ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dunning-kruger etkisi
-
sanırım türkiye bayiiliğini rasim ozan kütahyalı 'ya vermişler.
metin lokumcu öldürüldü diyecek kadar sığır olmak
-
filistinde taş atan çocukları bağrına basıp o taşa silahla karşılık veren israil ordusuna düşman kesilenlerin, yine taş atan protestocunun polis tarafından öldürülmesine sesini çıkartmayan şakirt sözüdür.
filistinli'nin taşı mübarek de hopa'lı taş attı diye vurulunca ses çıkartmayalım öyle mi? yiyim sizin müslümanlığınızı, allah anlayışınızı...
edit: bazı arkadaşlara biraz dokunmuş galiba. neymiş efendim filistinli çocuk yabancı bir askere taş atıyormuş, bu adam kendi polisine. daha kötü değil mi? benim kendi polisim kendi vatandaşını öldürüyor lan. yabancı ülke askeri değil bu. bu ülkenin polisi. niye gocunuyorsun bu kadar. taş attı diye vatandaşını öldürüyor. metin göktepe, engin ceber de bonus olsun size. her şeyi ateist-müslüman ikilemine sokmayın. metin lokumcu o taş atan filistinli müslüman çocuk kadar insan. anlatabiliyor muyum? filistinli çocuk için gözyaşı döküp de kendi vatandaşı öldü diye "oh olsun gominist işte" diyen adam da bir aynaya baksın müslümanlığından önce insanlığını sorgulasın.
edit 2: başlık başıma kalmış !
edit 3: listeye mehmet ayvalıtaş, ethem sarısülük ve ali ismail korkmaz'i da ekleyebilirsiniz. simdi anladiniz mi ne demek istedigimi ?
yaran fıkralar
-
bir golf klübunun soyunma odasında bir sürü adam
giyiniyormuş.ortada duran bir cep telefonu çalmış,
yakınındaki bir adam hands-free konum düğmesine
basmış ve giyinirken konuşmaya başlamış.
adam: alo
kadın: merhaba şekerim, kulüpte misin?
adam: evet.
kadın: ay ben burda süper bir deri ceket gördüm.
1000 dolarcık. alabilir miyim?
adam: oluur, madem çok sevdin, al tabii.
kadın: aslında buradan önce de galeriye uğradım.
2015 modelleri gelmiş, tam istediğim renkte birini
buldum.
adam: ne kadar?
kadın: 250 000 dolarcık.
adam: o parayı vereceksem bütün aksesuarlarını
isterim ama...
kadın: yaşasınnn! bir şey daha var, geçen sene
beğendiğimiz ev yine satılık ve 550 000 dolar
istiyorlar.
adam: tamam, ama 520 000 dolardan fazla verme sakın.
kadın: oldu şekerim. sonra görüşürüz. seni
seviyorum.
adam: ben de seni...görüşürüz.
adam telefonu kapatıp afallamış şekilde onu seyreden
topluluğa döner ve sorar:
"bu telefon kimin, bilen var mı?
rte'nin isviçre bankalarında 40 milyar doları var
-
doğru mu yanlış mı bilemem ama çok değil birkaç ay önce abd’nin yaptırımlarında mal varlığının açıklanması tehdidi yer aldığında nasıl birden bire kuzu kesildiklerini daha dün gibi hatırlarım.
yaran tesadüfler
vedat milor'un dayak yedikten sonraki yorumları
-
-bence de en önemlisi elle yemek, yani kibarlık yapıcam diye bazen levye ile odun ile dövüyorlar. halbuki elden yiyince tadı çok farklı...
alo simao ben forlan
-
+alo simao ben forlan!
-efendim abi?
+yeni numaram bu kaydet bunu.
-tamam abi.
+o değil de iyi türkçe konuşuyoruz haa.
erkekleri itici yapan detaylar
-
kadınlar için itici buldukları detayların kendileri için doğal olduğunu sanmaları.
özel hastanelerin dolup taştığı kriz ülkesi
-
neden acaba? çünkü yeterli doktor yok. devlet hastanelerinden randevu alınamıyor. ne yapsın insanlar ölsün mü?
artık insanların afrika'daki gibi sefil yaşamaması krizin olmadığına kanıt olarak sunuluyorsa vay halimize.
prenses gibi yetiştirilen kız
-
çocuk merkezli aileler tarafından üretilen bir model.
* doğum yeri, kütük şeysi, vatandaşlık vs. gibi detayları planlanır mümkünse yurtdışında falan doğurulur.
* sonra yurda dönülür, boyu posu eksik kalmasın diye doktorlarla, diyetisyenlerle, hizmetçilerle, dadılarla büyütülür.
* namı almış yürümüş kolejlerden birine kreşten sokulur, liseden çıkarılır.
* namı almış yürümüş özel üniversitelerden en birincisine sokulur. zira diğerleri ona layık değildir. hele devlet üniversitelerinin hiç şansı yok.
* asla yurtta falan okutulmaz.
* mecburi hizmet, tayin gerektiren meslekleri tercih etmesine izin verilmez. doğuya falan asla gidemez.
* koca arama yaşları gelene kadar saraydan ayrılmaz.
* saray sabittir. kız eşşek kadar oluncaya dek şehir değiştirilmez, mümkünse hiç taşınılmaz. küçük yaşta sık sık okul değiştirmek, genç yaşta arkadaş çevresi değiştirmek vb. şeyler psikolojik minik travmalar yaratabilir diye prensesimiz korunur bu tip olaylardan.
* çünkü "bizim kızımız biraz şeydir, o öyle şeyleri beceremez, yapamaz"... (evet, prenses yetiştiren bir aileden ben bunu duydum)
* namı almış yürümüş şirketlerden birine sokulur. modaya uymak, kariyer havasına bürünmek lazım tabii...
* yurtdışında masterla falan avunmak istiyorsa ona izin verilebilir. çünkü zaten orada yerleşik bi amca, bi teyze, bi kuzen, bi bişii vardır. ama prensesimiz sanki sap sap yaşıyormuş, kimseleri tanımıyormuş, kendi ayaklarının üstünde duruyormuş gibi havalara bürünür. (bkz: çaktırma pampa)
* yaşadığı steril ortamda, yine prens gibi yetiştirilmiş bir erkekle tanışır ve evlenir. (ya da arkadaş vasıtası, aile çevresi ayaklarına bildiğin modern görücü usulü tanıştırılır, evlendirilir)
* çocuk da yapar kariyer de... ama arada çocuklarını yetiştirmek için uzun molalar verir.
* yeni prensler ve prensesler yetiştirir.
vatana millete hayırlı olsun...
yunanistan'ı kurtarma kampanyası
-
(bkz: emanet avroların farkındayız)
debedit: protesto amaçlı avroların koli koli sokağa atıldığını da duyduk. haydi ankara...
büyüdükçe özlenen şeyler
-
mahalleye gelen dönen zincir salıncak
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
uzun ve yorucu yolculuk ertesinde yaklaşık bir saat boyunca insan kaynakları çalışanlarının gelmesini bekledikten sonra mülakatte;
- hmm.. biliyosunuz fransızca bilmeniz bizim için pek birşey ifade etmiyor. ?
- hmm.. isabet olmuş bende sizin için öğrenmemiştim*