hesabın var mı? giriş yap

  • +@muted

    bebek arabasıyla saatlerce gezip tozabilen ama bir kaç saniye sıra bekleyemeyenleri rahatsız eden rezalettir.

  • mehmet demirkol'un "en büyük başarın hangisi?" sorusuna verdiği cevap:
    "bence en büyük başarısı bir insanın, tembelliğine karşı koymasıdır. bunu yapan her şeyi yapar."

    hayata ve hayatına yön vermek isteyen fakat bir türlü harekete geçemeyen, kendine motivasyon sağlamak için birinin gazına ihtiyacı olan herkese semih saygıner'in röportajlarını izlemeyi tavsiye ediyorum... sen çok yaşa semih abi.

  • yeni çağ bir akımın adıdır. yeni çağ akımı ruhsal bilgilerden bilimsel yaklaşımlara, etnik öğretilerden modern yaşam uygulamalarına dek uzanan çok geniş bir bilgi birikiminin sonucunda şekil almış ve yenilenmeye devam eden bir dünya görüşüdür. herkesin belirli yaşam devrelerinden geçtiğini savunan bir felsefeye sahiptir. buna kısaca geçmiş yaşamlar da diyebiliriz. onların inancına göre hiçbirşey rastlantı değildir, herşeyin yaratımına ruhsal bir düzeyde yardımcı olunduguna inanılır. bu da yaşamdaki her şeyin sorumluluğunu üstlenmeleri anlamına gelir. ayrıca kıyamet günü ile ilgili şimdiye kadar bildiğimiz, duydugumuz tüm verilerin aksi bir savunu da getirmişlerdir... yeni çağ akımına göre; 2012 yılında herkes derin bir uykuya yatacak ve tam 6 gün sonra uykuya yatanlardan sadece bazıları çok farklı bir dünyaya uyanacaklar... tüm dünya dengeleri değişmiş, tek ülke haline gelmiş ve kimsenin çalışmadıgı, negatif enerji gücünün olmadıgı bir dünyaya... onlara göre bu duzenlenmenin yapılma sebebi de dunya üzerindeki yanlış olaylardır... böylece dünyanın yenilenecegine inanmaktadırlar. pozitif enerjisini yüksek tutmayı başarabilmiş, frekansları açık olan kişilerin uyanacagını, diğerlerinin ise uyanamayacagını belirtmektedirler... daha da ilginci; 2011 yılında hz. isa nın şirince köyü ne inecegi üzerine olan savunularıdır.

  • yıllar evvelinden kalma bir kırgınlığım var kendisine. ooze rock bar'da konserine gittiydik, ben bir ara yakından göreyim, detayları hafızaya alayım diye sahne yanına çıkmıştım, şarkının ortasında yakınlarıma geldi, milletle şakalaştı, öpüştü falan, ben biraz gerideyim, sonra beni gördü, elindeki ufak su şişesiyle, su fırlattı yüzüme. herkese öpücük ver, "çaak" yap, bana su dök. ağzımdan akan salyalardan mı rahatsız oldu ne?, ben anlayamadım. su iyi geldiydi ama, bir ara hararet yaptıydım, aldı onu.

  • her yönüyle şüphe uyandıran kazıdır.

    göbeklitepe dahil türkiye'de yapılan hiçbir tarihi kazıda bu kadar büyük güvenlik önlemleri alınmamıştı.

    tarihi bir kazıda müze yetkilileri bulunduğu söyleniyor ama arkeoloji dünyasından hiç kimsenin konu hakkında fikri yok.

    ülkenin zenginliğini kendi malı gibi gören bir hükümet var ve milletvekili dahil kimse alana giremiyor.

    kazı bittikten üç ay sonra recep tayyip erdoğan vatikan'a davet ediliyor, daha önce 1959 yılında celal bayar gitmiş, başka davet alan yok.

    hangi tarihi kazıda mit ve özel harekat görev aldı bugüne kadar, ülkede eline harita alan define kazısı yapıyor.

    öldürülen polis memuru eşine, kral mezarı ve çıkarılan altınlardan bahsediyor.

    gün gelecek orada görev yapanların korkuları son bulacak ve gerçek ortaya çıkacak.

  • "deniz kenarına bırakılmış bir tekne düşünelim. eğer bilinçli bir müdahale yapılmazsa zaman içinde bu tekne yıpranacaktır. mesela yüz sene sonra tekneye bakmaya gelseniz tekneden belki de eser dahi bulamayacaksınız. yani kimse teknenin bir gemiye dönüşme hikayesini beklemez."

    bu sözleriyle beni dine döndüren video. insanlar maymundan geliyorsa şimdiki tekneler neden gemi olmuyor sorusunu kendime sorunca gerçekleri anlamaya, aydınlanmaya başladım.

  • pardon filmindeki replik geldi aklıma.

    “beni adamdan sayıp alacak örgüte zaten ben girmem!” diyordu ibrahim.

    ben de bizim versiyonu yapayım:

    “beni adamdan sayıp evlenecek kadınla zaten ben evlenmem!”

  • yüksek sıcaklıkların yeni koronavirüsü etkili bir şekilde öldürüp öldürmeyeceği belirsizliğini koruyor. yeni bir virüs olduğu için bunu kanıtlayan bir araştırma yok.

    ancak, 2002-2003 yıllarında küresel bir salgına neden olan sars koronavirüsünün who'ya göre 56 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda öldürüldüğünü biliyoruz.

    teorik olarak, covıd-19 virüsü - koronavirüs ailesinin sars ve mers de içeren bir parçası - sıcaklığa duyarlıdır. tüm virüsler, kapsid adı verilen bir protein kabuğunun içindeki bir nükleik asit molekülünden oluşur. koronavirüs gibi bazı virüslerin, kabuğun dışında bir dış zarı vardır. bu membran ısıya nispeten duyarlıdır.

    2003 sars salgını sırasında, virüsün yaklaşık 300 kişiyi öldürdüğü hong kong'daki her 1 santigrat derece için, doğrulanan vakaların sayısı 3.6 azaldı. buna rağmen sars salgını 8 ay sürdü.

    sars ve covıd-19 arasındaki farklar yeni virüsün esnekliğini tahmin etmeyi zorlaştırmaktadır. sadece ateşi olan hastalar tarafından başkalarını enfekte edebilen sars'ın aksine, covıd-19 olan insanlar herhangi bir belirti göstermeden hastalığı yayabilir ve salgını kontrol etmeyi çok daha zorlaştırabilir.

    ancak yakın tarihli bir çalışma covıd-19'un sars'den çok daha bulaşıcı olduğunu gösterdi. tıbbi araştırma arşivi biorxiv tarafından 15 şubat'ta yayınlanan çalışma, yıllardır sars ve mers gibi farklı koronavirüs tiplerini araştıran texas üniversitesi araştırmacısı jason mclellan tarafından yönetilen bir ekip tarafından gerçekleştirildi.

    sıcaklık yükseldikçe, koronavirüs havada yüzer veya yüzeylere yapışır - her ikisi de sadece kısa bir süre hayatta kalabileceği yerler. ancak vücuda bir kez girdiyse, enfekte etme yeteneği sıcak havayla azalmaz.

    https://asia.nikkei.com/…avirus-scientists-not-sure

    https://factcheck.afp.com/…oronavirus-disinfectants

    edit:
    gelen kutusu » @la gazzetta dello sport

    çalışmaya göre 3 ila 13°c arasında olan bölgelerde maksimum koronavirüs iletimi sayısı meydana gelmiş. buna karşılık, ortalama sıcaklıkları 18°c'nin üzerinde olan ülkeler, toplam vakaların% 5'inden daha azını görmüş!

    https://www.technologyreview.com/…h-warmer-weather/