hesabın var mı? giriş yap

  • yolda görsem görmezden gelecegim sayın cumhurbaşkanının hareketi. benim yaptığım ; takdire şayan fakat yanlış. onun yaptığı hem takdire şayan değil hem de yanlış.

    edit: başta cizre'de kahramanca savaşmış, en yakın polis arkadasim olmak üzere ; tüm polis ve askerimize selam olsun. arkanızdayız.

  • en iyi arkadaşıma yaptım böyle bir zalimliği. sene 2012. yeni telefon almıştı. bir satranç oyunu indirmiş, eşiyle dostuyla satranç oynuyor. iyi de oynuyor pezevenk. bana da ısrar etmeye başladı. benim de hiç o taraklarda bezim yok. sadece kurallarını biliyorum. tepinmesiz oyun sevmem ben. neyse, uzun ısrarlar sonunda bir maçı kabul ettim.

    oyuna başlamadan önce bilgisayara satranç programı kurdum. zorluk ayarını da kökledim. telefondan da açtım satranç uygulamasını, arkadaşımın davetini bekliyorum.

    davet geldi, kabul ettim ve oynamaya başladık. önümde pc, elimde telefon, adamın yaptığı hamlenin aynısını bilgisayara karşı yapıyorum. en üst zorluk düzeyindeki bilgisayar mükemmel hamlelerle karşılık veriyor. bilgisayarın hamlesini arkadaşıma karşı oynuyorum. adam 10 dakika bekleyip ıkına sıkına hamle yapıyor, ben 2 saniyede karşılık veriyorum. ilk maçı 10 hamlede falan kazanmış olabilirim.

    mesaj attı, rövanş yapalım mı diye. kazanacağından o kadar emin ki "rövanş" diyor. tamam dedim, yapalım. ikinci maçı kazanmam 10 hamle bile sürmemiştir. telefonla aradı. heyecanlı heyecanlı soruyor, kursa mı gidiyorsun, doğal yetenek mi bu diye. ben de satranç sevmiyorum ki kursuna gideyim falan diyorum.

    7 yıl geçti, adam bir daha oynayalım demedi.

  • annemi, babamı güldürdü; beni güldürüyor; çocuklarımı güldürecek. yaptığı zor işi en kolay böyle anlatabilirim sanırım.

  • yapay zeka ve makine öğrenmesi üzerine master yapan biri olarak şu haberleri görmek beni delirtiyor. yapay zeka konusu o kadar ele ayağa düştü ki herkesin dilinde ve yalan yanlış haber kaynıyor ortalık.

    edit: çok fazla mesaj geldi, gördüğüm birkaç eksik

    1- "emir almadan kendi kararıyla saldırdı" "hiçbir yönlendirme yapılmadan" cümlesi yanıltıcı. çünkü zaten emir dediği şey saldırının onayı, yoksa drone bayırlarda ineklere bakarken "dur lan şurada terörist mi var" diye kafasına esince gitmiyor bir yere. belirli koordinatlar arasında uçuş emri verilmiş, taramasından gelen verilerden elde ettiği sonuç eğer belirli bir threshold değerini aşarsa, onay beklemeden saldır komutu verilmiş. ortada tümüyle otonom bir alet yok zaten tamamen otonom kendi kararlarını alan bir yapay zeka sistemi de yok, olsa çağ atlardık. buradaki drone belirli komutları baştan almış anlayacağınız.

    2- bahsedilen şey yapay zeka değil, yapay zeka daha gerçeklenmedi çünkü. bahsedilen şey makine öğrenmesi algoritması ile eğitilmiş bir drone. saldırılması istenilen hedeflerin yüz binlerce fotoğrafı eğitim seti olarak sisteme yollanıyor, algoritma matematiksel modellemeler ile bu hedefleri (fotoğrafları) genel bir modele oturtuyor. daha sonra salıyorlar bunu gökyüzüne, kendisine verilen veriler doğrultusunda tarama yapıyor ve önceden bu genel modele oturttuğu sisteme uyan bir görüntü yakalarsa saldır emri gerçekleştiriyor.

    3- yapılan şey bence hatalı. şu an makine öğrenmesi sistemlerini biz insanlara destek olması amacıyla kullanıyoruz. eğer gerçekten saldır emri onayı verilmeden saldıran bir drone ortada dolaşıyorsa bu endişe verici. halihazırda bulunan modeller tümüyle güvenilir değil ve kesinlikle bir insan onayına ihtiyaç var. eğer ne yaptığınızı biliyorsanız bir makine öğrenmesi algoritmasını yanıltmak o kadar da zor değil. bir çocuk parkını hedef zannetmesi(zannettirilmesi) içten bile değil.

  • bir görme özürlü adam vardır maltepe pazarının girişine yakın yara bandı satan...

    bir karton kutusu vardır, onun üzerine oturur, yanında getirdiği küçük siyah çantasından 10lu yara bandı paketlerini çıkarır, ve çekine çekine duyurmaya başlar işini:

    "10 adet yara bandı 1 milyon lira..."

    yandan akıp giden kalabalığın yarısı adamın görme özürlü olduğuna inanmaz, birazı duygu sömürüsü yapıyor zanneder, bir kısmı değecek birşey olsa sattığı kandırmanın hesaplarını yapar... çok azımız farkederiz adamın hakikaten namusuyla para kazanma çabasında olduğunu...

    1 milyon uzatır, kendi kendinize iyilik yapmaya niyetlenir "bana 2 tane ver, yeter" dersiniz...
    "olmaz abi, 10 tanesini satıyorum 1 milyona" der...
    ısrar edersiniz, inatla kabul etmez, "abi, haketmediğimi almam ben" cümlesini duyarsınız...
    "ben helal ediyorum" demeniz birşey ifade etmez, o daha keskin "bakıyordur" duruma, daha fazla uzatmaz, 10 yara bandını alır gidersiniz...

    iş biter, dönüşte sizin yaptığınız konuşmanın neredeyse aynısı iki genç kızla onun arasında yapılıyordur.
    kızlar sizden ısrarcı çıkınca başka bir çözüm önerir adam;
    "abla, o zaman ben sizin almadığınız bu artanları sizden sonraki müşterime veriyorum, ama helal edin..."

    konuşmanın ardından ne olacağını görmek için beklemeye başlarsınız...

    biri gelir birkaç dakika içinde, verir 1 milyonu alır 10 tane yara bandını, tam gidecekken bizimki "pardon abla," diye başlar anlatmaya, ve ısrarla ona verir elinde önceki seferden kalan 8 tane yara bandını...

    az üzülür, biraz burulursunuz,
    az önce 50 yara bandı parasına yediğiniz döner ekmek düğümlenir boğazınızda...

    bir görme özürlü adam vardır maltepe pazarının girişine yakın yara bandı satan,
    bakmanın ötesinde görmeyi öğretiyordur insana yanından her geçildiğinde...

    malum,
    10 adet yara bandı 1 milyon değerinde...

  • samimi olun lan biraz !
    adamın alanı değil hede hödö.
    he a.q sizin alanınız otomotiv ondan tanıyorsunuz adamı.

    celal'in güncel konulardaki cehaletini, kibirini ve çok bilmişliğini gösterir. !

  • yine full aksesuar bi erkek başrolle karşı karşıyayız. müzisyen, klasik araba kullanıyor, hoca olacak kadar zeki ve de aynı zamanda zengin ama idealist de olan kalın dudaklı bir adet şükrü. yaaa yapmayın allah aşkına sonra kızlarımız bunları gerçek zannedip fanpage açmaktan şaşı oluyor.

  • günlerdir yangın söndürme uçağı olmadığından ormanlarının ve köylerinin cayır cayır yanmasını seyreden bir ülkenin hükümetinden beklenebilecek fantastik beyanatlardır.

    şu olabilir; toki başkanı: patlayan reaktörlerin yerine öyle bir santral yapacağız ki patlamamış reaktörleri olan ülkeler keşke bizimki de patlasa da böyle yeniden yapsalar diyecek.