hesabın var mı? giriş yap

  • takip mesafesini korumadan altındaki tonlarca ağırlığındaki araçla şehir içinde hız canavarlığı yapan kamyon sürücüsüne katıksız 10 sene hapis verilmesi gereken olay.

    böyle 50-100 kişiye bu cezaları istisnasız verseler takip mesafesi konusunda vatandaşlar bilinçlenir.

  • durum güncellemesi sahibi esra

    "merhametsiz erkek, kuyruksuz kediye benzer.."

    altındaki yorumlar:
    erdem : kuyruksuz kedi, tuzsuz çekirdeğe benzer.
    emre : tuzsuz çekirdek, mürekkepsiz mürekkep balığına benzer
    halil : mürekkepsiz mürekkep balığı, karınca yemeyen karıncayiyen-e benzer
    erdem : karınca yemeyen karınca yiyen, patlıcansız karnıyarığa benzer
    emre : patlıcansız karnıyarık, tekerleksiz bisiklete benzer
    halil : tekerleksiz bisiklet,kanatsız kuşa benzer
    emre : kanatsız kuş, kafeinsiz kahveye benzer
    erdem : kafeinsiz kahve, pirinçsiz pirinç pilavına benzer
    emre : pirinçsiz pirinç pilavı, kurşunlu kurşunsuz benzine benzer.
    erdem : kurşunlu kurşunsuz benzin, çekirdekli çekirdeksiz yeşil zeytine benzer
    emre : çekirdekli çekirdeksiz yeşil zeytin, katı sıvı sabuna benzer
    erdem : katı sıvı sabun, merhametsiz erkeğe benzer
    emre : merhametsiz erkek, kuyruksuz kediye benzer
    esra : allahım benim nası arkdaşlarım var ne yaratıcı ne üretken maşallaahh :))
    emre : kaç la kaç sahibi geldi

  • doğadan elde edilen veya muhasebe kayıtları gibi rakamlar içeren verilerin incelenmesinde, hata, hile tesbitinde kullanılan fenomen matematik yasasıdır.
    örnek: görsel
    grafikten anlaşılmayacağı üzere, bu yasa şunu der:
    her nereden toplanırsa toplansın, rakam içeren bilgi yığınında, tutar, para, büyüklük, uzunluk, hava sıcaklığı gibi değerlerin hepsinde, ilk rakamlarını ayırıp sayın.
    bir (1)’le başlayan sayıların adedi toplam sayı adedinin yüzde 30.10’u kadardır.
    iki (2) ile başlayan sayıların adedi toplam sayı adedinin yüzde 17.6’sı kadardır.
    üç (3) ile başlayan sayıların adedi toplam sayı adedinin yüzde 12.5’u kadardır.
    böyle azalan oranda 9’a kadar olan sayıların oranı toplam %100’ü verir.
    yani her veri seti bu oranlara uyar. doğada bilmediğimiz düzenler, gezegenler vs.
    peki ne yapalım?
    eğer size bir sürü rakam verilmişse böyle bir test yaparak rakamların uyduruk olup olmadığını anlayabilirsiniz. eğer 9’la başlayan sayılar yüzde 30 oranında mevcutsa, burada büyük sorunlar var demektir.
    eğer sayıştay’da denetçiyseniz ve gerçek zararlar (türkiye’de olmaz ama) ortaya çıkmasın diye sizin denetim yapmanızı ve sonuçları halka açıklamanızı devletin en yüksek yetkilileri engelliyorsa, vakit geçirmek için muhasebe rakamlarına bu yasayı uygulayarak eğlenebilirsiniz.
    iyi eğlenceler.

  • sorites paradoksu, yığın paradoksu olarak da bilinir. esası dilin nesneleri sınırları ya da miktarları ile belirleyen bir yapıda olduğu inancını sorgulamaya dayanır. "kimlere kel deriz?", "saat kaçta çok geç olur?", "tepe ile dağ arasındaki fark nedir?" gibi exact sınırları olmayan amma velakin kullandığımız dil içerisinde sık sık başvurduğumuz bu kavramlar(nitelemeler) bizi net ifadelerden uzaklaştırır. örneğin bir kamyon dolusu kum gördüğümüzde, miktarının çok fazla olduğunu söyleriz, peki ya içinden bir zerre kumu alırsak ne olur? kesin olan birşey vardır ki, demin belirttiğimiz çok fazla miktardaki kum artık bir adet de olsa azalmıştır. ama yine de biz onun çok fazla miktarda kum olduğunu söyleriz. halbuki mantık bize bir şeyden bir şeyin çıkması neticesinde, miktarın azaldığını ve onu eskisinden daha az olarak nitelendirmemiz gerektiğini buyurur. sonuç olarak mantık, bu tarz yargılarımızı kapsayacak kadar faydalı bir araç değildir. bu paradoksta asıl olarak bu sorun ortaya çıkarılmak isteniliyor.

  • "bizim muhakkak istanbul'da üçüncü değil, dördüncü, beşinci köprüyü de yapmamız lazım."

    "yetkim olsa mimarlar odası ve stk'ları kapatırım."

    "sadece amelelerle değil, fıstıklarla da uğraşıyorum. onlara yeterince zaman ayırabiliyorum."

    "işadamı için şirketleri karısı değil metresi gibi olmalı"

    "kadının iyisi az görür, az duyar ve az konuşur. iyi kadın budur."

    bu şahane vecizelerin sahibidir kendisi. ama nasıl oluyorsa 'itici' ali ağaoğlu, utanmadan üniversiteye ahkam kesmeye gelip de, kafasına yumurtayı yediği zaman 'iğrenç saldırı'ya uğramış oluyor. siz gidin insanların evlerini başına yıkanların, deniz kumuyla inşaat yapıp depremlerde yıkılan binalar sayesinde köşeyi dönenlerin avukatlığını yapmaya devam edin. bu arada bunları üniversitelerinde istemeyen vicdan sahibi öğrencilere de ağzınıza geleni söylemeyi unutmayın. sonuç değişmiyor.

    (bkz: bir iki üç bunlara yetmez ama daha fazla yumurta)

  • üstümdeki komşunun çocukları(ortaokul çağındalar) büyüdükçe azalacağı yerde artan gürültüleri yüzünden 5 yıldır oturduğum ve çok sevdiğim evimden taşınmak zorunda kaldım. 5 sene ne misafirleri ne kavgaları ne sandalye çekmeleri ne evde ip atlamaları top oynamaları bitmedi. defalarca uyarılarımız sonucunda ses daha da arttı. sadece belirli zamanlarda değil günün her saati ses vardı evde. o evimi çok özlüyorum ki dişimden tırnağımdan artırıp krediyle almış ve içine tadilat yaptırmıştık.borçlar bitinceye kadar zor dayandık. beni asıl kahreden biz taşındıktan 4 ay sonra onlar da taşınmış. bize yaşattıklarının aynısını yaşamaları ümidiyle.
    edit: beni teselli eden çok mesaj gelmiş çok teşekkürler. ne yapalım derdimiz bu olsun. (evet o evimizi sattık şimdiki oturduğumuz evi aldık bir de onlar da ev sahibiydi en çok bunlar sorulmuş)

  • benzer bir öküz sürüsüyle manisa'da ben de karşılaştım. düğün konvoyuydu benimkisi yolu kapattılar başladılar araba döndürmeye falan, arabadan inip oynamaya başladılar. yolda yüzlerce arabadan oluşan kuyruk oldu. aradım 155'i ihbarda bulundum. bekledim bir bok olmadı. nasıl bir sinirlendiysem artık yol açılınca gittim gelin arabasının önünü kestim, "hastası olan var, acelesi olan var, işi gücü var milletin, ne yapıyorsun sen mal!!!" diye bağırdım arabanın camlarını açıp. arabada hanım var, çocuk var. adamlar belki 20 30 araba konvoy... neyime güvenip de girdim böyle bir aksiyona ben de bilmiyorum. en son hatırladığım arkadaki arabalardan inen adamlar ve damadın gelin arabasının camından beline kadar çıkıp ağzından salyalar saçmasıydı. sonra 1. vitese takıp lastiklerimden dumanlar çıkararak uzaklaştım oradan. arkamdan uzun süre takip ettiler. kendi güvenli bölgeme geldiğimde indim arabadan ve kimsenin gelmediğini görünce derin bir nefes aldım. bu da böyle bir anımdır.

  • çaylak arkadaşların her gece algoritmasına saydırdığı liste. biz de zamanında az saydırmamistik. ayrıca bu vesileyle caylak arkadaşlara söylemek istediğim bir şey var. entryleriniz okunmuyor sanmayın. her gece caylak entryleri okurum uzun uzun. eminim bunu yapan çok yazar vardır. okunmuyor diye üzülmeyin.

  • alır hakkıdır. ama bir daha oradan alışveriş yapmamak da bizim hakkımızdır. esnaf böyle ufak tefek şeylerin peşine düşerse çok kaybeder. bu kadar keskin sınırlarla iş yaparsa, biz de standartların olduğu büyük firmalara yöneliriz. aynı kaliteyi aynı fiyata alırız.