hesabın var mı? giriş yap

  • şöyle görüntülere hazır olun.

    aranızdan yalaka ve kaypak olmayanların ''neden bu afgan polislerinin hepsi türban takıyor'' sorusunu sorduğunu biliyorum. özgür irade olsa gerek, yersek.

    afganistan'da bir zamanlar taliban varken burka denen şeyin giyilmesi zorunlu idi. şimdi soruyorum, dünya'da buna benzer pek çok örnek varken, türkiye'deki gelişmeler bazı kesimlerce nasıl hafife alınabiliyor? kendilerini kandırdıkları gibi bizi de kandırdıklarını mı sanıyorlar? yoksa kendilerini de mi kandırmıyorlar, zaten istedikleri bu mu? kaypak oldukları için mi böyleler?

    tabi bir de ''türkiye'de türban zorunlu değil ki, sadece önündeki yasaklar kaldırılıyor'' diyecek olan sözde hümanist soysuz köpekler var. kendi de çok iyi biliyor aslında, insanların baskı ve zorlamalarla kapatıldığından, küçücük çocukların kapatılmasına ve okula bu şekilde gitmesine göz yumulduğundan, bir ülkenin böyle yavaş yavaş sinsice dönüştürüldüğünden haberdar.

    kadınlara hayvan muamelesi yapan ve buradaki yalaka, kaypak ve soysuz köpeklerin gıpta ile baktığı ülkeler, mesela malezya'da 2009 yılında dini ne olursa olsun tüm kadın polislere türban takma zorunluluğu getirilmiş. bana aynı şeyin 2019 veya 2029 yılında ülkemde de olmayacağının garantisini kim veriyor?

    dindar nesil yetiştirmek adına yasalara aykırı olduğu için merdiven altı yurtlar açıp çocuklara denetimsiz ortamda rahatça tecavüz edilebilecek ortamlar yaratan ensar vakfı'nın böyle reklamlar vermesi sizleri bir gram dahi endişelendirmiyor mu?

    cevap verebilecek olan varsa, beklerim.

  • ehehe bu ne renk?

    hayatınız boyunca en çok duyacağınız şey bu olacaktır.

    30 yaşındayım kime renk körü olduğumu söylesem, kırmızı olan bir nesne göstererek;

    - ehehe bu ne renk?

    ulan renk körüyüz gerizekalı değiliz. domatesin kırmızı olduğunu biliyoruz.

    ciddi ciddi bizi gerizekalı sanan insanlar var, bir kere renk körü olduğumu söyledim bir ortamda, adam cebinden yirmi tl çıkardı;

    - ehehe peki bu kaç para? dedi.

    senin sıfatına sıçayım dedim yüzüne yüzüne.

    bu hastalığı çocukken fark ederseniz şanslısınızdır, ama hüzünlü hikayeleri vardır bu çocukların. benim hikayem mesela;

    annem tarafından domates almak üzere markete gönderilmiştim, 2 kilo domates aldım eve geldim. aldığım domatesleri gördüğünde annem beni tekrar markete gönderdi ve en kırmızılarını seç oğlum diye tembihledi. en kırmızı domateslerle eve döndüm. annem suratıma sanki gerizekalıymışım gibi bakarak babamı çağırdı. durumu anlattı.

    babam: oğlum canın turşu mu istiyor?
    ben: yoo
    babam: peki neden o zaman turşuluk domates alıyorsun?
    ben: turşuluk domates ne?
    babam: oğlum neden yeşil domates alıyorsun?
    ben: en kırmızılarını aldım baba.

    işte bundan sonra trajikomik hikayem başlıyor. peder yeşil domatesi alıp bu ne renk lan diye sorduğunda;

    babam: bu ne renk lan?
    ben: kırmızı.
    babam: lan ne kırmızısı?

    annemle birbirlerine bakıyorlar, peder buzdolabından bir kivi çıkartıyor. ortadan ikiye kesip tekrar soruyor;

    babam: bu kivi ne renk?
    ben: kırmızı.
    babam: uydurma lan!

    elindeki egzotik meyve ile yaratana bakıyor ve bismillah çekerek tekrar soruyor;

    babam: ne renk lan bu?
    ben: kırmızı.

    kivinin rengi yüzünden babanız ağladı mı hiç?

    işte bu vesile ile öğreniyoruz renk körü olduğumu.

    zordur renk körü olmak. babam bile yıllarca kendisiyle taşşak geçtiğimi düşünmüştü.

    renk körü olduğunuz için zamanla paranoya başlar, insanlara kolay kolay güvenemezsiniz.

    mesela;

    ortaokul ikinci sınıfta tam bir ergenim, din kültürü hocasının;

    ''yüzündeki sivilceler bile yüce allah'ın takdiri ve ispatıdır''

    lafından sonra allah'a isyan edip, game of thrones'daki jon snow gibi siyahlara bürünüyorum. hani yaz günü bile postal giyip, siyahtan başka renk kullanmadan sürekli heavy metal dinlediğiniz satanist dönemler.

    hiç unutmam odamda kreator - phobia dinleyip kendi kendime kafa sallayarak takıldığım bir anda babannemin aniden odama girip beni o halde görmesiyle içime cin girdiğini düşünerek eüzü besmeleyi çakıp ayetel kürsi okumaya başladığında;

    - yea babanne çok banalsın! yeaa!

    dediğim olmuştu.

    neyse konuya dönelim, son sınıfta en satanist takıldığım dönemlerde henüz keçiören'de slayer dinleyen biriyle karşılaşmadığım için hiç yoktan iyidir diyerek haluk levent dinleyen bir kızla yakınlaşmıştım okuldan.

    mezuniyet balosu yaklaştığında;

    - balo'da simsiyah giyinmeyeceksin değil mi? hadi alışverişe gidelim! demişti.

    mavi kanvas pantolon ve gri gömlek almıştık.

    devlet su işleri misafirhanesi yemekhanesinde balo başladığında;

    peder kulağıma eğildi;

    babam: pembe gömlek, mor pantolon aynı rober hatemo gibisin evlat.

    dedi.

    rober hatemo yüzünden babanız kahkaha attı mı hiç?

    babanızın kahkahasıyla güven duygunuzu kaybettiniz mi?

    zordur renk körü olmak.

    göğüs ucunu gösterip;

    eheheh bu ne renk?

    diyen manyak kadınlar girdi mi hayatınıza?

    okey oynarken; yere okey atıp, çayınızı yudumladıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi gülümsediniz mi ortağınıza?

  • videoya saçma sapan bir icat çıkacak diye tıkladım. ama son derece basit, kullanışlı ve ekstra maliyet getirmeyen bir çözüm olmuş. tebrik ettim.

  • benim evdeki zengin pici için zaten her gün dünya kedi günü (deliye her gün bayram). bu günü dışarıdaki fakir kedilerle kutlamak istiyorum. ver viskası dayı, aksın sütler, burası feline meyhanesi.

  • karşılığında derdime ortak fikir bulamayacaksam bir de üzerine "aman boş ver" denilecekse ne paylaşacağım?

  • kadincagizin dedigi, "konu neden hep bizim aldigimiz maasa geliyor'u" iste bu baslikta tum ciplakligi ile gorebilirsiniz.

    kadin onca sey anlatmis, ucret/vergi bunlardan sadece biri! kadinin dediginde bir tane yalan varsa ne olayim. bak az demistir, cok degil! olum tehditleri, fiziksel ve sozlu saldirilar, hastalarin ve hasta yakinlarinin mobbing'i, fazla calistirilma, imkansiz performans beklentileri, yasamak zorunda birakildigi psikolojik cile ve daha bir cogu seni zerre ama zerre rahatsiz etmemis, aklinda bir tek maas olayi kalmis! cunku sana gore para aliyorsa, her sey mubah.

    senin ben ta amk! iste o kadinin benim gibi acik acik diyemedigi sigir, tam olarak sensin!