hesabın var mı? giriş yap

  • fazla mesai falan yok bizim şirkette
    lakin beleşe akşam yemeği verilmekte
    toplantı odasında da plazma tv mis gibi
    ne gidecem lan eve yatarım ben ofiste

    müdürün odasında deriden bi kanepe
    gerçi biraz dar ama ederim artık idare
    kahve makinası da olacaktı bi yerde
    ne gidecem lan eve yatarım ben ofiste

  • bakmak.

    mütemadiyen bakmak.

    ne yazık ki çok bakan bir milletiz. insanlar parkta, sokakta, işte, metroda, otobüste, avmde kimi görse mal mal bakıyor.
    kadın erkek farketmez, güzel kadına ayı gibi, hafif dekolteliye ejderha gibi bakıyor. küpe takan adama bakıyor. saçı uzuna bakıyor. dövmeliye bakıyor. aykırı gördü mü feci kitliyor. metroda kitap okuyana bakıyor. telefonuyla oynayana bakıyor. kulaklıkla müzik dinleyene bakıyor. engelliye bakıyor. sağır dilsiz kendi aralarında işaret diliyle konuşanlara öküz gibi bakıyor. uzuna kısaya ayrı şişmana zayıfa ayrı bakıyor. sporunu yapana uzun uzun bakıyor, içkisini içene kıl kıl bakıyor. gülene, eğlenene, kahkaha atana fesat fesat bakıyor.

    bakmayın güzel kardeşim. bakmayın. bu kadar bakmayın. biraz medeni olun, kendi işinize bakın. kendi içinize bakın. dönüp bir aynaya bakın.

  • instagram'larından duyurdular.

    kraliyet ailesinin "kıdemli" üyesi olmaktan ayrılıyorlar ve zamanlarını kuzey amerika (kanada) ve ingiltere arasında değerlendireceklermiş.

    elbette çocukları kraliyete uygun yetiştirilecekmiş.

    bunu daha çok "finansal açıdan bağımsız" olmak için yaptıklarını söylüyorlar.

    sebebi, halkın vergilerini söğüşlemekten bıkmaları değil elbette, bir hayır teşebbüsü işine girecek olmalarıymış.
    (gelsin paralar...)

    evet, unvan.

  • 'ben hep 50 liralık dolduruyorum' diyen insanlara yönelik çok başarılı bir görsel bilgilendirme şöleni:

    ''ekonomi anlatıyorlar. ben size ekonomi anlatayım. 2002'de iktidara geldiğinde 50 lirayla bunu (30 litrelik yeşil bidon) dolduruyordun. 16 senenin sonunda bunu (8 litrelik kırmızı bidon) dolduruyorsun. al sana ekonomi.''

  • deli gibi yağan yağmurda, gökdelenlerden birinden çıkan, döpiyes giymiş, ayağında topuklu ayakkabılarıyla, başına bir gazete kağıdını tutarak yağmurdan korunmaya çalışan bir bayanın önünüzden geçerek meşhur new york taksisini durdurması ve binmesidir rüya. bu görüntüye takılıp kalmışken sırılsıklam ıslanmış olsanız kaç yazar.

    tabi bir de sabah ellerinde starbucks kahveleriyle işlerine gitmek için koşuşturan takım elbiselilerin arasında kalmak da olabilir. şu kahveci bizim buraya da açıldı ancak aynı havayı vermiyor ne yazık ki!

    her ne kadar döndüğümde yeri öpecek durumda memleket hasreti ile dolu olmuş olsam da amerika bir başkadır ve filmlerde gördüklerimizin çoğu gerçektir.

  • - yarışı kim kazandı? (ortada yarış falan yoktur)
    - ali bacıoğlu ( oğlunun en sevdiği pilotu bilen baba, mutlu etmek için öyle sallar)
    - iyi o zaman bana rakı verin ( bluesman o yaşına kadar hayatınd rakı içmemiştir)
    - rakı yok evladım viski versek? (baba çok güzel taşşak geçmektedir)
    - yok olmaz ben rakıcıyım (sanki kırk yıllık akşamcı pezevenk)

  • biz ona kısaca komünizm diyoruz. niye etrafından dolaşıyorsun milli koruma kanunu bilmem ne diye liboş memo? yalnız komünizme geçeceksek özel mülkiyet kalkacak, senin o yalın falan hep elden gider söyleyeyim. bu çeşit devrimler ilk önce senin gibi yiyicileri vuruyor.

    ha bu arada, devlet şu doğalgaza, elektriğe, akaryakıta zam yapanları da bi cezalandırsın olmaz mı? ulan memo, geldin gidiyon, bi şey kadar bile değerin yok kimsenin gözünde.

  • sneijder ağlıyor diye dalga geçiyorlar, ülke gençlerinin zeka seviyesine gel amk.

    ağlamak; hakem kötüydü, penaltımızı vermedi, hakkımızı yiyorlar, ofsaytı görmedi dersen olur. adam çıkmış çatır çatır "taktiğimiz yok, doğru düzgün antrenman yapmıyoruz" diyor.

    sağa sola değil, bizzat bize sallıyor kardeşim, yani burda sana bok yemek düşer.

  • 1 adet dimes cool lime özü
    1,5 lt pet su
    70 cl beefeater cin
    1 adet beypazarı soda
    bir kaç yaprak taze nane
    3-4 dilim misket limonu
    alabildiğine buz
    hepsini bir sürahi / kaba koyup güzelce çalkalayınca ortaya efsane bir şey çıkıyor. tavsiye edilir.

    bazı yerlerde fesleğen ve defne yaprağı da önerilmiş ama ben denemedim belki öyle de güzel oluyordur.