hesabın var mı? giriş yap

  • başıma birsey gelmeyecekse kars /selim ilçesinde öğrencilere yaptırdik bu robotları biz. meslek lisesi öğrencisi bunlar sadece. ki sen zamanında iş başvurusu yaptığımda bana aselsan'a mühendis alıyormuş gibi mülakat ayini duzenleyen bir şirketsin. fakir ama gururlu bilişim öğretmeni kız serzenişi değil bu. liselerarasi bilim fuari minvalinde robot yapmışsın. bari step motor kullanmasaydın da hızlı hareket edeydi.

  • meşhur bir hikaye vardır.

    arjantinli ünlü golfçü robert vincenzo yine bir ödül kazanmış, ödülünü alıp kameralara poz vermiş. ardından klübüne uğramış, eşyalarını toplayıp otoparktaki arabasının yanına doğru yürümüş. o sırada yanına bir kadın yaklaşmış. vincenzo’yu kutladıktan sonra ona küçük bir bebeği olduğunu, bebeğin çok hastalandığını ve hastane masraflarını karşılayamadığını onun her gün biraz daha ölüme yaklaştığını anlatmış bir çırpıda. kadının anlattıkları vincenzo’yu çok etkilemiş. hemen çek defterini çıkarmış ve turnuvadan kazandığı paranın bir bölümünü yazıp imzalamış. çeki kadına uzatmış. o sırada kadına; “umarım bebeğin iyi günleri için harcarsın”demiş. ertesi hafta vincenzo klüpte öğle yemeğini yerken golf derneğinin bir üyesi yanına yaklaşmış ve; “otoparktaki çocuklar, geçen hafta siz turnuvayı kazandığınız gün bir kadının yanınıza yaklaştığını ve sizinle konuştuğunu söylediler.”demiş. “evet” demiş vincenzo, “bunun neresi garip?”, “garip değil tabii ki.” demiş adam, “ama size bir haberim var. o kadın bir sahtekarmış. sizin gibi zengin kişilere yaklaşıp hasta bir bebeği olduğunu söyleyip para koparırmış. korkarım sizden de koparmış.”

    vincenzo şaşkınlıkla; “yani ölümü beklenen bir bebek yok mu?” demiş. “yok”demiş adam. “işte bu hafta duyduğum en iyi haber” demiş vincenzo.

    eğer bir insanı mutlu etmenin bedeli buysa 50 tl ile katılabileceğim kampanya. paylaşmak sizi nedrn mutlu etmiyor ki?

  • babannem özellikle bana ve ablalarıma karşı inanılmaz cimriydi. bizimle aynı avludaki evde yaşar, bizden yer içerdi. epey bir parası, malı vardı ama beş kuruş katkısı olmazdı bize.

    neyse, bu kişi, kızlarının çocukları geldi mi deli olurdu. onları içeri alıp kapıyı falan kilitlerdi biz de girmeyelim diye. çocuğuz biz de tabi amk akıl ermiyor o zamanlar, "babaane, babaaane" diye kedi gibi bağırıyorum her seferinde kapının önünde. taş çatlasa 5 yaşındayım. ne zaman sonra açılırdı kapı, masadan tabaklar toplanırken. o zaman anlam veremiyorsun ama büyüyünce taşlar yerine oturuyor.

    bir keresinde, zeytinlerin toplanma zamanı gelmiş. en az bir, bir buçuk ay sürüyor zeytin zamanı. ben de birinci sınıfa yeni başlamıştım. öğle yemeğine eve gelicem ama annem evde değil, işçilerle birlikte tarlada babamla. ablalarım başka bir okulda ortaokula gidiyor, onlar yemekhanede yiyor. babanneme demişler "nyarla'ya öğlen yemeği ver" diye. zaten zayıfça bişeyim o zamanlar, bir tane yumurta, iki dilim de ekmek yediğim. yumurta zaten bizim kümesten, ekmek ise babannemden. ben yedikçe bu homur homur söyleniyor kendi kendine. sonra akşam babama "bi dahakine nyarla'nın ekmeğini de bırakın" demiş ya lan karı. iki dilim ekmek lan alt tarafı, iki dilim ekmek amk torunundan esirgediğin. babam felaket sinirlendi, delirdi adam, epey söylendi ve o günden sonra biz evde yokken babannem giremesin diye mutfağın kapısını kilitlemeye başladı. ben de sonraki öğlen yemeklerinin hepsini ananemde yedim. ikisi de dünyada değil şu an. biri öldü, biri rahmetli oldu.

  • türkçeye çevirenin iq'sunun tek haneli olduğu kesin olan test.

    "yarasa ile top" derken ne alaka diye düşündüm sonra bat'in hem yarasa hem topa vurulan sopa olduğu aklıma geldi

    trajikomik

    edit : haha ntv sakinleri ekşiyi takip ediyorlar herhalde. ilk soru başlık açıldığında "bir yarasa ile topun toplam fiyatı" şeklindeydi. şimdi baktım bir sopa ve top olarak düzeltmişler

  • latince "concertare" - çarpışmak, rekabet etmek, yarışmak anlamına gelen, solo çalgı ve orkestra için yazılmış virtüözite karakterli enstrümantal eserdir.

    16. yüzyılın sonlarına doğru vokal kilise müziği aracılığıyla ortaya çıkmıştır. venedik okulunun büyük temsilcisi giovanni gabrieli, enstrümantal eşlikle seslenen dini yapıtlarında iki koronun arasında yankılar, dinamik karşılaşmalar ve yarışlar kullanmıştır.

    solo çalgı için ilk konçerto, italyan barok bestecisi giuseppe torelli tarafından yazılmıştır. daha sonra corelli, vivaldi, bach ve handel gibi bestecilerle birlikte konçerto büyük bir gelişim sürecine girmiştir. klasik dönemde haydn ve mozart'ın öncülüğünü ettiği yeni formal yapı ile birlikte, zirvesini beethoven ile yaşayan konçerto, daha sonra neredeyse tüm besteciler tarafından kullanılan bir müzik biçimi haline gelmiştir.

    konçerto, klasik-romantik geleneklere göre üç veya dört bölümlü olarak bestelenir. ilk bölüm genelde sonat allegrosu formunda olmaktadır. ilk olarak liszt, üç yada dört bölümlü kurguyu tek bir bölüme indirgeyerek farklı bir konçerto geleneği başlatmış ve saint-saens gibi dönem bestecileri bu yeni gelişmeyle tek bölümlü konçertolar yazmışlardır.

    büyük rus besteci çaykovski, konçertoyu şöyle tanımlar: "bu müzikte söz konusu olan iki eş değer kuvvettir. yani tükenmez tınılarla zengin ve son derece kudretli orkestra ve onunla mücadele ederek galip gelen küçük, gösterişsiz fakat ruhen güçlü olan bir rakip."

    konçertoda kadansı ilk kullanan besteci beethoven olmuştur. romantik dönemde yazılan konçertolar, çalgı tekniğini aklın alamayacağı derecede genişletmiştir. bu dönemde özellikle schumann, brahms, çaykovski, chopin ve saint-saens gibi bestecilerin konçertoları önemli yer tutmaktadır. fakat rahmaninof'un piyano konçertoları, tüm müzik literatüründe ayrı bir öneme sahiptir. bu eserler, konçerto biçimine yeni bir nitelik kazandırmıştır. bestecinin bu yapıtları aslında solo piyano ve orkestra için senfonilerdir. senfonideki dramaturji ve büyük kurgu, bu eserlerin temelini oluşturmaktadır ve senfonik konçertant türüne kapı aralamıştır.

    20. yüzyıl bestecileri de konçerto tarzına yeni bir soluk getirmek için sürekli çabalamışlardır. ravel, prokofyef, bartok gibi besteciler son derece parlak ve üstün nitelikli eserler vermişlerdir. hatta ravel ve prokofiev sırf sol el için piyano konçertoları bestelemişler, gershwin blues etkileri taşıyan bir piyano konçertosu ve rhapsody in blue adlı eserini yazmıştır.

    stravinski, şostakoviç, berg gibi besteciler de bu dönemde dikkate alınması gereken konçertolar bestelemişlerdir. türk bestecilerden ulvi cemal erkin ve ahmet adnan saygun'un yazdığı muhtelif konçertolar, bu yüzyılda parmakla gösterilen yapıtlar arasında başı çekmektedir.

  • başlık: beyler fitness da hocaya
    entry: steroid hapları erkeklik hormonunu bozar mı dedim.. adam ''yok aşkım öyle şeylere inanma'' dedi nasıl rahatladım nasıl sevindim bilemezsiniz.

  • izleme tarak kafalı, netflix kullanma mesela. bak çözümü basit.

    edit: sözlükteki bazı yazarlar entryden rahatsız olduğu için family friendly hale getirildi.

  • mudodaki kütük, beymendeki trençkottan sonra ekşi sözlük ahalisine 2015 armağanım olsun.

    1 - > http://store.apple.com/…oduct=mj3k2ll/a&step=detail

    2 - > http://store.apple.com/…oduct=mj3g2ll/a&step=detail

    türkiye satış fiyatlarını da vergilerle beraber yaklaşık 3,5 katı olarak tahmin edebiliriz, sıfır km astra falan alınıyor galiba.

    an itibariyle türkiye mağazasında da yok henüz, sessizce koyarlar gece.

    peşin edit: rolex, tag heuer, seiko veya bilimum isviçre kurmalı saatleri falan diye mesaj atıp lüks kültürünü öne çıkarmaya çalışan olursa keserim bileklerinizi. normalleştiremezsiniz. saat. saat. saat.

    dipnot: sayın bakanım sizi kesmez, varoş işi bunlar.