ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
belgesellerde geçen klasik cümleler
-
bu yavrunun annesini son görüşü. artık kendi başının çaresine bakmalı.
yeliz yeşilmen
cem yılmaz'ın yeni oyuncağı
-
cem yılmaz gösteri yapıyor, film yapıyor, dvd'lerini piyasaya sürüyor para kazanıyor. kendisinin bu arabaları almasını istemezsen gelir kaynaklarına katkı sağlamazsın olur biter.
sıkıntı benden zorla alınan paralarla 900 bin lira araba kirası verenlerde.
edit. ayrıca ilberci nedir yahu?
kamu personeli it gibi çalışırken evde yatan güruh
cambridge'de görev yapan türk akademisyenin sitemi
-
türk bürokrasisinin ve akademisinin halini çok güzel özetlemiştir. fakat ne yazık ki kendisinin de dediği üzere, ironik bir biçimde, bu ülkede insanlar halinden memnun. dolayısıyla anlattığı sıkıntıları anlayabilecek kapasite yok karşı tarafta. sosyal bilimlerle ilgilenen biri olarak şunu söyleyebilirim. bu sıkıntılar tarihsel olarak çok gerilere sirayet ediyor. öyle akp'nin gelmesi ile başlamış bir durum değil. haliyle ülke insanının içine işlemiş bu tembellik ve vizyonsuzluk.
''araştırma projeleri ve toplantılar için türkiye'den geliyorlar tabi, fakat toplantıya katılmıyorlar. şehri gezip, fotoğraf çekip geri dönüyorlar.''
''türkiye'de ay başından ay başına maaşını almayı bekleyen memur zihniyetli bir akademi anlayışı var.''
ne denir ki.
canlı yayında kavşak izlemek
-
ağlamıyorum beyler, gözüme medeniyet kaçtı.
debe edit: 20 kasım dünya çocuk hakları günü (bkz: #56391081)
bacak antrenmanı yaparken bacağı kırılan kadın
tuvalete gidiyorum demenin alternatif yolları
-
cocuklari havuza birakip geliyorum.
vatandaşımız kenara para koymuyor
-
fırsat vermiyosunuz ki sayın bakan, altın alıyoruz bozdurun diyorsunuz, dolar alıyoruz bozdurun diyorsunuz. şimdi son karar nedir? biriktiriyor muyuz?
gratis
-
yaptıkları indirim insanları öyle bir çılgınlığa sürüklemiş ki dün kasa sırasında bekleyen bir kadın gözümün önünde doğum yapıyordu az kalsın. 9 ay 10 gün 3 saatlik karnıyla rimel almaya gelmiş, vay aq ben olsam çişe gitmeye üşenirim.
türk kadınındaki kayınvalide düşmanlığının sebebi
-
evlerinde ilk kez misafiriz banyoya gireceğim baktım su kaynar “anne bu nasıl ılıştırılacak” dedim “ha ona öyle gir alışırsın kızım, soğuk suyu ben bilmiyorum” dedi. kendi evinde insan suyun yerini bilmez mi? öyle yıkanması imkansız o kadar sıcak, neyse kayınpederi bekledim ona sordum bana hemen diğer vananın yerini gösterdi. az aptal olsan kadın bildiğin haşlayacak.
yazlıkta 10 kişiye yemek yapıyorum, çocuk da 3 yaşında bahçede oynuyor, bi geldim mutfaktan ki açmış bahçe kapısını gitmiş. “anne gördün mü oğlanı” “yok ben gazete okuyorum senin çocuğun ya dikkat etmedim” dedi.
kendi düğünümde şarkı söyledim ben, bir gün tv da müzik programı izliyoruz. “senin sesin nasıldır” dedi bana. “anne düğünde söyledim ya nasıldı” dedim “ne bileyim iyi olsa aklımda kalırdı kötü olsa da kalırdı demek ki vasatmış” dedi.
oturuyoruz yan yana birden işaret parmağıyla sırtımı dürttü, ne oldu anne dedim hayırdır, “kıyafet mi katlanmış yoksa etin mi taşmış ona baktım, etin taşmış” dedi.
daha bunlar gibi onlarca say say bitmez.
vicdan yok, sınır yok, şefkat yok.
değil kayınvalide evlat olsa sevilmez.
edit: eltime anlattığım dedikodularla debeye girmiş olmam çok komik oldu:))
eylem tok ve oğlunu unutmayayım burası muz cumhuriyeti değil.
türkiye'de 120 trilyon dolarlık yumiyum bulunması
-
seçimlere doğru giderken uydurulan bir başka haber.
o kadar yumiyum olsa bize çıkarttırırlar mı sanıyorsunuz.
hepsini kendi yer bu dış güçler.
yiyemediklerinin de üzerine cıva dökerler.
aynı haliç'in altında yatan 1673 grostonluk turbo sakız rezervi gibi bize yar olmayacaktır.
ayrıca urfa'da bulunan 541 milyon dolar değerinde peynir altı suyu tozu yataklarını da unutmayın.
eyyyy türk halkı!
biz biliyoruz bunları biz.