hesabın var mı? giriş yap

  • abd’de bazı duruşmalar haberlere konu olur; mahkemede şüpheli savunulurken hapse düşemeyecek kadar güzel olduğu söylenir. hakim de beraat verir, sonra olay iyice magazin olur. işin sonunda güzel kazanır. tip güzelse kazanır.

    bu güzele yapılan güzellik amerikan mahkemelerine ve güzellerine has değildir. osmanlı tarihinde de var böyle benzer bir hadise.

    padişahlar, şehzadelerin doğumunda ya da kızının düğününde mahkumlara dar kapsamlı da olsa af çıkarırdı. en çok kullanılan af bahanesi, hükümdarın tahta çıkış yıldönümleriydi. 10. veya 15. gibi yıldönümleri.

    1901 yılında sultan ikinci abdülhamid tahta çıkışının 25. yıldönümünde adliye tarihinin en geniş kapsamlı aflarından birine imza attı. o yıl saraydan fakirlere yemek dağıtılmış ve camiilerde geceler boyu hatim indirilmiştir. bugün anadolu’da hâlâ ayakta olan çoğu saat kulesi abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yıldönümü hatırasına dikilmiştir. (izmir saat kulesi, niğde saat kulesi, adana saat kulesi, yozgat saat kulesi, tokat saat kulesi, bursa saat kulesi. hatta israil’deki yafa saat kulesi)

    bu kutlamalar olurken tabiki mahkumlar da unutulmadı. önce mali suçlar yüzünden hapiste olanlar affedildi. sonra, cinayete karışmayan adi suçlular affedildi. hiç adet olmamasına rağmen siyasi suçlular bile affedildi. sürgünden dönmelerine izin verildi.

    padişah, katilleri affederken o güne kadar rastlanılmamış bir yöntem izledi. hapishanelerde çok sayıda müebbet cezası alan mahkum vardı. bir komisyon kuruldu ve bu müebbet mahkumların suçlarının yazılı olduğu bir liste çıkarıldı. sonra bu liste padişaha sunularak istediklerini affetmesi beklendi. ama abdülhamid listeyle yetinmek istemediği için mahkumların fotoğraflarını da istedi.

    emir yerine getirildi. listedeki mahkumların fotoğrafları çekildi ve padişaha sunuldu. padişah önce dosyayı okudu ve sonra fotoğrafa bakarak affa layık olup olmadıklarına karar verdi. birçoğunu affetti ama bazılarını “suratında meymenet yok, çıkarsa başka canlara da kıyar” diyerek içeride bıraktı.

    bu mahkumların fotoğrafları yıldız sarayı fotoğraf koleksiyonundadır. bazen proje kapsamında avrupa’daki müzelerde sergilenirler.

  • nasıl "sigorta için masraf şişirilmiştir" ibareleri görüyorsak, "satış için km şişirilmiştir" ibarelerini de görürüz.

  • bir porsiyonu ile bir buçuk porsiyonu arası fark olmayan(fiyatı hariç )garsonların bile bu ikisini karıştırılmaması için yoğurda işaret koydukları(ekmek kırıntısı), iskenderi bir zamanlar güzel şimdi ise plastiğimsi birşey olduğu zincir restaurant.

  • okulda en ön sıraya oturmakla, telefonuna müzik indirmekle, spor yapmamakla kıroluk arasında ilişkiyi hala çözebilmiş değilim. arka sıralarda dersi dinleyemiyordur, ilgisi dağılıyordur? boyu kısadır ya da gözleri bozuktur tahtayı göremiyordur? vakti yoktur spor yapamıyordur? veya belki yaşadığı muhitte rahatlıkla sporunu yapabileceği parklar, spor alanları yoktur ve parasızlıktan spor yapamıyordur? ipod'u yoktur müziklerini telefondan dinliyordur? tabi siz aşırı derecede mükemmel, entellektüel, sportif ve zenginsiniz ya kendi halindeki kızlar bile size göre kıro. hepiniz paşa torunusunuz ondan herkese burun kıvırıyorsunuz. ekşi'de ne tür ruh hastaları dolaşıyor belli değil.

  • zengin ve egitimli bir anne babaya sahip, stanford universitesi mezunu ve olimpiyatlara katilmis bir misir asilli jokeyle evlenmesidir efenim. evet.

    ulan duyanda turkiye jokey kulubunden ilk-ortaokul mezunu bi yozgatli veyahut sivasli koylu ile evlendi sanacak amk.

  • gömlek giymek!

    dayım arkadaşları ile beraber adam dövmeye gidecekti, tam kapıdan çıkarken bir anda üstündeki tişörtü farkedip geri döndü.

    eşine yüksek sesle bağırarak; hatunn! git içeriden "gömlek" getir bana! dedi.

    yengem ne olduğunu anlayamadan, ne gömleği bey? dedi.

    dayım; ulan adam dövmeye gidiyoruz, ipne gibi tişörtle mi gideyim!

    ben; dumur..

  • ingilizler büyük ihtimalle bizim yeni tl işaretini euro işaretine benzettiler ve bizim gazetelerde çıkan 17 milyon tl'yi 17 milyon euro olarak çevirdiler.

  • ortalığı leopar desen, parlak tayt, şeffaf sütyen askısı, dibi gelmiş sarı saç ve siyah kaşa bulayan açıklama.

  • bu kahve çeşidi normalde sütlü kahvelerden (latte ve benzeri), pardon daha doğrusu kahve aromalı sütlerden nefret eden ama sürekli olarak filtre kahve/americano tüketmekten de sıkılan insanlar için mükemmel bir kahve çeşididir yoğun bir kahveye sahiptir çünkü. bu da nasıl olur;

    zincir kahvecilerde/üçüncü dalgalarda bir shot espresso üzerine eklenen buharda ısıtılmış sütler klasik latte oluştururken, flat white iki shot espresso üzerine eklenen sütten yapılır, bu nedenle de bir boy kısıtlaması vardır. tadının bozulmaması için en küçük boy dışında yapılmaz çoğu yerde zira iki shot üzerine orta boy seçimle süt alırsanız yine latte içmiş olursunuz. bu nedenle 120 ml gibi bir standardı vardır. ama pratik zekalı bazı kahvecilerimiz (bkz: rawsters) kahve ve süt oranını doğru orantılı artırarak bunu büyük de hazırlayabilmektedir.