ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
evlenmek vs aynı evde yaşamak
-
aynı evde yaşamanin getirdiği sorumluluğu bilmeyip kolayca ceketin alınıp çıktığını zannedenler için evlilik ile arasında büyük farklar var zannediliyor, yok öyle bir şey .
aynı evde yasadigin insanı istediğin zaman öyle pat diye bırakıp gitmek asıl firmalaşmanin ta kendisi olmuş oluyor, uzgunum. abi madem illa gideceksin git tamam da seninle toplum baskısının en büyük kısmını sırtında almış kadını bir anda bırakıp gitme.
ondan sonra bu kızlar çok rerero. ee tabi olur.
ankara semtlerinin ingilizce karşılıkları
-
emek=let's suck!
20 yıllık bürokrasi hükümet değişimi istemeyebilir
-
zamanında askeri vesayet, kemalist statüko diye kafamızı ütüleyip ülkenin içine edenlerin yeni sıçmalığı.
he canım akp cumhuriyeti ilelebet payidar kalsın ki siz de küpünüzü rahat doldurun boğazda yalı sahibi olun.
orhan veli
-
60 yıl önce, bir salı akşamı, hayatını kaybetmiştir.
60 yıl sonra, bir pazar akşamı, sevgiyle hatırlanandır.
"şimdi kılıksızım, fakat
borçlarımı ödedikten sonra
ihtimal bir kat daha yeni esvabım olacak
ve ihtimal sen yine beni sevmiyeceksin.
bununla beraber pazar akşamları
sizin mahalleden geçerken
süslenmiş olarak
zannediyor musun ki ben de sana
şimdiki kadar kıymet vereceğim."*
antonov an-225
-
iç kapasitesi 250 ton olmasına rağmen asıl amacı üzerinde bir şey taşımaktı. evet bildiğimiz tepesinde, sırtında. bunun nedeni de abd’nin aya yaptığı yolculuk esnasında kullandığı mekiği bir kargo uçağı sırtında taşımasıydı. ruslar bunun altında kalamazdı ve zaten mevcut olan yine antonov yapımı en büyük uçak baz alınarak, 32 tekerlekli, 6 turbo fan motorlu bu insan harikası üretildi.
savaş uçakları dahil olmak üzere, rusların abd’ye göre üstün olduğu konulardan birinin havacılık olduğunu düşünüyorum. antonov ukraynalı olduğundan dolayı sovyetler de diyebilirim.
tarık akan
-
bu adam büyük adam be. geçenlerde iz tv de bir belgesel izliyorum, yeşilçam ile ilgili.. röportaj yapıyorlar yeşilçam'ın emektarlarıyla, tarık akan'a sıra geldi, ben hayatımda böyle mütevazı bir adam görmedim. konuşması şu şekildeydi;
komedi oyuncusu olmak çok zor, ben hiçbir zaman bir komedi oyuncusu olamadım, etrafımdakiler, kadroda bulunan arkadaşlarım iyi birer komedi oyuncusuydu, kemal sunal, zeki alasya, metin akpınar, adile naşit, münir özkul. ben onların sayesinde bu kadrolarda parladım.
yani adam demiyor ki ben olmasam bunlar hikaye, ben başrol oyuncusuyum, benim egom tavan vs. tarık akan'ın oynadığı yüzlerce başrol filmi vardır ama adamdaki saygıya bakarmısın, eski devrin filmleri bir başka olduğu gibi, oyuncuları da çok kıymetli ve çok efendi. tarık akan hala yaşıyor ve yaşıyorken bu adamın kıymetini bilelim.
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
iki yaşındayken annemle beraber yaşadığımız olaydır.
gerçekten doğaüstüdür.
o zamanlar babamın mesleği nedeniyle aydın'daymışız. bayram yaklaşıyormuş ama babam izin alamamış. mecburen annemle beni önceden memlekete yollayıp bayramın ikinci günü arkamızdan gelmek durumunda kalmış. hikaye tam da burada başlıyor. annemle otobüste gece yolculuğu yaparken iki yaşında bir bebek olan ben "anne çiş" demişim. dağların arasındayız. dinlenme tesisine daha çok varmış. muavin de anneme "indir şu kenara yaptırıver abla" demiş.
annem beni indirmiş, işlem tamamlanmış.
tam o sırada.....
şoför otobüsü çalıştırmış. bizi almadan yanımızdan basmış gitmiş. annem arkalarından koşturmuş ama nafile...
bavullar arabada. çanta yok. cüzdan yok. ve o zamanlar cep telefonu da yok....
kuş uçmaz kervan geçmez bir yolda gecenin kör karalığında 27 yaşında bir kadın ve elinde bir bebek.annem ağlamaya başlamış. burada çocuğumla ölücem demiş.
tam o sırada....
yoldan aniden bir araba çıkagelmiş. zınk diye annemin önünde durmuş. içinde upuzun sakallı iki tane adam. annem korkudan bayılmak üzere artık kaçıcakmış. adamlar "bacım biz polisiz gel" demiş. annem telsizleri falan da görünce arabaya binmiş. saate bakmış saat tam "ikiyi dört geçiyor".
neyse polis otobüsü çevirmiş yolda annemi geri bindirmiş. şoföre ceza kesmiş. annem sabah memlekete ulaşmış. bu olayı üzülmesinler diye kimseye anlatmamış...
taa ki babannem "kızım gece içime bi korku girdi saat ikiyi dört geçe kalktım sana dua ettim" diyene kadar.
24 temmuz 2017 rte'nin yeni lozan yorumu
anıtkabir kaça yapıldı biliyor musunuz
-
son saniyedeki göz hareketine bakar misiniz. atomu parçaladı. o kadar haklıyım göz hareketi o. senin gözünü sikm..
3 kasım 2011 beşiktaş d. kiev maçındaki karambol
-
o kadar uzun sürdü ki, ilk şutun veli'nin elinden dönmesine itiraz etmeyi düşünen kiev'li futbolcular pozisyon bittiğinde bunu unuttular.