ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
29 nisan 2021 tam kapanma yalanı
-
tam kapanma yok zaten. esnaf kapanması var. zira esnaftan başka her yer açık, herkes sokakta gibi bir şey oldu. bizim dikmende dolmuşlar bile çalışacak. dolmuş çalışıyorsa bayağı bir insan bir şekilde sokakta olacak. al sana kapanma.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
kadıkoy minibusundeim :
1.kız : ayyy pelin biliomusun omeri gordum cok yakısıklı olmus.
2. kız : hadı yaa!!hanı su eskı mahelledekı karga burunlu omer mi?
1. kız : eveeettt!oha fln oldum yanii !!! oha oha bin kere ohaaaaa!!!
ustunde tommy gomlek boleee, altında tommy panti, dızel ayakkabı offff! bana merhaba dedi biliomusun!!
2. kız : hadi yaa! oha yaa o cok cirkindi
1.kız : halen cirkin ama cok yakısıklı olmus!!!
(bkz: marka takinitisi olan insanlar)
kolpaçino 4 filmi çekilsin kampanyası
-
çekilirse erkan petekkaya oynamasın lütfen.
bagaja yatırılan bebeğin feci sonu
-
hiç inandırıcı olmayan kaza.
ulan kapı açılıp düştüyse 2 km sonra farkına varmazsın, hemen anlarsın, yani geri zekalı olsan anlarsın.
araç renault kangoo model sanki. çocugun ordan düşmedi için kapının komple açılması lazım. ses çıkar, rüzgar gelir "aaaa kapı açıkmış" dersin, 2 km gitmezsin.
evlilikte osuruğu sıradanlaştırma süreci
-
annemin dediğine göre de kesinlikle sıradanlaşmaması gerekiyormuş.. hoş babam senfoni orkestrası gibi geziyor evin içinde ben kendimi bildim bileli.
bodrum'da turizmin bitmesi
-
enterensan olay.
sebebi neymis ki?
kriz mi var yoksa?
edit : yahu gecen hafta turgut reisteydim. esnafin fiyatlari yine kol gibiydi. simdi sezlongu bedava yapmislar da bilmem ne. kardes 20 senedir bu isi yapiyorum diyorsun. umarim 20 senede kenara halktan aldiginiz fahis paralar karsiliginda biraz atmissindir. yoksa bu sene batar gidersin. ayrica kriz sana varsa, tatile gelen yazlikciya da var . tabi markete gider adam parasi yoksa virus ortaminda niye sana gelsin.
gurbetci ya da yabanci turist meselesini de corona bitmeden ulkeyi acanlara soyle. ya da butun dunyayla kavga edip, biz gucluyuz diyenlere anlat.
kadının erkeğin göğsüne başını koyduğu an
rublenin dolar karşısında %70 gerilemesi
-
rusya'dan yaşayan dolar bazlı maaş alan türk mühendislerin krallığını ilan etmesine sebep olmuş durum.
baban ne iş yapıyor diye soran ilkokul öğretmeni
-
meram fen lisesi'ne başladığım ilk gün…
uzak diyarlardan yatılı olarak gelmişim okula. dallama bi öğretmen birini kaldırdı tahtaya sınıfa girer girmez; evet kim hangi okuldan gelmiş annesi babası ne iş yapıyor yazalım tahtaya, dedi. bu ne biçim iş amk, ilkokulda mıyız diye soruyorum kendime. neyse başladı ön sıradan gözlüklü güzel bir kız:
-gündoğdu koleji, annem öğretmen babam doktor
ve devam etti yanındaki:
-koyuncu koleji , annem ev hanımı babam sanayici
-diltaş koleji, annem mimar babam doktor
.
.
.
liste böyle yazılıyor orta sıranın en arkasındaki bana yaklaşıyoruz ve bir tane devlet okulundan gelmiş olan yok. öğretmen kolejlilerle sohbet ediyor lafı uzattıkça uzatıyor, baban hangi hastanede? annen hangi firmada? babanı tanıyorum çok iyi esnaftır, demek ablan da savcı oldu vs…
herkesin ebeveyni ya öğretmen/doktor/asker/avukat yada sanayici fabrikatör. derken tahtaya yazan çocuğa geldi sıra:
-mareşal ilköğretim okulu(devlet) , annem öğretmen babam öğretmen,
yazdı tahtaya da söylerken. biraz rahatladım, tek devlet okulu ben çıkacağım diye çekiniyordum.
sonra yine özel okullardan devam. sıra bana geldi. ayağa kalktım :
-atatürk ilköğretim okulu, annem çalışmıyor babam işçi!
sınıfta sessizlik oldu bir anda. kimmiş bu işçi çocuğu gibi dönüp bakıyorlar bana. zaten neredeyse hepsi birbirini tanıyan bu özel okul öğrencileri, bir işçi çocuğunun 10 bin nüfuslu bir kasabadan bu okulu kazanmış olmasına şaşırıyorlardı. öyle ya, kendi odalarında ders çalışıp, servislerle okula giden, okul sonrası ders takviyeleri alan bu başarılı çocuklar başarının ailenin geliriyle doğru orantılı olduğunu kanıksamışlardı.
-hmm enteresan, demekle yetindi öğretmen ve yanımda oturan maden sahibinin oğluyla sohbete başladı.
sınıfta 2 tane devlet okulundan gelmiş öğrencilerden biri ve tek işçi çocuğu olarak oturdum, önüme baktım. öğretmenin yanımdaki maden sahibinin oğluyla esprili yaptığı muhabbete gülümsüyorum. bir yandan da derse giren her öğretmenin bunu yaptırıp yaptırmayacağını düşünüyorum. her seferinde ayağa kalkıp : annem çalışmıyor, babam işçi! mi diyecektim? neyse ki gerek kalmadı. çünkü bu bilgiler ders işlenmeye başlanan 3. güne kadar tahtada yazılı kaldı. her teneffüs sonrası sınıfa giriyor tahtaya bakıyorum ve gözümde büyüyen o yazı :
babası işçi!
silmek istiyorum, babamın işçi olmasından utanıyorum, bu okula geldiğim için pişmanım, bu insanların arasında benim işim ne? diyorum. kimseyi tanımıyorum, sene 2002 , birilerini arayıp mesajlaşıp içimi dökemiyorum. işçiyse işçi ne olacak, diyorum kendi kendime. oysa kimsenin umurunda değil artık babamın işçi olması. 3 saniye bana bakıp hayatlarına devam etti herkes ama ben edemiyorum. tahtada yazmaya devam ediyor o yazı, ne zaman silinecek bu tahta diye stres yapıyorum.
öğle arası babam aradı. biz dönüyoruz, gel aşağı vedalaşalım.
indim, annemle babam yatakhanenin önünde mutlu bi şekilde benim onlara yaklaşmamı izliyorlar. gözleri ışıldıyor. ee ne de olsa iyi bi okula yerleşmiş çocukları, gururlu ikisi de. ben babama yaklaşırken : neden işçisin ki? bari öğretmen falan olsaydın , diye düşünüyorum. canın mı sıkkın diyor annem, yok diyorum. ellerini öpüyorum, sarılıyoruz. artık ara tatile kadar görüşemeyeceğiz. babam zaten harçlık bırakmasına rağmen gider ayak tekrar harçlık veriyor, belki cebindeki son parayı. babam iyi bir insan. işçi ama namuslu bir işçi. kimin babası ne iş yapıyor artık umurumda değil, tekrar sarılıyorum babama. benim doktor olduğumu göremeden ölen rahmetli babama…
dostoyevski ve tolstoy ile eve çıkmak
-
tolstoy "millet açlıktan kırılırken ev,eşya bizim neyimize" diyerek evde ne var ne yok evsizlere filan dağıtır; dostoyevski de tolstoy'dan arta kalanları kumar parası için elden çıkarır. yani her türlü evinizden olursunuz o yüzden ikisiyle de eve çıkılmaz dediğim durum.
ölmüş papanın ayağının suyunu içmek
-
(bkz: yaran yanlış okumalar) ölmüş "papağanın" ayağının suyunu içmek olarak okudum.
hem iğrenç hem komik görüntülerdir.
düzenleme: papağanın ayağının suyunu içmek daha mantıklı geldi demek ki. hakikaten var bi' manyaklık bizde. yeşillendiren arkadaşlar mesaj kutumu çökertti sağolsun.*