hesabın var mı? giriş yap

  • diksiyon kursunda öğrendiğim egzersizler. hemen anlatalım birinin işine yarar belki. aslında bu işin öğretmeni olmadığım için bana düşmez bunu anlatmak ancak deneyen kişiye çok büyük bir zararı olamayacağı için bunu göze alıyorum. deneyen kişinin işine yaramazsa sağlık sorunu olmaz sadece 5 dakikası ziyan olmuş olur.

    dik bir şekilde oturun veya ayakta durun. dik durmaktan kasıt omurganın ve karnın düz olmasıdır. dik durmanın omuzlarla çok alakası yoktur.

    hızlı bir şekilde art arda "kıh pıh tısss !" diye bağırın. buna bir süre devam edin. bir başka egzersiz,
    hızlı bir şekilde art arda "ssssta şşşşşta ! " diye bağırın. bağırmasanız da olur ama bunları sert bir şekilde yapın. diğer bir egzersiz, "tısssssssss tıssssssss !" şeklinde. karnı şişirerek nefes alın ve nefesi tıslayarak sonuna kadar verin.

    karnınızın içinde diyaframın gerilmesini hissediyorsanız bu iş tamamdır. ayrıca bu işe hevesliyseniz aniden çok yüklenme yapmayın. ilk gün diksiyon hocası bizi biraz fazla çalıştırdı. ertesi sabah arkadaşım tansiyon sorunuyla hastaneye gitti.

    ben 1 hafta gibi bir sürede bunları yaparak ciddi aşama kaydettiğimi hissediyorum. artık o egzersizleri yaparken diyafram kasımı çok net hissediyorum.

  • başımdan geçeni anlatayım siz anlayın..

    babam ile birlikte akşam yemeğini dışarıda yiyecektik. babam da beni oturduğumuz semt içersinde bir restauranta yönlendirdi. adımı da verirsen yardımcı olurlar orada bekle bende geliyorum birazdan dedi. ben dediği yere gittim oturdum ve beklemeye başladım ama babamdan kimseye bahsetmedim. ne fark eder ki dedim gelince zaten babamı tanıyan varsa görecek dedim. beni tanımasına gerek yok diye düşündüm. beklerken önüme servis açılmaya başlandı. kaşık çatal ve salata tabağı geldi önüme. bir süre sonra babam içeri girdi. içeride hoş beş ayak üstü sohbet ettikten sonra beni gördü yanıma geldi. restaurant sahibi ile benim oğlum işte falan diye beni de tanıştırdı. o arada hemen birisi geldi ve önümde ki salata tabağını aldı ve dolaptan başka bir salata tabağı geldi önümüze!! içeriği aynı olan tabak samimi bir yakın çıkınca neden değişmişti acaba ?

    edit: restauranttan çıkarken sorduğumda ilk tabak içerisinde ki malzemelerin taze olmadığını söylediler bana. ama öyle bir geçiştirdiler ki o tabağın artıklardan toplanmış olma ihtimali çok büyük olasılık...

  • "biz salağız," demenin başka versiyonu ya da "biz mallık yaptık karambolde ama bununla da övünme yolunu bulduk," çakallığı. (bkz: turkcell)

    kardeşim yeteri kadar dikseydin o çekim noktasını, fazlası neden? ona harcayacağın parayı tut cebinde, kar hanene yaz, konuşma ücretlerini düşür.
    mallığını reklam yapan ilk bunlarda görüyorum.

    sanki türkiye sınırları genişledikçe genişliyor, bunlar da dikiyor da dikiyor.
    fazlasını isteyen yok, yeteri kadar dik, bizi dikme...

  • 'kırkından sonra amcam çeker halayı
    amcamın zamanında halay mı vardı?'

    bu hayatın anlamını sordurtur kişiye.

  • ayaküstü eline jilet verip traşa göndermek ney lan? şakaysa hiç komik değil, ciddiyse çok komik. bu ik'cıların psikolojisi nedense hep bozuk zaten.

  • isveç vergi mükellefi olan ailedir.

    ikametleri de isveç'tedir. isveç'in imkanlarından faydalanmaktadırlar. bu imkanlar olumlu yada olumsuz sonuçlanabilir bir tercihin sonucudur.

    türkiye'nin neden yardım etmesi gerektiği anlaşılamamıştır. normalde türk sağlık sisteminden yararlanma hakları bile var mı belli değil.