törpüsüne bulasmis. ayni sehirde olunca cok asikken diyor musunuz; "ya biz bununla yapamayiz zaten, cok da asigim ama ayrilalim en iyisi"? ya da zannediyor musunuz ki aldatilmak sadece aldatilanla, yalnizca mesafeyle ilgili? aldatacak adam ayni sehirdeyken de yapiyor, firsatini bulunca da yapiyor. kendi karaktersizligi.

    belki hic uzak mesafe iliskisi yasamamis adam gelmis tavsiye veriyor, ayrilin gitsin diye. oldu cicim. demesi kadar kolaydi cünkü yapmasi. aldatin diyor, cok güzel bir seymis gibi.

    onun bunun dediklerine bakmayin, ölcün tartin kendinizi. yürümüyorsa belki gercekten bitmesi gerekiyordur, mesafeler yüzünden degil belki baska sebeplerden. yürüyorsa da ne mutlu size, mesafelerin bile araniza giremedigi bir insana asik olmussunuz; sabredin, sükredin.
    sabir iliskiye cok sey katar benim gözümde. sadece iliskiye degil, size de cok sey katar.

    bes yil ayri ülkelerden yürüttük biz iliskimizi. olmuyor degil, oluyor. evet zor, yanindan gecip giden ciftlere bakinca icin aciyor, telefon faturasi evden telekoma yol oluyor, bolca zamaniniz internette geciyor. ama sabrediyorsunuz, hepsi gecip gidiyor. sonu baslarken görünmese de o son geliyor, bir gün kavusuyorsunuz. bes yildir evliyiz, bir de her gün varligina sükrettigim bir tombik katildi aramiza. geriye dönüp baktigimda o uzun hasretlikleri degil, birlikte gecirdigimiz kisacik güzel zamanlari hatirliyorum simdi.

    istisnalar kaideyi bozmaz evet, ama sizin de o istisnalardan olamayacaginizi kim söylemis?

    2024 editi: bu yil 15. evlilik yildönümümüzü kutlayacagiz.
    tombigin kendinden 2 yas kücük bir kizkardesi oldu. kendisi de artik tombik degil, boyuma erismis bir delikanli :)

  • her yıl 4 cm olarak gerçekleşmektedir. tek seferlik bir durum değildir. temel sebebi de açısal momentumun korunmasıdır. ayın kütle çekimi dünyada gelgitlere sebep olurken dünyanın dönüş hızını da yavaşlatır. bu durumda açısal momentum korunduğundan ay dünyadan uzaklaşır. genelde fizikçiler bu konuyu anlatırken buz balesi yapan kişinin kollarını kapadığında daha hızlı dönmeye başlamasını örnek verirler ama ofis koltuğunda dönmeye alışık olan bizler için o daha iyi bir örnek gibi.

    öte yandan bu durumu geriye doğru takip edersek fark edeceğiz ki insan türü dünyadaki ilk zamanlarında ayı tabak gibi kocaman görüyordu. o dönemde henüz rakının keşfedilmemiş olması üzücü.

  • komedi dizileri oyuncular için biraz lanetli bir alan. çünkü başarılı olan komedi dizilerinin oyuncuları, dizi bittikten sonra nedensiz şekilde bir daha dikiş tutturamıyor. friends 'ten seinfeld'e, the office'ten how i met your mother'a kadar bütün dizilerde bu durumu görebilirsiniz. elbette bu dizilerdeki oyuncuların bazıları çalışmaya devam ediyor ancak asla eskisi kadar başarılı olamıyorlar.

    bu durumun da net bir nedeni yok aslında. ama sekiz sezon boyunca bir şey inşa ettikten ve düzenli bir kitleye sahip olduktan sonra sıfırdan bir şeye başlamak zor geliyor sanırım. çünkü sinema oyuncularında bu durum görülmüyor. onlar her yıl en az bir filmle izleyicinin kalbini çalmak zorunda. dizi oyuncuları ise haftada bir izleyiciyle buluştukları için daha sonra gelen projeler hakkında o kadar hevesli olmuyorlar sanırım.

    bu nedenle bir the office fanı olarak space force ilk duyurulduğunda çok da başarılı olacağını düşünmüyordum. bu bir ön yargıdan çok öğrenilmiş çaresizlik benim için. bu yüzden diziye sıfır beklentiyle başladım ve en azından steve carell'ı tekrar görmüş olurum diye düşündüm. şimdi dizi nasıl olmuş bir bakalım.

    --- spoiler ---

    dediğim gibi takip edilebilir bir konu, arada sırada güzel bir espri ve genel anlamda eğlenceli bir hava bana yeterli olacaktı. şu gündem ve dizinin anlatmayı seçtiği konu her ne kadar dr. strangelove'ı andırsa da onun kadar parlak bir kara komedi performansı beklemiyordum. dizi de içerisinde fena olmayan ögeler barındırıyor ancak zamanlaması ve ritmi o kadar dengesiz olmuş ki bu materyalini bir türlü harekete geçiremiyor.

    bu bir komedi dizisi için çok büyük bir problem çünkü zamanlama komedide her şeydir. mesela söylenecek bir repliğin üç saniye erken ya da geç söylenmesi o esprinin potansiyelini yok edebilir. bu dizinin ilk sezonunda da olan bu gibi görünüyor.

    ilk önce dizinin komediyi nereden başlattığına bakalım. bu tür bir hikayede ya durum komedisine gidersiniz ya da karakter komedisine. eğer bu dizi durum komedisi olmayı seçseydi space force'un kuruluşunun ardından bir yıl atlamazdı. burada ana karakterin hakkında hiçbir şey bilmediği bir şeyi sıfırdan kurmaya çalışmasını izlerdik. buradan da türlü türlü espriler çıkarılabilirdi. ancak dizi durum komedisi yerine karakter komedisini tercih etmiş.

    her ne kadar karakter komedisi, tür olarak durum komedisinden daha geride olsa da burada da iyi işler yapma ihtimali varmış. ancak karakter komedisinin temelinde de evren inşası yatar. yani önce karakterlerin etrafına ciddi bir evren inşa edersiniz daha sonra absürt karakterleri bu evrene bırakıp izleyicinin oluşacak garipliklere gülmesini sağlarsınız. burada ise karakter komedisinin ihtiyacı olan şekilde karakterleri tanıtmamışlar. bu yüzden ortaya kafası karışık ve zamanlaması tam oturmayan espriler çıkmış.

    başka bir dizi olsa bu kadar problem olmayabilirdi ancak göze batan nokta dizinin aslında iyi bileşenlere sahip olması. mesela john malkovich'in canlandırdığı dr. adrian mallory, sarkastik yorumlarıyla çok başarılı bir karakter. steve carrell'ın karakterinin temsil ettiği askeri anlayışa, bilim ve evrensellik gibi konularla çok iyi tezat oluşturuyor. ki dizinin az sayıda çalışan mekanizmalarından biri bu ikili.

    buna benzer bir ilişki de lisa kudrow ve steve carell arasında oluşacaktı aslında. ancak burada çok ilginç bir şekilde hikaye başladıktan sonra karakteri hapse göndermişler. bu da bana sanki hikayenin ötesinde bir problem olduğunu hissettirdi. çünkü ilk başta lisa kudrow olacakmış ama ne bileyim hastalanmış ya da bir şey olmuş o yüzden karakteri kullanamamışlar gibi düşündüm. ancak nette yaptığım ufak araştırmada böyle bir şeye rastlamadım. sadece dizinin yaratıcılarından olan greg daniels, "buradaki gizem hoşumuza gitti ve ilgi çekici oldu." demiş. ancak bu durumun şimdilik hikayeye bir katkısı yok. ayrıca dizi lisa kudrow'un gücünü de kaybetmiş. o yüzden buna işleyen bir fikir diyemeyiz.

    bu tür eksiklikler erin, tony, angela ali, r. chan gibi karakterlerde de devam ediyor. onlara da belli hikayeler yazmışlar ama bu hikayeler henüz derinleşmedi ve özellikle erin'in hikayesi hayli klişe. bu yüzden ne komediye katkı sağlıyor ne de dizinin evrenini genişletiyor.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak dizinin zamanlaması problemli ancak 10 bölüm için dikkate alırsak özellikle john malkovich'in olduğu sahneler izlenmeye değer. ayrıca bir komedi dizisinde ritm tutturmak diğer tüm türlerden daha zor. o yüzden dizinin gelecek sezonlarında daha iyi olacağını düşünüyorum.

    ancak dizinin ikinci sezonu için de henüz bir haber gelmedi. normalde bir dizi netflix'te yayınlanmasının hemen ardından ikinci sezon onayını alırdı. bu da aslında dizi piyasasının biraz acımasız bir hale geldiğini gösteriyor. çünkü chernobyl gibi mini-dizilerin başarısı insanlara bir dizinin kısa zamanda tepe noktaya çıkması gerektiğini hissettiriyor. ancak komedide uyum yakalamak daha uzun sürer. bu nedenle umarım dizi iptal olmaz ve şöyle beş altı sezon takip edeceğimiz (bir the office olmasa da) yüzümüzü güldüren bir iş olur.

  • buyrun bu da yeni bir haber.

    başka bir minibüsçü, başka bir genç kız, yine yoldan ayrılan bir dolmuş ve minibüsçünün inmek isteyen kıza söylediği cümle..

    sonuçta kız minibüsten inmeyi başarmış. yani tecavüze uğramamış, yaralanmamış, ölmemiş. ve bunlar başına gelmediği için mahkeme bu minibüsçüyü tutuksuz yargılanmak üzere bırakmış.

    kızın isyanı çok haklı değil mi?
    "şikayetçi oldum ve olay mahkemeye taşındı. ama tutuklanmadı bile. tutuklanması için illa benim ölmem mi gerekiyordu."

    unutulmaması için
    #özgecanyasası

  • boğaziçi üniversitesi'ndeki ibadet odası başlığında da dediğim gibi, bir grup insanın hissettiği ihtiyaca cevap veren bir odadır. sen oraya bakıp utanıyorsun diye yapılmayacak değil ya? sigara içmeyen insanlar mesela sigara odalarına bakıp utanmıyor sana ne oluyor? ne bileyim anlamadım yani. gitme kardeşim mescide. zorla mescide çağırırlarsa utanmaya bağırmaya yüzün olsun.

  • açık öğretim fakültesidir. dönemlik verdiğin 205 tl harç ile aylık akbil'e 170 yerine 77 lira vererek aylık 93 lira kar ediyorsun. üstüne yine sinema biletiydi oydu buydu, telefonda öğrenci indirimleri falan derken bu karlar haddini aşıyor.

    edit: ögrenci akbili artık 40 lira. bu kazanç yılda 2bin lirayı geçti.

    edit2023: öğrenci akbili 140 tl - normal aylık ücreti 777 tl. buradan matematiği siz yapın. ben ise bu esnada 4. diplomamı alma yolundayım.

  • yapılacak ilk seçimde arap milliyetçilerini tokatlayacak adayı merak eden arap hareket partisi ahparti başkanının açıklaması.