hesabın var mı? giriş yap

  • en ozendigim aktivitelerden biri.
    kış boyunca 30 kg domates ile yemek pisiyor o evde. ben 3 kilodan yapsam bitiremem ertesi yaza da kalır.
    kışlık sebzeleri yazdan depolamak demek aile demek.

  • günümüzdeki araba arkası yazılarının retrospektif filtreden geçirilmiş halidir. muhtemel emsallerini neşretmek zor değildir:

    • medreselim (entelektüel)
    • o imdü yeniçeri (militarist)
    • hatalıysam: tiz kellesi vurula (realist)
    • tek rakibim hezarfen ahmet çelebi (postmodern)
    • huzur islamda ( neo-klasik)
    • padişahım çok yaşa (oportunist)

  • benim babam bana kızar ve bir şeyi beceremediğimde bana "çöçe" derdi.
    ağzını çok şapırdatırdı. ama bizden ufacık bir ses duysa çok sert tepki verirdi.
    çok sertti babam çok sert.

    salak bir devlet hastanesinde, salak bir asistan bizi başından kovmak için hastanenin kantinine gönderdi. sonra orada beklerken bir kaç kız ile geldi. hemen yanına gittim. babamın filmleri ne oldu diye. canı sıkıldı kızların yanında ona yaklaşmama. birazdan yanıma gel diye bana emir verdi.

    tostunu çayını bitirip kızlarla muhabbetini bitirmesini bekledim ve iki adım arkasından merdivenle yukarı çıkıyoruz. annemle babam orada kantinde sırada oturuyorlar.

    yukarı çıkarken salak doktorun, salak asistanı, babamın beyninde kocaman bir ur olduğunu 3 ay bile yaşamayacağını, maç skoru söyler gibi söyledi. biraz biliyordum durumu ama böyle de söylenmezdi ki.

    neyse filmleri aldım. annemle babamın yanına gittim. hiç çaktırmadım onlara.

    babam durumu anladı ve

    "size ben doyamadım ki" dedi sadece.

    ameliyatlar kötü günler ve ben "çöçe" ellerimle ona biraz da olsa yemek yedirebildiğimde "şapırdatmasından hoşlanırdım". sadece biraz yemek yedi diye. sadece 3 ay sürebildi zaten.

    yani dediği tüm kötü sözleri kızmaları değil de "bize doyamadığını" söylemesini unutmamam.

    budur.

    ----

    edit: doktorlar kızmasın ama salak olan kişi salaktır. salak olmayan salak değildir. doktorluk teferruattır.

  • iğrenç yorumdur. kimi savunduğu, ideolojisi önemli değil. sorun kafada, kafanın işleyişinde. bir kadın nasıl kendini sadece çocuk doğuran, ev işi yapan, konuşmaya bile korkan, ikinci sınıf, hayatta var olmayan biri olarak görür bunu kendine yakıştırır? bunu anlamıyorum.