hesabın var mı? giriş yap

  • "sebep olanlardan hesap sormazsam, şerefsiz olayım" demiş.

    nihat sanırım farkında değilsin ama "öylesin". hatta o kadar "öylesin" ki, ilgi çekmek ve kamuoyundaki duruşunu yumuşatmak, sempati kazanmak için annesini kullanan bir malum sıfatlı kişisin.

    bir de tehdit ediyor utanmadan.

    edit: birçok arkadaş uyardı. kendini bilmez tarafından zarara uğrama diye. o yüzden malum kelimeyi biraz sansürlüyorum.

  • bu durum bir süre sonra adamı iyice bezgin bekir yapar. her şey cep telefonunu açmaya üşenmekle başlar.

    - cep telefonun çalıyo açmıycak mısın?
    - annemdir, kalkınca bi ara ararım.

    - mesaj geldi sana galiba...
    - bankadandır boşver.

    - *telefon çalıyo, bakayım mı?
    - uğraşma yanlış numaradır.

    - kalk kalk, evde ayak sesleri var
    - sittiret kedidir

    - kapıyı yumrukluyolar duymuyo musun?
    - amaan kapıcıdır

    - baltalı bi adam var kapıda!!
    - boşver ev sahibidir...

  • kendisi ceo olmus ama ceo olmak isteyene mudur olmak isteyene hadi lan diyen bi adamin beyani. sen aradigin binlerce ara elemana ne kadar maas verceksin pasam? ben soyleyim asgari ucret. insanlar bir kere dunyaya geliyor tabi ki en iyisini olmak isteyecek, kendin 3 haneli maaslar+promosyonlar alirken omur boyu senden alacagi asgari ucrete boyun egmiyor diye kimseyi suclayamazsin. evet ara eleman ihtiyaci var ama ara elemana asgari ucret verip sonra da "is begenmiyorlar" diyen ceo'lara ihtiyac yok.

  • montajlamışlar, kötüye kullanmışlar, kandırmışlar ya kıyamam amkun vahşisi. sana bu ülkede yem ve su veren haysiyetsizlerin de abv!

    yallah talibana!

  • bugün bedel ödemiş olan taraftar gurubudur.
    adam olmanın bedelini ödediler, dik durmanın bedelini ödediler, siyah ve beyaz olmanın asla gri olmamanın bedelini ödediler.
    stadyum artık hayal olacak.

    ama biliyorlardı,
    adam gibi bağıramadıkları stadyuma ihtiyacı yok onların,
    yalakalık yapmadılar,
    gereğini yaptılar, beşiktaşlı olmanın gereğini, türk vatandaşı olmanın gereğini,
    hepsinden öte insan olmanın gereğini yaptılar.
    bugün taksim direnişinde resmen hamallık yaptılar,
    tam herşey boka sarmışken girdiler olaya,
    kes bakalım diye meydana indikleri anda herkesin yüzünde bir gülümseme oldu.
    erkek gibi geldiler, erkek gibi savaştılar ve erkek gibi kazandılar.
    çevik kuvvet beyaz desene dediler, toma ele geçirdiler,
    aynı brave heart filminde irlandalıların gelmesi gibiydiler,
    bugün beni hüngür hüngür ağlattılar,
    beşiktaşlıyım hem de en karasından, ama bugün beşiktaşlılığın değil sadece vicdanın da onurunu kurtardılar.
    ülkede iklim değişirse, istenen güzel günler gelirse eğer, tarih kitapları bu siyah beyaz çocukları hep minnetle anacak,
    ileride bir gün evladım olursa onları anlatacağım.
    şimdi koyduk mu diyorlarmış,
    koydunuz kardeşler koydunuz,
    tüm bir halkın gönlüne adınızı koydunuz.
    semtiniz erkek semti aşık etti herkesi
    üzerinizden eksilmesin bayrağınızın gölgesi.

    stadyum birkaç sene daha kalır heralde bu erkek tepkiniz üzerine. ama sağlık olsun,

  • ben olacakları şimdiden yazayım.

    - biri gelecek, ben beğenmedim diyecek.

    -sonra başka biri gelecek "sen bu logoyu nasıl beğenmezsin? adamlar şu kadar paraya şu şirkete yaptırdı. cahil, bilmiyorsan sus" diyecek.

    -sonra öteki gelecek "bana ne kardeşim ne kadar para harcadılarsa? ben beğenmedim, benim için bitti" diyecek.

    2. ve 3. adımlar kendilerini tekrar ederek başlıkta, sonsuz bir döngüye girecek.

  • azim çalışkanlık ve üşengeçliği aynı potada eritip paşa paşa evimde otururum. komik ve de sadığımdır fakat evden çıkmam. bıçak gibi keskinimdir ilişkilerde keser atarım ama evden çıkmam. bu konuyla ilgili bazı entryleri kabararak okurum ama tüm bunlar beni evden çıkaramaz. kısacası, boğa erkeğinden iyi sevgili değil, iyi koca olur bana kalırsa...

  • tam olarak; rusya'nın türkiye'den tarım ürünleri, sebze ve meyve ithalatını yasaklaması.

    30 kasım 2015 tarihinde rusya başbakan yardımcısının açıkladığı yasaklamadır. tıkla.

    dönen tavuk etlerinin, yolu kesilen tırların, alınmayan meyve sebzenin acısını ilerleyen günlerde daha da derinden hissedeceğiz. biz mandalina yetiştiricisiyiz, ürünümüzü uçak olayından 3 gün önce sattık, çeklerimizi aldık. uçak düşünce yüreğimiz ağzımıza geldi çünkü tüccar bu malı rusya'ya satıyor. telefonla görüştük, bir şekilde romanya'ya satabileceklerini ama bundan sonra mal almayı durdurduklarını söylediler.

    aynı tüccarla bu hafta pazarlığa oturacak çiftçilerin görüşmeleri iptal oldu, mal ellerinde. romanya'ya satabiliriz diye 95 kuruşluk mala 60 kuruş fiyat veren tüccarlar dolanmaya başladı. hemen hepsinin narenciye satılınca ödemek üzere vadesi ayarlanmış banka kredileri var.

    güney komşularımızla ilişkilerimiz bitince o yöne ihracat büyük darbe almıştı zaten. ırak`a olan turunçgil ihracatımız 2013 yılında %22,3 oranında azalmış ve 236 milyon dolardan 183 milyon dolara gerilemişti.
    ziraat odası'nın raporuna göre 2013 yılı itibarıyla %4`lük bir artış kaydederek 933 milyon dolara ulaşan turunçgil ihracatımız içerisinde rusya federasyonu 297 milyon dolar ile ilk sırada yer almakta ve sektörün vazgeçilmez pazarı olma niteliğini sürdürmekte idi.

    sadece antalya değil, adana, mersin, ve hatay'ın kaliteli malı rusya'ya gidiyordu.

    ortadoğu pazarı kapandı, büyük alıcı rusya kapandı, bu kadar malı 2016'da çiftçi satamayacak, kredisini, borcunu ödeyemeyecek.

    neden?

    edıt:

    takip eden entrilerde bir kaç nokta tekrar tekrar vurgulanmış. bakalım;

    1. bu sene meyveyi ucuza yeriz, güzelini yeriz.

    hayır yiyemezsiniz.

    bu sene malını satıp, borcunu ödeyemeyen üretici bankadan da önce veresiye mal aldığı ziraii ilaç bayi ve gübrecinin parasını ödemez. ilaçcı, gübreci de kendi borcunu ödeyemez bankaya. veresiyeyi azaltır, birikmiş alacağını almak üzere diğer üreticilerin üstüne yürür. domnio taşı gibi hepsi devrilir. kriz dediğin budur zaten. bunlar hep gelecek üretimleri etkiler.

    daha da önemlisi, üretici malını kaçtan verirse versin, sizin ödeyeceğiniz parayı kabzımal, tüccar belirler. aradaki fark kabzımalın, halcinin lehine artar. sen yine aynı paraya yersin.

    bu arada, o ince kabuklu, sulu, lezzetli malı yine sana yedirmeyecek tüccarlar, doğu avrupa bağlantılarını kuracaklar yavaş yavaş, üzerine ekleyip rusya’ya satacaklar. sen yine kalın kabuklu, susuz, lifli mandalinayı yiyeceksin.

    2. yıllarca yerli tüketiciye geçirdiniz.

    hayır geçirmedik. sizin 3-4-5 liraya yediğiniz mandalinanın bahçeden satış fiyatı 55-65 kuruştur. sizin yazın 7-8 tl’ye yediğiniz limonun bahçe satış fiyatı 50-70 kuruştur. aradaki fark kabzımal mafyası, dağıtıcı ve marketlere gider.

    3. akp’ye oy verdiniz, daha beter olun.

    en haklı olduğunuz konu bu ama bildiğim kadarıyla medeniyetin beşiği iç anadolu’da mandalina yetişmiyor, mandalina üreticisi illerimiz adana, antalya, mersin ve hatay. şu son seçime kadar akp’nin alamadığı, akp’ye en zor teslim olan kırmızı boyalı iller buralar değil mi?

    edit 2: bu da seracı gözünden. #56617615

    debe editi: türk üreticisinin derdiyle dertlendiğiniz için teşekkür ederim. bu başlık sayesinde ülkemizdeki en adi, en şerefsiz, en haysiyetsiz 3. grubun, doktorlar ve öğretmenlerden sonra, mandalina üreticileri olduğunu da anlamış olduk.

  • spor tarihinin en üzücü karşılaşması: ‘’ son gösteri’’ (bkz: the last hurrah)

    son gösteri, 2 ekim 1980 yılında dönemin ağırsıklet şampiyonu larry holmes ve eski şampiyon muhammed ali arasındaki bir boks maçıydı, fakat birçok boks otoritesi tarafından da spor tarihinin en üzücü müsabakalarından biri olarak kabul edilir. işte maçın hikayesi;

    ali, 15 eylül 1978'de leon spinks'i yenerek wba ağır sıklet unvanını yeniden kazandıktan sonra haziran 1979'da emekli olduğunu açıkladı, fakat 14 şubat 1980'de associated press'e yaptığı açıklamada ise ringlere döneceğinden yüzde 75 emin olduğunu söyledi ve 5 mart'ta, yeni wba ağır sıklet şampiyonu john tate ile haziran ayında yapılması planlanan bir maçta dövüşmeyi kabul etti, ancak tate 31 mart'ta unvanını mike weaver'a nakavtla kaybetti. bu planların sekteye uğraması demekti, şimdi herkes ali’den mike weaver ile karşılaşmasını bekliyordu, fakat ali 16 nisan'da düzenlediği basın toplantısında wbc şampiyonu larry holmes ile dövüşeceğini söyledi ve bu büyük bir sürpriz oldu. rivayete göre weaver'ın organizatörü bob arum, ali’nin taleplerini kabul etmemişti, ali'de bu nedenle holmes ile karşılaşacaktı.

    ali ve holmes'un 11 temmuz'da rio de janeiro'da 165.000 kişilik maracana stadyumunda karşılaşacağı açıklandı. ali'nin 8 milyon dolar, holmes'un ise 4 milyon dolar alacağı söylendi ancak burası bir futbol sahasıydı, koltukların ve diğer ekipmanların kurulması çimlere ciddi zarar vereceğinden maç 12 mayıs'ta resmi olarak iptal edildi bu yüzden ali ve holmes 2 ekim 1980'de las vegas'taki caesars palace'ta karşılaşmak üzerine anlaştılar. maç için 24.790 kişilik geçici bir açık hava arenası oluşturuldu ve maçın bilet geliri 6 milyon dolarla o zaman için bir rekordu.

    nevada eyaleti atletizm komisyonu, ali’ye boks lisansı vermek için minnesota mayo kliniği'nde muayene ettirdi. nörolojik muayenesi dr. frank howard tarafından yapıldı ve raporunda şu bilgiler yer aldı: ali, parmağını burnuna değdirmeye çalıştığında hafif bir odak kaybı göstermiş, konuşurken kullandığı kasları koordine etmekte güçlük çekmiş ve tek ayak üzerinde beklenen çeviklikle zıplamamıştı, ancak tuhaf bir şekilde dr. howard, ali'nin dövüşmesini yasaklayacak bir bulgu olmadığına da karar verdi bu yüzden ali'ye nevada'da boks yapma lisansı verildi fakat rapor kamuoyuna açıklanmadı.

    ali, 30 ekim 1974'te george foreman'ı yendiğinden beri en hafif kilosu olan 98,7 kilo ağırlığındaydı ve antrenman sırasında thyrolar ilacı kullandığı biliniyordu. ali’nin sağlık durumu zaten bu maçı kazanacak durumda değildi, diğer bir taraftan holmes ağırsıklet boksunun yükselen yıldızıydı ve kendisi muhammed ali ile uzun yıllar aynı salonda sparring antrenmanları yapmıştı. bu kendisinin 8.nci kemer savunmasıydı ve ali’den önce ken norton, earnie shavers, mike weaver ve roy williams gibi iyi isimleri yenmişti nitekim holmes maçın her raundunu domine etti. ali sürekli olarak holmes'un hızlı, keskin ve isabetli yumruklarının hedefi oluyordu, kaçamıyordu, saldıramıyordu. o zamanlar 100’den fazla maç anlatımı yapan, ali’yi en iyi zamanlarında izleme şansı bulmuş spiker howard cosell, ‘’bu dövüşü izlemenin çok zor olduğunu ve ali'nin efsane olduğu zamanları hatırladığında bu maçın acilen durdurulması gerektiğini’’ söyledi çünkü ali yumruklara karşılık veremiyor, boks tabiriyle feci şekilde cezalandırılıyordu. sonunda, ali'nin antrenörü angelo dundee dövüşü durdurdu ve holmes teknik nakavtla kazandı. ali nakavt olmamıştı ama ağır bir yenilgi almıştı. (video)

    holmes daha sonra ali’nin odasına gittiğinde ona ‘’seni seviyorum, bunu biliyorsun…’’ dedi. ali ise ‘’beni seviyorsan neden öyle dövdün, bir gün geri döneceğim’’ deyince odasına gelip gözyaşlarına boğuldu. basın toplantısında; ‘’ali pes etmeyecekti, o ağır dayağı/yenilgiyi almak için oradaydı ve bu benimse ona yaşatmaya hevesli olmadığım bir şeydi. benim için bu ikilem, ona kalıcı bir zarar vermeden bu maça nasıl son verebileceğimdi. bir şekilde hakem green'i maçı sonlandırması gerektiğine ikna etmem gerekiyordu''. holmes ali'nin ayaklarının üzerinde duramadığını bu nedenle ona vurmaya korktuğunu, sadece pes ettirmeye çalıştığını da ekledi. ali bir efsaneydi, fakat açıkça parkinson hastalığının belirtilerini gösteriyordu, böylesine hasta bir adamın o dönemin şampiyonu karşısında 11 raunt ilerlemesi inanılmazdı, fakat asıl şok edici sonuç maçtan sonraki muayenede ortaya çıktı. ali’nin ellerinde karıncalanma olduğu ve konuşmasının net bir şekilde yavaşladığı belliydi, bu halde tekrar dövüşmesi inanılmazdı.

    ali'nin eski ring doktoru ferdie pacheco'ya göre "bu dövüşe karışan herkes tutuklanmalıydı çünkü bu büyük bir suçtu’’ pacheco daha önce, 1977'de ali'nin earnie shavers ile yaptığı dövüşten sonra işi bırakmıştı çünkü ‘’parkinson’ı kastederek sana olan bu. devam etmek istiyorsan, normal bir hayat sürme şansın yok’’ dediğinde kimseden bir yanıt alamadığını söyledi. işin daha tuhafı, ali bu maçtan sonra trevor berbick ile karşılaştı, fakat maçın yeri bahamalar'daki nassau olarak seçildi çünkü larry holmes maçındaki performansından sonra hiçbir amerikan eyaleti ali'ye boks lisansı vermedi. ali, 2012'de pacheco ile son kez görüştüğünde ona "haklıydın" dedi, fakat 3 haziran 2016 yılında hayatını kaybetti.

    bonus; yıllar sonra cus d'amato isimli bir antrenör ali'yi telefonla aradı ve ''burada ıslah evinde kalan bir çocuk var, çok yetenekli ve onu seninle tanıştırmak istiyorum, onunla konuşur musun?'' dedi. telefonu verdiğinde ali ve mike tyson'ın dostluğu başladı. tyson 8 yıl sonra intikam almak için larry holmes karşısına çıktığında, ali, tyson'ın kulağına yaklaştı ve ''benim için bitir işini'' dedi ve sonuç nakavt... (video)

    huzur içinde uyu sevgili ali!
    r.ı.p

    kaynak