ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
özcan deniz'in hit the road jack performansı
-
birinin gelip özcan bey ne yapıyorsunuz demesini beklerken, "çok iyi bir baba olucak" denmesiyle sonuçlanmıştır. kulaklar sağır heralde.
bir uçakta yaşanabilecek en dumur olaylar
-
antalya- frankfurt seferi yas 11
en onde tek basina uncompanied minor pozisyonu. hostesin gelip "sizi pilot bey kabine cagiriyor" demesi. gidince pilotun "sen x in kizi misin bakayim" diyerek babamla anilarini anlatmaya baslamasi.
ardindan "yapmak istedigin bisey var mi bakalim" diye sorup "sarki soylemek isterim" cevabini almasi. yolcularin kafa ustundeki ses zimbirtilarini acarak almanca ingilizce turkce beni anons etmesiyle- mikrofonu kapmam. ilk once egil salkim sogut egil, sonra sevdigine sozu olan bir kilim dokur, ardindan beni hor gorme gardasim icra edilmesi. ucuncuden sonra pilotun "sen istersen yerine gec artik" diyerek beni kibarca yallahlamasi.
gelen mesajlara yonelik edit: babam unlu munlu degil. pilot beyle ayni kahveye takiliyorlarmis.
esra elönü iskeletor benzerliği
-
az önce farkettiğim, beni derin düşüncelere itmiş, komplo teorileri ürettirmiş benzerlik. lan yoksa çocukluğumuzdan beri bu günlere mi hazırlandık. iskeletor bir subliminal mesaj mıydı?
işte esra elönü
işte iskeletor
emlakçı jargonu
ali koç
-
suçlu sadece kendisidir. milyonlarca dolarlık takımı emanet ettiğin adama bak. futbolda barış dönemini özledik diye geldin, kavga gürültüden başka bir şey getirmedin. bu kaos ortamıyla başarısızlığını fenerbahçe taraftarına yedirdin. yemin ediyorum aziz yıldırım olsa bu takım böyle olmazdı. yazık günah ya.
edit: şimdi de, selahattin baki aracılığıyla ortalığı karıştırma derdinde. fetö diye ortaya bi yem attılar. 2-3 hafta da böyle avuturlar insanları. sen fenerbahçesin, gerekirse hakemleri de var'ı da üst üste koyup yeneceksin. o gol olmasa maç 1-1 bitecek. hiç utanmıyorsunuz, 3-4 farkla yenmeniz gereken takımın galibiyet golüne ofsayt diyip var operatörü fetöcü diyorsunuz. allah, aklı başında fenerbahçe taraftarına sabır versin.
rtük geççek için saraydan talimat bekliyor
-
rtük falan filan hepsi geççek.
eski sevgilinin kafada bitirildiği an
-
bilinçli bir halde "tamam bitti" denilen bir an değildir. yavaş yavaş gerçeklerin görülmesiyle oluşur. an değil, süreçtir.
yıllar sonra edit: ne kadar zaman geçerse geçsin bitiyor emin olun. süreç bazen uzasa da sonu var, inanın.
birine dokunmadan önce izin isteyin olur mu
-
"elbette. düşünemedim, özür dilerim." diyerek yardımınıza devam edip, koşa koşa buraya saçma sapan başlıklar açmadığınızda umudumuz olacak.
bir halı sahada yaşanabilecek en saçma olay
-
gözlerimle gördüğüm 0-0 biten halı saha maçı, bir halı sahada yaşanabilecek en saçma olaylar arasında yerini almıştır.
padişah için savaşıp tek partiyi eleştirmek
-
tam da türk milletine özgü bir durumdur.
adamlar kurtuluş savaşı'nı padişah ve osmanlı için vermişler (cumhuriyet'in c'si bile gündemde değildi), sonrasında cumhuriyet kurulmuş, halka seçme ve seçilme hakkı verilmiş.
ama yıllar sonra söylenen hep aynı türkü: tek partili dönemde diktatörlük vardı. amın oğlu sanki o güne kadar çok partili demokratik bir ortamdaydık da, bir anda mı geldi diktatörlük. geçiş dönemi işte.
aynı amın oğluna sorsan osmanlı'yı geri getirmek ister ama lafa gelince tek partili dönem.
tek parti siksin sizi aq.
andrei rublev
-
insanı derinden etkileyen bir sanat eseri. benim gözümde sanatın insana verebileceği en özel eserlerden biri. tarkovskiy sinemanın özünü saniyede 24 kare fotoğrafla ölümsüzleştiriyor. sanatta ulaşılması güç bir işe imza atıyor. filmin sonundaki renkli kareler sizi koltuğa çiviliyor. büyük bir yapbozun deneysel anlatımını izlediğinizi ve bir muammanın mükemmelliğine kendinizi kaptırdığınızı hissediyorsunuz. tarkovskiy' nin en tinsel filmi olmasada, gerçek anlamda sanatın özüne ulaşabilmiş en mükemmel yapıtı.
26 yaşında multimilyoner olmak
-
birde vurdurmayı dene belki hayatına bi renk gelir dediğim durum.
mansur yavaş'ın parmağı var mı araştırılsın
-
sabah ilaç saatini kaçırmış bir ihtiyarın beyanıdır.
molla lütfi
-
bir küpün tüm kenar uzunlukları a kadardır, küpün hacmi de a^3'tür. eğer kenar uzunlukları 2a olursa küpün hacmi ne olur? sorusunun cevabını yazmıştır.
tüm medrese alimleri cevabın 2(a^3) olacağını iddia etmişse de, kendisi bunun doğru olmadığını doğru cevabın (2^3)x(a^3) yani 8(a^3) olacağını söylemiştir. yani kısaca kübün hacmi 2 katına çıkmaz 8 katına çıkar demiştir. bu kadar basit bir şeyi anlayamayan tüm medrese alimleri ile dalga geçmesi, "yanlış kararlar veriyorlar" demesi hayatına mal olan gelişmlerden biridir.
tabi bunun yanında dinden ziyade ruhi öğretilere yönelmesi, öyle "kuru kuru namaz kılmakla din olmaz" gibisinden ders söylemleri de davasında aleyhte delil olarak kulanılmıştır.
fatih'in oğlu 2. bayezid de her ne kadar ilim irfan sahiplerinin genelde yanında olsa da bu sefer molla lütfi'nin yanında olmamış ve fermanı çıkartmıştır.
böylelikle bir türk bilimadamı kıskançlıkların ve yetersizliklerin pençesinde, biraz da kendi kibri yüzünden, tarihin tozlu sayfalarına gömülmüştür.
ekşi itiraf
-
otobüs ve uçak yolculuklarında "yiyecek servisini kaçırıcam" diye uyuyamıyorum, bir top kek uğruna yolculuk sonrası eşekten düşmüşe dönüyorum. *