hesabın var mı? giriş yap

  • i.u. iktisat fakultesi turkce butunleme sinavi (360 kisilik siniftan sadece 5 kisi var):

    "cimlere uzanmis,
    gokyuzunu izliyor
    icinde bir huzursuzluk vs. "

    diye giden bir siire, "baslik bulun" diye embesil bir soru vardi.

    bende "islak cimlere uzanmis adamin birikmis gazi" diye bir baslik yazdim. asistan gezerken gordu, guldu
    "ama kalirsin" dedi, bende "ama deger" dedim.

    kaldim gene

  • tam tadında bırakılan eylemdir. metroda da, burada da araya girenler, tadında dayak yemesini sağlamakt hep. demek ki ne kadar duyarlılar. tam tersi olsa, bir akp antipatizanı, akp'liler içerisinde kalsa ve sizin kafanıza sıkacağım diye tehdit etse, muhtemelen hastanelik olur, ya da ölür. gerçek bu.

    helal olsun diyorum.

  • daha dun basima gelen bir olayi anlatayim efenim.

    antalya havaalanina giriyoruz. guvenlik kontrolu vs. esim onde ben arkada kemer, saat vs cikartiyoruz. laptop falan. kutuya koyarken esimle arama birisi daldi elinde kutu ile. ne oluyor demeye kalmadan tahmin ettigim gibi siraya girmekten aciz bir turbanli. dedim hanimefendi hayirdir. dedi ben seni beklemek zorunda miyim? dedim ki evet. beklemek zorundasin zira burasi sıra.

    karima abuk sabuk seyler soylemeye basladi. guvenlikten rica ettim. neyse mudehale ettiler. megerse kari iki arkdaymis. arkamdaki kadinin da onune geçmiş.
    neyse gectik guvenlikten, arkadan sesi geliyor hala. aynen soyle dedi: biz cicili bicili olmadigimiz icin boyle davraniyorsunuz. hem arkamdaki kadina bagiriyor hem de guvenlige. sonra bize geldi ayni igrenc cumleyi kurdu.

    kadin sunu anlayamiyor: basit bir siraya girecek kadar akli melekeleri gelismedigi icin mudehale edildigini anlamiyor. turbani yuzunden engellendigini zannediyor. cicili bicili insanlar onu turbanli diye sevmiyor. kafaya bak.

    bu zihniyet nasil duzelir bilmem.

  • lan arkadaş illa yazdırıyorsunuz.

    yine bilinçsizler şuursuzlar doluşmuş.

    metallica ve megadeth'i direkt olarak aynı kategoriye koyup karşılaştıramazsınız. illa bir karşılaştırma yapılacaksa öncelikle farklılıklarını tanımlamak lazım.

    iki yarış arabası düşünün, birisi mesela lamborghini olsun. lamborghini çok hızlı, teknik olarak çok müthiş bir arabadır ama esas özelliği tarzıdır. o araba iyi olmasa, hızlı olmasa bile çok tarzdır herkes beğenir sever. birisi de mesela mclaren olsun. herkesin beğeneceği bir araba değildir. gördüğünde iyi bir şey olduğunu anlarsın ama tarz olarak hiç sevmeyebilirsin. ama teknik olarak çok iyidir.

    metallica lamborghini gibi bir gruptur, çok iyidir ama esas numarası tarzıdır. entersandman gibi, nothing else matters gibi, no leaf clover gibi basit ama acayip etkileyici şarkılar da yapar, one gibi acayip teknik şarkılar da yapar. hetfield'ın sesi bile tek başına etkileyici bir unsurdur.

    megadeth mclaren gibidir. çok tarz değildir, hiç bir şarkısında bir wherever i may roam tarzı bulamazsın, kızların çok beğeneceği hemen etkileneceği bir yapısı yoktur. bir çokları için mustaine'in sesi iticidir ama megadeth çok tekniktir, içi çok doludur. bir holywars, bir ashes in your mouth kolay kolay her gruptan çıkmaz. metallica çalmak o kadar da zor değildir, marty friedman sololarını hakkıyla çalmak inanılmaz zordur. megadeth'in şarkı sözleri çok içeriklidir, dahiyanedir.

    daha çok şey söylenebilir. bu iki arabayı piste koyarsan mclaren pataklar ama vitrine koysan çok büyük çoğunluk lamborghini'yi seçer.

    ne hissetmek istiyorsanız ona göre dinleyiniz efendim. iyi metal müzikler.

  • ''modern dokunuşlarla yepyeni bir boyuta taşıyor'' yazısını okuduktan sonra kesinlikle 675 tl eder dediğim anahtarlık, dokunuşlar önemli çünkü.

  • daha ilk cümleyi bitirmeden schumann rezonansını söyleyerek yazının kalanını okuma zahmetinden kurtarmış sahte bilimci suser.

    bilgiye ulaşmayı bilse, saçma sapan sitelerden ne idüğü belirsiz çöp bilgiler edinmek yerine, dünya'nın hızını merak ediyorum o zaman bilim sitelerine girmeliyim diyebilmeliydi. bilim sitelerine girdiğinde ise dünya'nın yavaşladığını okuyacaktı.

    dünya hızlanıyor mu yavaşlıyor mu diye merak edenler için çok basit bazı bilgilerden söz edip kaçayım.

    tidal locking yani kütle çekim kilidi denen bir nane var birbirleri etrafında dönen gök cisimleri arasında. bu iki cisim hem birbirleri etrafında hem de kendi çevrelerinde hızla dönerken kütleçekiminin etkisiyle zamanla bir yüzleri diğer cisme bakar hale geliyor.

    mesela merkür güneş'e çok yakın olduğu için bir yüzü hep güneş'e dönük. fakat merkür'ün kütlesi güneş'i etkileyecek büyüklükte olmadığı (%1 bile değil) için güneş'e bunun bir etkisi yok.

    dünya ile ay arasında da bu olay var. ay zamanında çok daha hızlı dönerken, dünya'nın kütle çekimi etkisiyle ay'ın dönüşü yavaşladı ve bir yüzü hep dünya'ya bakar oldu. ay'ın dünya üzerinde merkür'ün güneş üzerinde olduğundan çok daha fazla etkisi olduğu için (wikipedia'ya giremeyip kütleleri oranlayın) kütle çekim kilidine dünya da kapılıyor ve ay dünya'yı yavaşlatıyor. dünya yavaşladıkça ay uzaklaşıyor. neden? çünkü açısal momentum. hatta açısal momentumun korunumu.

    yani halkın diline inersek; dünya 24 saatte kendi etrafında dönerken, ay dünya etrafında 27 günde dönüyor. zamanla bu dönüş periyodu eşitlenecek. bilim insanları üşenmeyip hesaplamışlar 50 milyar yıl sonra bu periyod eşitlenecek demişler. ay 47 günde dünya etrafında dönecek, dünya'da ise bir gün 47 saat olacak diyorlar.

    gelecekte oruç tutanlar için sıkıntı biraz büyüyor yani.

    edit: 50 milyon değil, 50 milyar yıl olacak, kimse de uyarmamış.

  • yıllarca yüzmüş bir insanım. derya büyükuncu'yu ilk defa 1984'te tanıdım. galatasaray'da aynı takımda yüzüyorduk. ablası berna ile beraber daha o yaşta türkiye rekorlarını tek tek kırıyorlardı. 100 metreyi, aynı takımda yüzen biz yaşıtlarından 10 saniye önde dönüyordu.

    şu ana kadar aldığı ne kadar madalya, kırdığı ne kadar rekor varsa sonuna kadar hak ederek kazandı. olimpiyatlara hep onun gitmesini eleştirmek sadece ve sadece bilgisizliktir. kimse oraya torpille gitmiyor. seçmelerden kim çıkarsa olimpiyata o gidiyor. derya'yı kendisini geliştirmedi diye eleştirmek de yine cahilliktir. her sporcunun bir kapasitesi var, derya da bu ülkedeki kendi dalında en kapasiteli sporcu oldu. ülkemizde hiç üzerine gidilmemiş bir spor dalında bile geldiği yer bence hayranlık verici.

    ülkemizde başarılı olmuş, kendi dalında mesela bilişim olsun, ciro olarak en büyük bir şirketi "google, microsoft, oracle'ın cirolarına bak bir de kendine bak" diye eleştirmeyi en hafif tabirle kendini bilmezlik, biraz daha ağır tabirle bir bok bilmezlik olarak adlandırırım.

    emre yerlici'den carlos sainz olmasını beklemek, hidayet türkoğlu'ndan kevin garnett olmasını beklemek, arda turan'dan ryan giggs olmasını beklemek, ahmet ümit'ten trevanian olmasını beklemek, haluk bilginer'den al pacino olmasını beklemek; dolayısıyla derya büyükuncu'dan mark spitz olmasını beklemek tamamen kötü niyetliliktir.

    ya da sadece ekşi sözlük yazarlığıdır.

  • henry bi dur allasen biz ıslak imzalı tutanakları nasıl koruyabilirizin peşindeyiz. 15 mayıstan sonra gel konuşalım.