hesabın var mı? giriş yap

  • benim.
    yıllarca kolejde çalıştım.öğrencilerle arkadaş gibi de oldum hep,çoğuyla hala görüşürüm zaten yaşlarımız çok yakın.bir yerlerde buluştuğumuzda öğrenci -öğretmen olduğumuz anlaşılmaz. yani sizin bahsettiğiniz o 'evde bekleyen,dershanede üç kuruş maaşla sürünen, idealist,arkadaş tipte' vs öğretmen de benim aynı zamanda. ayrıca belirtmek isterim ki alan sınavım sayesinde atanabildim. çünkü ben diğer alanlarda pek bir şey bilmiyorum.
    şimdi geldiğim okulda ise can güvenliği olmayan bir kadın öğretmenim. gözlerini korkutmak için ufak çapta fiziksel müdahalede bulunuyorum arada ,fazlasını yapmam, yapamam da zaten tehditler havalarda uçuşuyor ,evime tek başıma yürüyemiyorum,kadın olmanın utanılacak bir şey olduğu bir yerdeyim. ki büyük bir şehrin büyük bir ilçesindeyim. ama bu "büyük"lükler insanların kafalarındaki örümcek ağlarının yanında maalesef hiç kalıyor.
    korku içindeyim,ayaklarım geri geri gidiyor. sınıfta" bana bugün napıcaklar acaba ?" düşüncesiyle dakikaları saatmiş gibi yaşıyorum.bu sadece bir kısmı tabii.
    biliyorum sizin için hayaller "ölü ozanlar derneği, her çocuk özeldir,koro"filmleri tadında.hayatlar için (bkz: ben)

    bir yıldan fazla süre sonra edit: bütün yıl boyunca emek verdim o öğrencilerime. dövdüm de sövdüm de ... ama sevgilerini kazanmayı başardım en sonunda. artık beni benimsemişler, sahiplenmişlerdi.sonra koruyup kollamaya başladılar. doğumgünümde 1'er lira toplayıp pasta alıp bana sürpriz yaptılar. hediyeler aldılar,utanıp veremeyip başka arkadaşlarıyla yolladılar. sene sonu geldiğinda artık evladım olmuşlardı çoktan.şimdi başka bir ile ggeldim,çocuklarımı özler oldum. nereden nereye işte. verdiğim tüm emekleri hatta daha fazlasını hak etmişler bilememişim.

  • dizideki en gerçekçi karakterler alper ve karısı. bunlar kime benziyo lan derken roket takımına benzediklerini fark ettim... bildiğin jesse ve james. ahahahha. bir de ben neden paçoz dizileri bu kadar seviyorum?

  • buyuk dramlara sebep olmus bir faciadir. ilk patlama aninda ölen kişi sayısı çok gibi görünmese de (30 civarında) patlamadan sonra (pek de "aciklanamayan" sebeplerden dolayi) iki yil icinde binlerce insan daha olmustur. ancak bu olumlerin kacinin facia ile dogrudan baglantili oldugu arastirilamamistir. tabii bu olumler disinda meydana gelen hasarin veya cevre tahribatinin boyutlarinin belirlenmesi ise ayri bir hikaye.

    ama bence en buyuk dram patlama sonrasi enkaz kaldirma calismalari sirasinda yasanmistir.

    patlamanin ardindan radyoaktif enkaz yaklasik 1.5 km capinda bir alana yayilmis. alinan karar ise bu enkazi tesis icinde toplamak ve butun bir tesisi ozel bir beton ile tamamen ortmek. ayrica radyoaktif cekirdegin altinda da buyuk bir beton yatak olusturulmasina karar verilmis. evet ama radyoaktif enkaz nasil tasinacak? cekirdegin altina beton nasil dokulecek? gerekli ekipman ve zaman yok? ve butun isin 15 gun icinde tamalanilmasi dusunuluyor.

    enkazi tesis icine tasimak ve de radyoaktif cekirdegin altini beton ile kapatmak icin itfaiyecilerle birlikte askerlerin kullanilmasina karar verilmis ve 1500 kadar asker kullanilmis. (kac itfaiyeci kullanilmis bilmiyorum) basit bir gaz maskesi, eldiven ve cizme disinda bir koruma ekipmani kullanmayan asker ve de siviller bolgede calismaya baslamislar. bir askerin (veya sivilin) gunde en fazla 3 dakika calismasina izin veriliyormus. ama bu sure icinde alinan radyasyon miktari bile omur boyu alinabilecek radyasyon esiginin uzerindeymis. ve adamlar orada 15 gun boyunca calismislar. evet calismalar planlandigi gibi 15 gun icinde bitirilmis. butun radyoaktif moloz tesis icine tasinmis ve tesis beton bir zirh ile tamamen kapatilmis. ayrica radyoaktif cekirdeginin alti da (acilan tuneller sayesinde) beton ile doldurulmus.

    peki bu radyoaktif enkaz kaldirma isinde calisan askerlere (ve de sivillere) ne olmus?

    bu temizlik calismalarina katilan askerlerin buyuk bir kismi ise -ki hepsi 20'li yaslarda saglikli insanlar- bir yil icinde olmusler. (bu sayi (asker+sivil) kimi kaynaklara gore 4000 civarinda.)

    gercekten buyuk bir dram. bile bile olume gitmisler. ama birilerinin de bu isi yapmasi gerekiyordu. evet saniyorum savasarak olmeseler bile, gene de ulkelerindeki insanlari korumak adina olume gitmisler.

  • ayda birkaç günlüğüne olsa da benim bu.

    hissedilen sıcaklık 50 derece, ben 1.95'im, 90 küsür kiloyum. bu şartlar altında şirket telefonu, şahsi telefon, sigara paketi, cüzdan, çakmak, anahtar gibi şeyleri ceplere mi doldurayım lan? bu yaştan sonra sırt çantasıyla mı gezeyim?

    evet? çözüm bekliyorum.

    11 yıl sonra edit: şimdi freebag kullanıyorum herkes çok beğeniyor. zamana göre algı da değişiyor işte.

  • pentagon, abd savunma bakanlığı, nasa (amerikan havacılık ve uzay dairesi), abd ordusu, abd donanması… dünyanın belki de en iyi korunan yerleri. ama , emperyalizmin temel direği bu kurumlar bir dönem -ve belkide hala- tek bir insanla uğraşmak için canlarını dişine takmışlardı: gary mckinnon. londra’da yaşayan bir ingiliz vatandaşı. 44 yaşında, işsiz bir bilgisayar sistem yöneticisi. abd’nin isteği üzerine 2002'de tutuklanmış ve serbest bırakılmıştı. 2005 haziran’da tekrar ingiltere'de tutuklandı ve koşullu olarak serbest bırakıldı. abd, ingiltere’den gary mckinnon’u istiyor, kendi mahkemelerinde yargılamak için.

    peki gary mckinnon ne yaptı da bu kadar “önemli” yerlerin hedefi haline geldi? 2001 ve 2002'de abd’de bulunan 97 bilgisayar sistemine girdi. fakat bunlar sıradan bilgisayarlar değildi. biri pentagon’a ait olmak üzere, nasa’ya, abd ordusu, hava kuvvetleri ve donanmasına, abd savunma bakanlığı’na ait bilgisayar sistemleriydi hepsi de. bu nedenle, internet üzerinde “solo” diye bilinen gary mckinnon’a pentagon hacker da deniliyor. onun yaptığı, herhangi bir devlet ya da ordusuna dönük o güne kadar yapılmış en büyük ve kapsamlı saldırı. abd, canevinden vurulmuştu ve bunun bedelini ağır ödetmek istiyor, gary’i kendi mahkemelerinde yargılama peşinde, ingiltere’de -bildiğim- en son açılan davada 70 yıllık hücre hapsi isteniyordu.

    gary mckinnon, ele geçirdiği abd ordusuna ait bir bilgisayara şöyle bir not bırakmış: “abd’nin yabancılar politikası bugünlerde devlet destekli terörizmle aynıdır. ben solo, size zarar vermeye, hem de en üst seviyede devam edeceğim”. saldırılardan birinde washington’da, orduya ait yaklaşık 2000 bilgisayar 24 saat boyunca internete çıkamamıştı. gary mckinnon’un herhangi bir devlet, örgüt ya da grupla ilişkisi bulunamamış. yani tek başına kendi halinde bir adam. ne insanüstü bir takım güçleri var, ne de çok güçlü araç ve silahları… tek sahip olduğu teknik bilgisi. kendisine daha karlı hedefler seçebilirdi, mesela bankalar ya da büyük online ticaret siteleri, oldukça büyük miktarda para elde edebilirdi. girdiği bu bilgisayar sistemlerinden elde ettiği bilgileri satarak da bunu yapabilirdi.

    fakat hedefi bu değildi. öyle ya da böyle abd’ye zarar vermek istemiş ve bunu başarmıştı. tüm bu işlerde ona yardımcı olan ise kırdığı bilgisayar sistemlerinin kullanıcılarıydı. kullanılan kötü işletim sistemi (yani ms windows) ve zayıf parolalar sayesinde gary’nin işi oldukça kolaylaştırılmıştı.

    tek bir insanın, dünyanın en iyi korunan kurumlarına karşı giriştiği tek kişilik savaşın hikayesi... gary mckinnon davasının sonucu ne oldu bilmiyorum fakat bildiğim ona verilen desteğin oldukça fazla olduğu...

  • denizbank'ın çalışanını tüm denizbank'a mal etme girişimidir. gram işim olmaz denizbankla ama bu kadar çarpıtılmış bir rezalet de görmedim arkadaş. git bankacıyı şikayet et işte.

    ayrıca o nasıl başlık açmaktır?

    rezalet puanı: 0/10