hesabın var mı? giriş yap

  • niktofobi, yoğun anksiyete ve depresyona sebep olabilecek gece veya karanlık korkusunun adıdır.

    niktofobi, genellikle çocuklukta başlar ve gelişimin normal bir parçası olarak görülür. ancak yaş ilerledikçe, günlük yaşamı ve uyku düzenini de etkilemeye başlarsa tedavi olma zamanı gelmiş demektir.

    belirtiler:

    niktofobi, diğer fobilere benzer vücut tepkileri oluşturur. bunlar içinde:

    -nefes darlığı
    -kalp atım hızının artması
    -göğüste sıkışma veya ağrı
    -titreme, uyuşma veya karıncalanma hissi
    -sersemlik veya baş dönmesi
    -mide rahatsızlığı
    -sıcak veya soğuk basmaları
    -terleme

    vardır. bazı semptomlar da duygusal tepkiler içerir. bunlar:

    -kaygı ve panik
    -durumdan kaçmak için yoğun bir ihtiyaç
    -kontrolü kaybediyormuş hissi
    -korkuya karşı güçsüzlük hissi
    -ölüm korkusu

    gibi.

    ilk cümlede belirtildiği gibi karanlıktan korkan herkeste bu fobiden vardır demek doğru değil. bir korku; aşırı, mantıksız, günlük hayatı etkileyen durumlarda fobi olarak nitelendirilir. örneğin; 3-6 yaş arası çocuklarda karanlık korkusu yaygındır. gece lambası ile uyur veya büyüyünce geçer. ancak; korku uyumayı imkansız hale getiriyor, kaygıya sebep oluyor ya da yetişkinlikte de devam ediyorsa, niktofobi olarak kabul edilir.

    niktofobi ve uyku bozuklukları:

    niktofobi, uyku bozukluğu ile ilişkili olabilir. uyku problemi olan üniversite öğrencileri üzerine küçük bir çalışma , öğrencilerin neredeyse yarısının niktofobiye sahip olduğunu ortaya çıkardı. araştırmacılar, öğrencilerin hem aydınlık hem de karanlıktaki gürültülere verdiği yanıtları ölçtü. uykuda en fazla sorun çekenler, karanlıktaki gürültüden en kolay ürkenlerdi.

    teşhis:

    eğer sizde veya çocuğunuzda aşağıdaki belirtiler mevcutsa doktordan randevu almanız iyi olacaktır.

    -uyumada zorluk
    -karanlıkta endişeli veya sıkıntılı hissetmek
    -niktofobi olabileceğinizi düşündüren diğer nedenler.

    tanı, doktorunuzla görüşmeyi ve belirtilerinizle ilgili soruları yanıtlamayı içerir. doktorunuz ayrıca psikiyatrik ve sosyal açıdan geçmişinizle ilgili bilgiler isteyebilir. sonra doktorunuz resmi bir tanı koymak için belirli fobiler üzerinde ruhsal bozuklukların teşhisleriyle ilgili tanı ölçütlerini kullanabilir.

    tedavi:

    bazı fobiler mutlaka tedavi gerektirmez. özellikle de korkunuz yılan, akrep vs. gibi sürekli karşılacabileceğiniz şeylerden oluşmuyorsa. niktofobide genel olarak, aşağıdaki durumlarda tedavi aramayı düşünebilirsiniz:

    -korkunuz sizi aşırı endişeye veya paniğe itiyorsa
    -korkunuzun aşırı veya mantıksız olduğunu düşünüyorsanız
    -korkunuz yüzünden belirli aktiviteleri yapamıyorsanız
    -bu hisleri altı ay veya daha uzun süre boyunca yaşıyorsanız...

    ayrıca niktofobi, uyku düzenini de etkileyen bir fobik bozukluk olduğu için genel sağlık durumunu tehdit edebilir. ilk etapta sizi rahatlatacak olan, uyumadan önce ortamı aydınatma seçenekleri düşünülmelidir.

    diğer tedavi seçenekleri şunları içerir:

    *maruz kalma tedavisi

    bu tedavi türü, kişinin kontrol altında kendisini karanlık ortama maruz bırakarak korkuyu yenmesini amaçlar. fobi ile yüzleşmek, diğer fobik bozuklukların tedavisinde de kullanılan bir tekniktir.

    *bilişsel terapi

    bu tür terapi, insanların kaygı duygularını belirlemelerine ve onları daha olumlu ve gerçekçi düşüncelerle değiştirmelerine yardımcı olur. kişiye, karanlıkta kalmanın mutlaka olumsuz sonuçlara yol açmayacağını gösteren bilgiler sunulabilir. bu tür tedavi genellikle fobileri tedavi etmek için tek başına kullanılmaz.

    *gevşeme

    gevşeme tedavisi derin nefes alma ve egzersiz gibi şeyleri içerir. insanların fobileriyle ilgili stres ve fiziksel semptomları yönetmelerine yardımcı olabilir. özellikle de panikatağı.

    *ilaç tedavisi

    ilaç, genellikle belirli fobileri olan insanlar için uygun bir tedavi değildir. diğer anksiyete bozuklukları için kullanılan ilaçlardan farklı olarak, spesifik fobileri ilaçla tedavi etme konusunda çok az çalışma yapılmıştır.

  • elini tutmak isterse, sen çekersen,

    çekmene şaşırırsa, şaşırmasına şaşırırsan

    şaşırdığına üzülürse, üzüldüğüne üzülürsen, üzüldüğüne inanmazsa,

    üzüldüğüne inansın diye alttan alırsan, alttan alınca acındığını sanırsa,

    acındığına inandığına kızarsan, kızdığına kızarsa, kızmasına kızarsan

    artık sevgili olur musunuz bilinmez ama sadece arkadaş olunmadığı ortaya çıkar.

    bu durumda, o anla ilgilidir.

    bazı çeşitlemeleri olabilecek andır bunlar gibi.

  • yemekleri yediği restoranın ne kadar elit, ne kadar şaşaalı olduğuyla ilgilenmeksizin salt yemeğe not veren, objektif bir izlenim uyandıran, yeri geldiğinde sokakta arabada söğüş kelle satan seyyardan dürüm sardırarak yiyen kısacası sezar'ın hakkını sezar'a veren gurmedir. güven duygusu uyandırıyor.

  • hayatın sana biçtiği rol oturmamışsa üstüne, bırakıp bir köşeye çekilirsin. ama kendine biçtiğin rol oturmamışsa üstüne, o zaman oynamak zorunda kalırsın. kendini iyi tanımalısın ki, oynadığın rol iğreti durmasın. iş adamcılığı oynarken takım elbiselerini, ev kadıncılığı oynarken sahiciliğini giyinmen yetmez. dürüst'ü oynarken, gözlerini kırpmadan bakabilmen, yalan söylemediğini göstermez. bazıları anlar, çünkü bazıları benzer oyunların içindedir. oyunda olmayanlar da anlar, çünkü bazı kokular dağılmaz, havada asılı kalır. (hayatın insanları - zehra yiğiter)

  • buyuk bir sirketin ust duzey yoneticilerinden biri bir gun new york
    uzerinde balonla dolasmaya cikar. aksilik bu ya, pusulasini asagiya
    dusurur ve kaybolur. inmek icin uygun bir yer ararken bir gokdelenin
    tepesinde sigara icen bir adam gorur ve alcalir. "pardon. ben
    neredeyim acaba?" diye sorar. "yerden 500 feet yukseklikte bir balonun
    icindesin"der adam.
    yonetici sinirlenir: "sen muhendissin degil mi?" diye sorar.
    "evet." der adam. "nereden bildin?" "cunku basim belada ve sana bir
    soru soruyorum. verdigin cevap 100% dogru fakat hic bir isime yaramiyor."
    "sen de yoneticisin degil mi?" "evet sen nereden bildin?" "cunku
    yerden 500 feet yukseklikte bir balonun icinde kaybolmussun. pusulan yok,
    berbat durumdasin. fakat bu simdi benim sucum oldu."

  • çok eski bir gelenek değildir. şofben kazaları ile başlamışıtr. sağ gittim sağ döndüm kutlaması gibi bişidir.

  • kimse yüzde 80 faiz verin demedi ki böyle bir açıklama yapılıyor. enflasyonun ilk yükseldiği zamanlar reel faiz oranını azıcık yukarı artırmak bile bu enflasyon sarmalına girmemizi engellerdi. ülkede %20 faiz varken bir anda doları yükseltip faizleri indirirseniz o enflasyon size bir yıl içinde tuik masalına göre %80 olarak geri döner. seçim zamanı koltuk kapmak için de realiteden uzak açıklamalar duymak insanı çileden çıkarıyor.

  • şimdi bir akademisyen olarak çocuğum siz yüz yüze de eğitim istemiyorsunuz demek istiyorum kendilerine.

    neyse bunu haklı sebeplerle istemeyenler olabilir ama ne yapalım, dönemi mi iptal edelim, yazın sıcağında okula mi geleceksiniz, baharda ders dinletemiyorduk size yazın 38-40 derece sıcağında nasıl dinleyeceksiniz?

    devlet bedava gb versin çocuklara. teorik dersler böyle hallolsun. başka çare yok zira.

  • kpss'den bir türlü atanabileceği kadar yüksek puan alamamış özel sektör kölesi bir garibanın tespiti. amk sanki özel sektörde çalışınca dünyayı keşfediyorsunuz. atomu parçalıyor, meteorlara söz geçiriyorsunuz. keşke memur bari olabilseniz...

  • takımın trabzonspor hakkında tek bir entrym yokken beni bu başlığa yazmaya iten şey nedir bilmiyorum.

    ersun hoca takımın başına geçmiş, takım ligde ve avrupada iyi sonuçlar alıyoruz, iki maç kazanınca tüm trabzonsporlularda olduğu gibi erken gelen "lan acaba bu sene şampiyon olur muyuz?" düşüncesi, sırada beşiktaş maçı, hakederek kaybediyoruz, "en azından beşiktaşa yenildik" tesellisi hakim oluyor. biz olamazsak siz olun şampiyon, daha şimdiden hakettiniz. ruhunuz güzel, takımınız güzel, kaleciniz forvetiniz güzel, teknik direktörünüz şahane, bi tek başkanı çözemedim ama diğerlerinden iyidir kanaatimce.

    ruşen amcanın oğlu sedat'ın güzel ve başarılı nişanlısı gibisin beşiktaş, herkes taktir ediyor, ben sedat'ı kıskanıyorum..