hesabın var mı? giriş yap

  • sen kalkıp adı uludere olan yere, sanki orası farklı bir ülkenin toprağıymış gibi roboski de, kabul edilsin. sonra sen kalk orası farklı bir ülkenin toprağıymış gibi "tc askeri buradan geçemez de", onun da kabul edilmesini bekle.

    ya kalkıp oradaki askere saldırmayacaksın, ya da saldırınca ve asker karşılık verince ağlamayacaksın.

  • a beautiful mind filmindeki ilgili sahnede oldukça basite indirgenen kavramdır. ancak bu basit anlatım şekli konunun özünün kavramla alakası olmayan izleyici kitlesi tarafından anlaşılabilmesi adına başarı sağlamıştır.

    nash dengesi'nin başta ekonomi bilimi olmak üzerek pek çok farklı alanda çeşitli yorumları olabilir. ancak kavramın politika veya uluslararası politikadaki karşılığı yalın ifadeyle şudur; bir sistem içinde yer alan birbirine rakip tüm aktörler ortak ya da kesişen hedeflerin elde edilmesi doğrultusunda çıkar maksimizasyonuna giderse, söz konusu durum aktörler arasında çatışmayla sonuçlanabileceği gibi hiçbir aktörün ilgili hedefe ulaşamadığı bir durumla da sonuçlanabilir. yaşanan rekabet ve çatışma sonucunda hedefe hiç kimsenin ulaşamama olasılığı olduğu gibi taraflar süreçten oldukça hırpalanmış ve zarara uğramış biçimde de çıkabilir.

    bu sebeple rekabet halinde olan aktörlerin dengeleri aşırı zorlamadan ve "her şey benim olacak" yaklaşımı sergilemeden icra edeceği politik tavırlar herkes için daha hayırlı olacaktır. zira diğer türlü sürecin sonu tüm aktörler için daha kötü sonuçlar doğurabilir ve kaotik bir ortam açığa çıkarabilir.

    edit: çok sonra fark edilen imla hatası.

  • "tırda silah varmış" denileceğine "tırda makarna varmış size vereceklerine suriye'ye yollamışlar; hem de fiyonk makarna olm!" deselermiş daha büyük tepki alabilirlerdi. bu haliyle kimsenin sikinde olmaz.

  • aidat toplar. vermezsen mahkemeye verir. meslek dışı devamlı siyaset yapar.

    asla meslek hakkını savunmaz, istihdam projesi sunmaz, kadın mühendislerin haklarını savunmaz, işsize derman olmaz, asgari ücret veren işverene ses çıkarmaz, serbest çalışan mühendisin sorunlarına eğilmez, türkiye'de ki mühendislik eğitiminin yetersiz olmasını eleştirmez, mühendislik öğrencilerine destek olmaz, dünyadaki gelişmeleri takip etmez, ülkenin kalkınması için kurumlarla görüşmez.

    sadece yıllık tescil ücreti ve aidat toplar. siyaset yapar.

  • benim bu günlerde karnım, belim, kasiklarim, ayaklarım ve sırtım ağrır. üstüne üstlük ilk iki gün bağırsaklarım bozulur, tuvaletten çıkamam. aşırı sinirli ve depresif olurum. bedenen halsizlik ve ruhen mutsuzluk çöker, hiçbir iş yapmak istemem.

    evet, sevgili işverenlerimiz bize izin vermeseler de biz zaten regl günlerimizde yarı performansla çalışıyoruz. üstüne acı çekiyoruz bir de.

    böyle bir izin güzel olabilirdi lakin türk kadınının mahremiyet kalıbına takilacagina eminim. ben mesela erkeklerle dolu bir şirkette, "tango regl izninde" diye bilinmesini istemem. kimi umursamayabilir ama umursayacak kadın sayısı daha fazla bence. bir de daha mutaassip çevrelerde bu izin olayı hiç uygulanmaz bile zaten.

    böyle olunca çekinenler izin alamaz, daha rahat davranabilenler alir; ya da mutaassip isyerlerinde hiç uygulanmaz; yani kadınlar arasında da eşitsizlik olur.

  • genelde ana kazananın (ki genelde erkek olur) evin tüm masraflarını kazanıp, yan gelirin (genelde kadın olur) aldığı maaşı kendi kredi kartına yatırmasıyla ortaya koyacak bir şeyin kalmamasında oluşur. yani ben en azından evliyken öyleydi. hanımefendi 200 liralık mascara kullanırken ben arka tarafta arkadaşlarımla çay içecek parayı bulamadığım günlere vesile olmuştur. büyük dengesizliktir. kazandığın para eşit olmayabilir ama o oranda yükün altına girilmelidir.yıpratıcı

    edit: boşandım yahu