hesabın var mı? giriş yap

  • 32 bit adresle gosterilebilen alan = 4gb, yani 32 bit bir isletim sisteminde en fazla 4 gb ram olabilir.**
    64 bit adresle gosterilebilen alan = 16eb, yani 64 bit bir isletim sisteminde en fazla 16 eb ram olabilir. eb dedigimiz sey exabyte, yani gb'nin abisinin (terabyte) abisinin (petabyte) abisi - yaklasik 1 milyar gb.

    ram, bilgisayarinin aynanda diske yazmadan uzerinde calisabildigi bilgi miktarini belirtir - ram, diske gore cok cok daha hizlidir, dolayisiyla ram'i arttirmak buyuk islemler (oyunlar da dahil) yaparken cok daha hizli yapmanizi saglar. hatta bazi programlar * ram bittiginde diske yazmak/yavaslamak yerine
    'yok aga, benden bu kadar, yapamiyorum islemini' yapar mal gibi ortada birakirlar. ram guzeldir.

  • bu milletin evlilik merakından gına geldi artık. evlenenlerin evlenmemiş olanlara takmasından, erkeklerin evlenmek isteyen kızlara takmasından, kızların evlenmek istemeyen erkeklere takmasından, orta yaşlıların evlenmemis insanlara genel olarak takmasından, evlenmek için kırk takla atanlardan, evlenmiş erkeklerin pişmanlıklarından. yeter ya, tek derdimiz buymus gibi, baydı artık evlilik muhabbetiniz.

  • 2011'in mayis'i.. tib'den eksi sozluk'u kapatma emri cikiyor. ortalik biraz karisik. her kafadan bir ses.

    olay butonu hep yesil.

    4 mayis 2011 - #23338165
    5 mayis 2011 - #23363517
    7 mayis 2011 - #23395635
    8 mayis 2011 - #23407952

    bu entry'deki birkac cumleye dikkat:

    ''...daha kalabalık bir internet kullanıcı grubuyla katılmak. bu yüzden hepinizin (evet sen dahil) orada olması lazım...''

    ssg'nin burada bahsettigi kisiler sen, ben, antik'i bugunu kullanmayanlar falan. (evet sen dahil)

    9 mayis 2011 - #23416679
    11 mayis 2011 - #23447436 (bizden oneri bekleniyor. hani su an hicbir talebi ve onerisi siklenmeyen bizlerden)
    12 mayis 2011 - #23465436
    12 mayis 2011 - #23468031
    12 mayis 2011 - #23468497
    13 mayis 2011 - #23485966

    sonrasinda dusunen hayvanin onde gideni de bir seyler yazip kafamizi utulemis. ben ozellikle ssg'nin olaganustu cabasini gostermek istedim.

    ***

    konu, eksi sozluk'un kapanmasi olunca, sozluk yazarlari can ciger kuzu sarmasi. onerileri dikkate alinan onemli kisiler ve olay butonu surekli yaniyor. aciklama ustune aciklama yapilabiliyor.

    konu, o pek kiymetli yazarlarin basit talepleri olunca, olay butonu hic yanmiyor. taleplerin karsilanmasini geciyorum... karsilanmasa da olur. ancak, o gun o yuruyus'te ssg'yi yalniz birakmayan yazarlara, ssg bugun tek cumlelik bir aciklama yapmaktan dahi kaciniyor.

    bakalim... devran donuyor nasil olsa...

    sunu ek yapalim: ssg ile ilgili yazilan her entry'den sonra devreye giren ''adam sozlugun sahibi'' refleksine eyvallah. evet, ssg sozlugun sahibi, dusuneni, tasarlayicisi ve sairesi. ancak biz de(yazarlar) kendi sozumuzun sahibiyiz. biz de iki lakirdi edelim arada musadenizle.

  • -1955 yılında iki sosyal psikolog joseph luft ve harry ıngram tarafından geliştirilen, bireyin kendisini tanıtmaya, anlatmaya ne kadar istekli olduğunu anlamaya yarayan eylem.

    -johari penceresi 4 pencere alandan oluşur.
    açık alan
    kör alan
    gizli alan
    bilinmeyen alan

    -açık alan :bireyin hem kendisine hem başkasına açık olan alandır. duygu ve düşünceler gibi. iletişim için uygun alandır.

    -kör alan: bireyin kendisinin bilmediği fakat diğerleri tarafından bilenen alanıdır. kaygı, korku, kıskançlık gibi. bu alan eleştiriye kapalı tek yönlüdür.

    -gizli alan: bireyin kendisine açık, başkasına kapalı olan alandır. bireyin sırları bu alanda saklıdır. bireyin paylaşmak istemediği ve bilinçli olarak gizlediği bilgileri kapsar bu alan.

    -bilinmeyen alan ise bireyin hem kendisi hem de diğerleri tarafından bilinmeyen özelliklerini içerir.

  • gördüğüm resimlerinde kafasında bi kfc kutusu ve suratında bir maske var, sürüyle albüm çıkartıyor ve bu yaptığı işlerin copy-paste olduğu izlenimini uyandırıyor. bu kadar çok albüm çıkaran bir de bir rus abi vardı, grubunun ismi senmuth'tu galiba. hatta o yılda 50-60 falan albüm çıkarabiliyordu yanlış hatırlamıyorsam. bu kadar albüm çıkarmanın müzikal olarak bir şey ifade etmediğini düşünüyorum, daha bi ince elenmeli sık dokunmalı bence...

    ama herşeyin ötesinde soothsayer gibi, untitled serisi gibi öyle acayip öyle muhteşem besteleri var ve öyle muhteşem çalıyor ki insan bu adamın çaldığı herşeyi hemen dinlemek istiyor. gitar seven, gitarist seven her müzikseverin kıyısından köşesinden bir çalışmasını dinlemesi şart, benim gibi yılda 20 albüm mü olur lan manyak deyip uzak durmayın! en azından 3-4 cd lik best of setleri var onlar mutlaka bir dişlenmeli bence. bu satırları okuyorsa kendisine de bir çift lafım var:arkadaşın sen o kfc kutusun içinden ne görüyorsun, nasıl bir kafa bu? manyak mısın nesin? yanlız imaj işini bi daha düşün derim. bi de yılda sadece bir albüm çıkarsan her albümün best of olur, piyasada adam bırakmazsın, dünya barışı bile çok uzak bir ihtimal olarak gözükmez, dediklerimi bi düşün derim.

    edit: pike tan pike a gezer oldum. senden başka gitaristi dinleyemez, keyif alamaz oldum. her albümünü her şarkını dinlemek için uyumaz oldum, kafamda kfc kutusu gezer oldum. arkadaş sen ne muhteşem bir sanatçısın. olamaz böyle birşey.

  • cumhuriyetin kurulduğu zamanlar, yeni fabrikalar da beraberinde açılmış ama çalışmak isteyen işçi bulunamadığı için işçilerin en az 5 yıl çalışmaları karşılığında ayrılsalar bile alabilecekleri paranın teminatı olarak ortaya çıkmış bir şeydir bu kıdem tazminatı ve zamanla şimdiki halini almıştır. velev ki bugün kaldırılması gündemde, hal böyleyken bizler ötv’nin çok yüksek olduğunu, kaldırılması isterken. hükümet daha da tezat bir hareketle kıdem tazminatını kaldırmak istemektedir, bu ne yaman bir çelişkidir? bizleri yok etmek mi istiyorsunuz? kolayca işten çıkarılıp, taş mı kemirelim istiyorsunuz?! hiç mi vicdan, allah korkusu yok siz de? bu nasıl bir aymazlıktır, yardım et allah’ım!