hesabın var mı? giriş yap

  • kepazelik.

    linki şu: http://www.youtube.com/watch?v=pmcqrzl3kkq

    mesajı da şu:

    sevgili çoban çocuk,
    ne kadar yazık sana. öyle oğlaklarla, oksijenli havada, taş dizerek filan köylü köylü yaşıyorsun toz toprak içinde. ay kıyamam dişi de yok ne tatlı! halbuki köyüne gelip toprakları dinamitlesek, savrulsan şöyle bir. şaşkın şaşkın bakmana aldırmadan, sen ne olduğunu anlamadan gökten demirler, betonlar yağdırsak, asfaltlar döşesek her yere, egzoz egzoz kokutsak ortalığı ne güzel olur. çok iyiyiz değil mi? her şey senin için çoban çocuk. senin iyiliğin için. sen modern ol, öyle pisilkelköylü olma diye. toza toprağa belenme diye. taşları üst üste dizeceğine legoları diz, plastik topunla oyna, saf keçi kaymağı yiyeceğine e330 içeren algida ye diye. sonra da kirlenmek güzeldir diyip, sana debelenecek bir parça çimen ekelim kapının önüne, ona da "çimlere basma" diye tabela yazalım, basama diye. o içine ışınlandığın dublekse annen temizliğe gitsin, sana da "varoş" diye gülebilelim diye. o filmin başındaki böceği de detan böcek yemiyle yuvasında öldürelim, o çalıyı da keselim yerine ithal bahçe düzenlemesi yapalım da ihya ol diye. çünkü sen milletin efendisisin, efendi efendi otur şehirde diye.

    şehirleşme ne kadar muhteşem bir şey bilemezsin çocuk. bunu tartışmaya bile gerek yok. konya ovası'nın yüzölçümünden de utanmadan buğday ithal etmek ne şahane. iki kelimeyle gerçek oluyor bu: tarım politikası. (başka öyle sihirli şeyler de var üç harfli, sen cahilsin, bilmezsin. abd var, imf var, akp var.) senin karnını çobanlıkla, çiftçilikle doyurmanın yollarını arayacağımıza seni, kendini bile köyünden, köylülüğünden tiksindirecek, gecekondulara imrendirecek kadar fakir, mahrum, cahil bırakmak ne harika. şehirde bin beter fakirliğe, mahrumiyete, cehalete mahkum etmek ne gorgeous! ama merak etme, sana kredi vereceğiz. faiziyle alacağız. ödeyeceğim diye sefil olacaksın. ne müthiş değil mi? çünkü biz "türkiye’nin potansiyelini gerçeğe dönüştüren banka"yız. sen gerçek değilsin, yoksun, potansiyelsin. seni gerçeğe dönüştüreceğiz. ne süperiz.

    ay çok şirinsin. o önüne düşen tuğlayı da kafana attıydık, isabet etmedi. kusura bakma, olur mu.

    seni seven,
    g.b.

  • japon kağıt katlama sanatı.

    çinliler biz japonlardan çok önceleri kağıt katlıyorduk, bu sanatın kökeni bize ait deseler ve hatta belgeler gösterseler bile bunlar origaminin çinlilere ait bir sanat olduğunu gösterecek kadar kuvettli deliller değildir. onların yaptığı sadece kağıdı bükmek. kağıt katlama olayına bir anlam veren, onu sistemli bir hale getiren ve kültürlerinin önemli bir parçası yapanlar japonlardır. o yüzden japon kağıt katlama sanatı demekte bence bir sıkıntı yok.

    1900 lerin ortalarına kadar neredeyse sadece japon origami ustaları vardı. origaminin bugün bu kadar popüler olmasında ve bilinmesinde en önemli etken akira yoshizawa. kendisi çok büyük bir origami ustasıdır, ama origamiye olan katkısı yaptığı binlerce origami modeli ve geliştirdiği teknikler değil sadece. basılan bütün origami kitap ve dergilerinde kullanılan , başında durup ona bu sanatın inceliklerini anlatacak bir ustası olmayan milyonlarca garibana origamiyle tanışma ve katlamaya başlama fırsatı veren diyagramlama dilinin yaratıcısıdır. bu dil sayesinde origamiye katkı yapan insan sayısı arttı, işin içine matematik girdi, teknikler gelişti ve olay artık daha sistemli bir hale geldi.

    birkaç hamlelik basit modeller yüzlerce belki binlerce katlama yapmanızı gerektirecek kadar kompleksleşti. origami denince ben dahil çoğu insanın aklında ilk oluşan figür turna kuşudur ve birçok insanın katlayabildiği turna kuşunun yapıldığı tek parça kare kağıdın biraz büyüğüyle üç başlı ejderha, onun tepesindeki ejder lordu ve elindeki asayı yapabilirsiniz, en azından birileri yapabiliyor.

    basit figürler katlayarak başlayıp, en sonunda bir ryujin katlayabilecek seviye gelmek oldukça zor, ama kesinlikle zevkli. bu yola baş koymak isteyenlere lazım olan şey sadece kare bir kağıt. kendini daha hızlı geliştermek içinse her seviye uygun sayısız origami kitap ve dergileri de var. ayrıca flickr gibi mecralardan yerli veya yabancı origamicilerle iletişim kurup kağıt seçimi, kağıt hazırlama veya gerekli malzemeleri nereden bulabileceklerine dair bilgiler alabilirler.

    ek olarak;
    (bkz: between the folds)
    (bkz: origami aksiyomları)

  • yıllar önce otomobili uzun yolda sürerken birdenbire arabanın anahtarını evde unuttum aq diyerek tüm ceplerimi karıştırdım.

    bulamayınca sağa çektim o an dank etti. anahtarın kontakta olduğu. 1-2 dakika güldüm kendime sanırım, anahtarı olmadan arabayı acaba nasıl sürüyordun şapşik diye.

  • aslinda cok var. ama birkac tanesini sayabilirim.

    - oncelikle otel ucretini giriste tahsil etmek istemeleri.

    - kahvaltida oda numarasi sormak icin gelen gorevliler.

    - odada ikram olarak icecek bir ufak su, cay-kahve bile bulundurmamasi.

    - otele giriste elinizde tasinacak canta olmamasina ragmen sirf bahsis koparmak icin odaya kadar eslik etmeye kalkan, gereksiz yere lafi uzatan bellboylar.

    - otoparktan para alinmasi.

    - en cok guldugum de "otele disardan yiyecek-icecek" getirmek yasaktir uyarisi koymalari. 4 yildizli otellerde bile gordum.

    edit: son madde ile ilgili soyle bir uyari geldi, ben isin bu boyutunu pek dusunmemistim:

    dışardan yiyecek içecek getirip ve bunlardan zehirlenip suçu otel yemeklerine atmaya çalışanlara yönelik bir önlem. başı ciddi belaya giren oteller var bu yüzden.

  • başlığı açan yazarın iyi niyetini anlıyorum, yardım etmek isterken yaptığının çok doğal bir hareket gibi geleceğini de tahmin ediyorum, bana da öyle gelirdi ama zaten hiç kimseye izinsiz dokunulmaması gerekliliği bir yana, görme duyusunu kaybetmiş birinin birden sırtında bir el hissetmesi çok ürkütücü olabilir onun adına. şehirde binbir türlü insan var ve herkes iyi niyetli değil. kibar bir şekilde derdini anlatmış. anlayışla karşılamak gerek.

  • beğenilen ancak daha tanışılmayan kız bazen bakarken bazen bakmıyorsa, hali ve tavırları tam anlaşılamıyorsa ve kız sürekli cep telefonu ile oynuyorsa erkekte haliyle adım atmaz.

  • gecenin yarısı girdiğiniz çorbacıda , önden giren arkadaşınız selamünaleyküm dediğinde, arkadan aleykümselam diye cevap vermek ..