ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ayvatoğlu'nu kınamak yerine ona ulaşmak gerek
-
canım benim ya. ne kadar babacan insanlar görüyor musunuz? evet, bundan sonra oyum size. işte aradığım huzurlu, şefkatli yönetici.
bir sinemada yaşanabilecek en dumur olaylar
-
bir arkadaşın filmin ilk bölümünde sıkılması sebebiyle tavanda oynaşan güvercinleri bütün yarı boyunca "gel geh geh" "cık cık cık" diye çağırması. aranın ardından ışıkların sönmesiyle güvercinlerden bir tanesinin arkadaşın kafasına konması, arkadaşın bonus kafası gibi kıvırcık olan saçlarına güvercinin dolanması, dolanan güvercinin iyice korkup çırpınması, arkadaşın da panikleyip çırpınmaya ortak olması, tüylerin uçuşması, arkadaşın "makinist imdaat" diye bağırması, ışıkların yanması zaten bi sikime benzemeyen filmin iyice piç olması..
(bkz: oof of)
izmit'te motorla yaya geçidinden geçenin sonu
-
bunun tek sorumlusu kimdir biliyor musunuz? bu ve bunun gibilere cezayı basmayan, ehliyetini elinden almayan, motorunu trafikten men etmeyen polisler ve onların en üst makama kadar amirleridir. fırat kenarında kurdun kaptığı koyunlar ve bunlar...
quora
-
guru'dan gordum, quora'cilar icin ben de oneri kisiler yazayim fakat yazmadan once bir sey demek istiyorum. yillardir bir cok arkadasimin zaman zaman quora'ya kaydoldugunu goruyorum, tanidigim hocalar bile uye oluyorlar. profillerine girip kimleri takip ediyorlar diye ufak bir stalking yapiyorum. diger topluluklar da boyle mi bilmiyorum ama bizim turkler sadece es dost takibi yapiyorlar gibime geliyor. ulen hiçbir şey bilmiyorsunuz bari top writer'ları takip edin.
yani site bence tamamiyle amaci disinda kullaniliyor. quora'da alani ile ilgili inanilmaz bilgili kisiler var. bir fizik sorusunu mit veya harvardli bir fizikci hic usenmeden uzun uzun yanitlayabiliyor, yazilimcilar var sikilmadan soru yanitlayan. lan biz bu sorulari okullarda hocalara sorsak size bunu anlatmak icin vaktimizi harcayamayiz diyen egolarina carpariz, quora'da profesor gelmis ileri duzey kavramlari acikliyor. usa ve rus helikopterlerinin farki nedir diye biri soru soruyor, hava kuvetlerinden o helikopterleri kullanan biri cikip yanit veriyor, sovyetlerle ilgili bir soru geliyor sscbden eski bir devlet gorevlisi cevabi yapistiriyor falan, manyak bir ortam. ilgi alaniniz neyse, neyi merak ediyorsaniz o konulari ve o konularda uzman kisileri takip etmeniz gerekiyor abicim.
bizim turkler ne yapiyor; uye olurken 10 tane konuyu takibe aliyor 10 tane arkadasi follow ediyor, 3 ay sonra site hosuna gitmiyor kacip gidiyor. meşhur oldu ben de instagram yükleyeyim demek gibi bir şey bu.
sozlukculere ozet gecmek gerekirse eksi sozlugun 2008'e kadar olan donemi gibi dusunun. hintli hucumu 2014'te olmustu sanirim. migferdibi olayi yasandi resmen. kalite dustu diye tartismalar yasandi quora'da da. bazi sacma seylerden dolayi da gecen senelerde iyi bazi yazarlar gitti fakat hala bilgiye ulasimi sagliyor. geçen sene trend topics'i kaldırdılar o olaya çok uyuz oldum. etrafınızda olaylar cereyan ediyor, millet tartışıyor fakat ara ki bulasın, odada ki dedikodu çemberinin dışında kalmak gibi.
profillere gelirsek, kısa kısa yazacağım, yarısı celebrity gibi, profile girince nasıl kişiler olduğu anlaşılır. gereksiz uzun entry oldu zaten. (bu yazarların bazıları artık yazmıyor ama eski cevapları yeter de artar)
yoğun madde fizikçisi
https://www.quora.com/profile/inna-vishik
avrupa uzay ajansından bir astronom
https://www.quora.com/profile/matthias-jaeger
kütle çekim dalgaları araştırmacısı fizikçi
https://www.quora.com/profile/mark-barton-1
biraz daha popüler konularda da yazan bir fizikçi
https://www.quora.com/profile/jack-fraser-11
genel görelilik ve kütle çekim dalgaları ile ilgilenen fizikçi
https://www.quora.com/profile/leo-c-stein
nasa'da uçuş direktörlüğü yapmış eğitmen, efsane adam.
https://www.quora.com/profile/robert-frost-1
parçacık fiziği ve karanlık madde üzerine uzman
https://www.quora.com/profile/jay-wacker
esasen it'ci ama güzel fizik yazıları var
https://www.quora.com/profile/viktor-t-toth-1
jeolog. volkanlarla, fosillerle ve çeşitli oluşumlarla ilgili yazıyor
https://www.quora.com/profile/craig-mcclarren
arkeolog biraz da tarih yazıyor
https://www.quora.com/profile/john-bartram
moleküler biyolog
https://www.quora.com/profile/adriana-heguy
software developer
https://www.quora.com/profile/joshua-engel
machine learning'ci
https://www.quora.com/profile/dmitriy-genzel
fizik kimya ve programlama üzerine efsane yazıyor, google'da çalışıyordu sanırım
https://www.quora.com/profile/brian-bi
ünlü commodore'un baş mühendisi. çok ayrıntılı efsane yazıları var. ses teknolojileri üzerine de yardırıyor
https://www.quora.com/profile/dave-haynie
tarih üzerine yazıyor, bizans ve roma ağırlıklı
https://www.quora.com/profile/eric-wang-434
muhteşem adam. sovyetlerde ki yaşam ile ilgili en güzel bilgileri bu adamdan öğreniyorum
https://www.quora.com/profile/dima-vorobiev
politika, tarih ve game of thrones ile ilgili yazıyor
https://www.quora.com/…file/eleftherios-v-tserkezis
sanat tarihi okumuş, çinliler ile ilgili güzel bilgiler de veriyor
https://www.quora.com/profile/feifei-wang-6
quora'nın tom bombadil'i
https://www.quora.com/profile/ernest-w-adams
tarih ve rusya ilgili yazıyor
https://www.quora.com/profile/alexey-tereshchenko
tarih ve politika.
https://www.quora.com/profile/sunwoo-park-5
tarih ile ilgili yine. 1. ve 2.dünya savaşı ağırlıklı
https://www.quora.com/profile/cem-arslan-2
arının kendi için ürettiği şeyi çalıp yemek
-
arıcılığın ne olduğunu bilmeyen kişilerin salladığı şey.
arıların çiftliklerde polenlere ulaşımı çok kolaydır ve etkinliği artan üretim sistemi, ihtiyaç fazlası ürün verir ve arıcılar da bu fazlalık balı kullanor.
adam salak mı kendi kolonisini aç bıraksın da para kaybetsin
galata kulesi
-
ilk galata kulesi 5. yüzyılda romalılar tarafından yaptırılmış. döneminin en uzun kulesiydi, şu anki kule 67 metre uzunluğundadır.
roma döneminde istanbul'da 14 mahalle vardı, galata bu mahallelerden biriydi. bu yüzden bu bölgede yapılan kuleye romalılar galata kulesi diyorlardı. roma döneminde (5.yüzyılda) galata bölgesi denizin o zamanlar kıyıya daha yakın olması nedeniyle deniz ticaretinde önemli bir noktaydı. romalılar da şehrin en önemli noktalarından biri olan galata'yı korumak ve sürekli gözlemlemek için galata kulesini yaptılar. bu kuleden şehirde olan bitenleri, insanları, kavgaları gürültüleri, yangınları, denizi, tekneleri yani her şeyi izliyorlardı.
12. yüzyılın sonlarında romanın gücünü kaybetmeye başlamasıyla 13.yüzyılın başlarında cenevizliler buraya gelip galata bölgesini işgal etiler. cenevizliler burayı işgal ettiklerinde galata kulesi önceden çıkan yangınlar ve depremler tarafından harap olmuştu, ayrıca roma döneminde galata kulesi ahşaptandı. cenevizliler bu kuleyi yıkıp yeniden bir kule diktiler, ama bu sefer taştan kuleydi. tepesine de kocaman bir haç koydular ve "isa kulesi" olarak adlandırdılar. cenevizliler de bu kuleyi aynı romalılar gibi gözlem amaçlı kullanıyorlardı.
1453 yılında fatih sultan mehmet istanbul'u işgal ettiğinde galata kulesinin tepesindeki haç'ı indirtmiştir ve adını gene o bölgenin adı galata olduğundan dolayı "galata kulesi" ne çevirmiştir.
1500lü yıllarda çıkan büyük depremde galata kulesi yine harap olmuş ve 1700lü yıllarda son halini alacak şekilde inşa edilmiştir.
osmanlı döneminde galata kulesi roma ve cenevizlilerin kullanım şeklinin yanı sıra hapishane olarak da kullanılmıştır (kanuni sultan süleyman dönemi)
galata kulesi hakkında pek çok efsane vardır. bunlardadn en meşhuru roma efsanesidir:
roma efsanesine göre galata kulesine ilk defa çıkan ve birlikte çıkan kız ile erkek mutlaka evlenirmiş. çiftlerden biri ya da ikisi, daha önce bu kuleye bir başkasıyla ya da yalnız çıktıysalar tılsım bozulurmuş.
diğer meşhur efsane de masalımsı bir hikayedir.
hikayeye göre galata kulesi ile kız kulesi birbirlerine aşıktırlar. fakat arada kocaman bir boğaz var, bu iki kule birbirlerine bakıp bakıp bişey yapamazlarmış. hezarfen ahmet çelebi galata kulesinden anadolu yakasında olan üsküdar'a uçarken galata kulesinin ısrarlarına dayanamamış ve galata kulesinin kız kulesine yazdığı mektupları yanına almış, kız kulesinin üstünden uçarken de mektupları kız kulesine bırakmıştır. mektupları alıp okuyan kız kulesi aşkının tek taraflı olmadığını anlamıştır ve daha da güzelleşmeye başlamıştır. kız kulesinin daha da güzelleşmeye başladığını gören galta kulesi de aşkının tek taraflı olmadığını anlamıştır ve sevinmiştir. aradaki kocaman boğaza rağmen bu iki kule yüzyıllara meydan okurcasına birbirlerine bakıp durmuşlardır.
ayrıca; (bkz: #74177264) ( h. ahmet çelebi )
zübeyde hanım'ın atatürk'ten para istemesi
-
hikayenin aslı şöyledir;
zübeyde hanım 5 kuruşunun kalmadığı bir gün ankara'ya telgraf çeker
paramız bitti oğlum diye sıkıntısını belirtir. bunun üzerine salih bozok, atatürk'ün yanına gelerek:
''elimizdeki mevcut paradan gönderelim mi'' diye sorar.
atatürk:
''zübeyde'ye 20-25 gibi gitmesi lazım" der, ve hemen telgraf çeker, "paraları sıfırladınız mı?".
başkası mıydı lan o yoksa???
yükseklerde yaşayanların daha hızlı yaşlanması
-
çürütmek için kafkas dağlarında, karadeniz dağlarında falan gözlemlenen üç beş ninenin yetersiz kalabileceği iddia. nineler tıknefes olabilir. yazıktır, nineleri bu işe bulaştırmayın. ama madem ninelerden dem vurulacak, en az 300-400 kontrol ninesi lazım bu iş için. bilim şakaya gelmez çünküsü.
yeteri kadar nine örneklemesi ile peru'da bi araştırma yapıyorlar bu konuyla ilgili efendim. konu önünde sonunda gelip hormonlara çatıyor amk. geçen gün yaşlandıkça aşık olmak zorlaşır falan diyordu sözlükçüler. orada yaş ile birlikte herşeyin zorlaştığını, çünküsü hormonal sistemin gençken olduğu kadar aktif olmadığını klavyem döndüğünce anlatmaya çalışmıştım. reverse engineering ile tekrar bişeyler deneyeyim hadi.
mevzu yine hormonlar ama bu sefer yüksek irtifada hormon konsantrasyonunun seviyesi ile ilgili.
araştırma peru and dağlarında 210 kadın üzerinde yapılıyor. madem ninelerden yürünecek. yürünsün arkadaş!
and dağlarında 4,000 metre ve daha üzerinde irtifada yaşayan 210 kadın* bir kontrol grubu. diğer grup ise 150 kişilik bir başka bir nine grubu ki bunlar da başkent lima'da deniz seviyesinin 150m üzerinde yerleşkelerde hayatlarını sürdürüyorlar.
iki grupta da yaşlar aynı seviyede. bir iki yaş oynama olur en fazla ortalamadan. şimdi şurası bi gerçek, yüksek irtifalarda yaşayan kadınlar salgın hastalıklara karşı daha dirençsiz ve bu sebepten ölümler daha sık görülmekte. dhea ve dheas diye iki hormon var efendim, yani dehidroepiandrosteron ve dehidroepiandrosteron sulfat. bilimafacanları, bu iki hormon konsantrasyonunun yüksek irtifadaki kadınlarda özellikle ergenlik dönemlerindeyken çok daha yavaş yükseldiğini gözlemliyorlar. bu steroid hormonları, böbreküstü bezlerde üretilmekte sonra doğal yollarla kana ve oradan beyin dokusuna karışmakta. ilki, ki prasteron diye de biliniyor, bünyenizin fiziki ve mental anlamda fit olması açısından çok önemli. her ikisi içinde böyle aslında bu. ama ne dedik biz entrilerimizde, yaş aldıkça bu hormonların da oranları düşüyor. nerede anlattık? şurada anlattık.
efendim araştırmalar gösteriyor ki, bu hormonların konsantrasyon seviyesi, and dağlarındaki ablalarda, hiçbir zaman deniz seviyesinde lima'da yaşayan ablalarda olduğu seviyeye çıkamıyor. dağlarda yaşayan 60-70 yaş arası ninelerde seviye olması gerekenin sadece %40'ı
kaynağı için açmayın nineler!!!!
bu araştırmaya dayanarak da diyorlar ki: hormon seviyesi yaşla birlikte düşecek evet ama yüksek irtifada bu kadar ekstra fazladan düşmesi, yüksek yerlerde yaşayan bacılarımızın daha hızlı yaşlanıyor olmasının müsebbibi olabilir.
peki bu amk hormonu yaşlanma konusunda hakkaten bu kadar önemli rol oynuyor mu? efendim dhea ile bir grup fare beslenerek normal fareler arasında bir ömür süreci kıyası yapılıyor. dhea verilen farecikler diğerlerinden 1/3 daha fazla süre yaşıyorlar. dahası, hormonlu fareler daha genç görünüyorlar. yaşlılığın getireceği bazı bariz hastalıklara çok dirençliler. misal diyabet, ya da kalp hastalıkları gibi gibi...
dahası, bu iki hormon kanser ve obezite gibi iki belanın da kontrolü için vücudun doğal ilaçları.
ama ne olursa olsun, endokrinolojistler temkinli. çünkü birkaç hormon daha yaşlanma ile alakalı rol alabiliyor insan vücudunda. misal erkeklerde testosteron. ya da her iki cinste büyüme hormonu.
öte yandan bu dhea hormonunun sentetik versiyonları da var ve satışta. etkileri ise kemiklerin kalınlaşması, enerjik bi haller oluyo sonra mesela libidonuz artıyo falan. ama bu hormon desteği daha çok addison hastalığından muzdarip hastalar üzerinde kullanılmakta. yani böbreküstü bezlerin çalışmadığı durumlar efendim.
ezcümle, teori doğruysa bile en çok hormonal etki rol oynuyor görünüyor.
son bir bilgi daha. yükseklerde oksijen oranı aynı. %21. her yükseklikte bu böyle ama yükseklerde boyle yasası hasebiyle basınç düşük yani her türlü gazın moleküler miktarı az. ince yani hava. hal öyle olunca ciğerlerinizdeki basıncı anormal düşürmeniz gerekir ki hava içeriye aynı miktarda dolabilsin. e bu çok zor tabi.
burada o konuyu en vahşi haliyle ve daha etraflıca karalamıştım zaten.
lüks zannedilen fakir markaları
-
yuh arkadaş, herşeyi yazmışlar. ekşi sözlük değil lordlar kamarası sanki.
kuveytli diplomatların türk f-16 pilotunu dövmesi
-
arap sevicisi bazı kesimlerin verdiği cüretin sonucudur.
antalya
-
yaptığım iş turizm üzerine olunca pandemide durmak zorunda kaldık. düzeldi, düzelecek derken 800 bin tl alacağımı tahsil edemeden 7 ay içinde battım. sağolsun bankalarda borç borç deyince evi arabayı sattım borçları ödedim üzerimde sadece 4 bin tl para kaldı :)) bu parayla ne yapılır derken zaten yok zaten yok hep hevesim olan ahşapla uğraşayim dedim. ufak bir kaç malzeme aldıktan sonra ya şunu da alayım bunu da alayım diye diye eldeki bütün parayıda gerekli malzemeler için harcadım ve bir arkadaşımın boş olan dükkanında öyle kendi halimde takılıp askılık, lambader derken evime ve arkadaşlarıma ufak tefek ahşap ürünler yapmaya başladim. bir ay sonra evine askılık yaptığım bir arkadaşım arayıp "nogi, bir arkadaşım var iç mimar senin yaptığın ürünleri gösterdim çok beğendi birkaç ürün istiyor yapabilir misin? diye sordu. uzatmayayım onun istediği ürünleri yaptıktan sonra bir arkadaşı daha arayıp bizede böyle bir ürün lazım yapabilir misiniz acaba ? diye aradı. bunu da yapayım bunu da yapabilirim derken ufak ufak iş yapmaya başladım.bir kaç aya kalmadı işi baya baya profesyonelliğe döktüm. hayat o kadar garip ki tam bittim dediğin anda karşına yeniden mücadele etmen için bir olay çıkarıyor. sanırım orada pes etmeden tekrar başlayabilmek önemli ve bende öyle yaptım. bir matkap bir ufak testere ile başladığım bu işte 120 m2 bir atölye açtım. içimdeki duygu o kadar acayip ki anlatamam. e bundan bize ne derseniz haklı olarak sadece paylaşmak istedim. olur da yolunuz düşerse bir kahveye beklerim ve sosyal medyadan anlayan arkadaşlar varsa beraber çalışmayı çok isterim :) umarım hayat her insanın karşısına vazgeçtim dediği anda yeni güzel şeylerle çıkar... hepinize teşekkür ederim imla hatalarımdan dolayı özür dilerim bütün fularlı ekşi sözlük yazarlarından... birkaç örnek için
1
https://www.hizliresim.com/mw9qh8h
3
4
5
6
7
8
9
17 nisan 2021 hakan sabancı mesajlarının ifşası
-
hatun kendini ifşa etmiş farkında değil.