ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şaka maka türk kızlarının cidden çirkin olması
-
bugün kadın düşmanlığı için ne yaptın bro?
menderes türel'in eşinin skandal ses kaydı
-
(bkz: fantastic chomars the crimes of grindelwald)
kararsızdım; ama seçime gidip gavura vurur gibi mühürü vurucam chp'ye. anuba koduğumun trake solunumu yapan böcekleri sizi.
suzan sabancı'nın florida parti paylaşımı
-
ciddi ciddi zengin kesimin toplum sorunlarını düşüneceğine, üzüleceğine ve yas tutacağına ihtimal verenler var.
çok iyi niyetlisiniz bu dünya için.
edit: (bkz: deprem bölgesindeki yetişkin bezi ihtiyaci)
kobani düşerse anıtkabir'i yıkarız
-
geçen yine anıtkabir'i yıkıyorum, bir de ne göreyim deterjan bitmiş. hemen koştum bim'e orayı da yakmışlar amk..
(bkz: cool story bro)
fatih terim ve adamlarının yüzevler'i basması
-
düşünsene jürgen klopp stuttgartta mekan basmaya gidiyor.
tanım: yürüyen ego + yürüyen cahil fatih terim'in şaşırtmayan hareketlerinden biridir.
çarli
-
afakan rolündeki ilker aksum, bu dizide adeta bir jim carrey performansı sergilemiştir. yekta kopan'ın sesiyle de birleşince hacıbekir lokumu olmuştur.
17 nisan 2015 orc anket sonuçları
-
sauron %53
aragorn %28
elrond %12
anne ve babanın aşk hikayesi
-
1970'ler beşiktaş... yıldız teknik üniversitesi'nin iki öğrencisi, annem ile babam, muhtemelen bir eylemde, aynı çevrenin içinde karşılaşırlar. bölümündeki tek kadın öğrenciymiş annem, istanbullu, hırslı bir kadın. babam bildiğiniz köylü çocuğu, odtü'den kaçmış ytü'ye gelmiş.
bir gün annem vapurda beşiktaş'tan üsküdar'a geçerken bir olay yaşanır: faşistler annemi vapurun pervanesine atarlar, kurtulur, karaya çıkarılır, orada da üstüne saldırırlar. neyse, eve gelir, dedem geç kaldığı için kızmış, "ne olursa olsun bu sofraya 7'de oturulacak" der, annem ertesi gün evden kaçar. rahat hareket edebilmeleri için evlenmişler, arkadaşları öyle dedi. bir de babamın anneme abbasağa parkı'nda evlenme teklif ettiğini biliyorum. günler geçer; çok kısa bir sürede evlenirler. beşiktaş'ta bir sürü hatıraları var, bazı günlerde, bazı duvarlarda görülebilen... "bak biz burdayız" diye kırmızı kırmızı göz kırparlar bana... hep olay, hep debdebe...
günlerden bir gün annem çalıştığı fabrikaya gider, gece nöbetçi. trafoda bir yangın çıkar, bir işçi içeride kalmış, annem girip, kurtarır adamı, kendisi yanar... 10 gün yaşar, sonra ölür ankara'da... öldüğünde 25 yaşında...
bana da bu hikâye kaldı; bazen bir insanı kurtarmak devrim yapmaktır... bazen bir insanı kurtarmak dünyayı kurtarmaktır...
bir insanı, düşüncesi, ırkı, dili, dini fark etmeksizin sevmek, hiç tanımadığı bir insan için canını verebilmek...
michael jackson'a sorulacak tek soru
-
öbür tarafta görürsek:
-gerçekten ereğliye gelecek miydin?
her eve buzdolabı giriyorsa demek ki refah var
-
reisten önce yiyeceklerimizi ağaç kovuğunda muhafaza ettiğimiz için beni ikna etmiş açıklamadır, oyum reise
biraya 5 tl verip yemeğe 1.85 tl vermeyen öğrenci
-
istiklal'de bira içmenin kişisel bir seçim, kamu üniversitesinde verilen yemeğin ise devlet hizmeti olduğunun ve her gelir düzeyinden kişinin rahatlıkla faydalanabilmesi gerektiğinin farkında olan bilinçli öğrencidir.
ek: başlık başa kalmış.
kola var mı sorusuna karpuz var diyen anne
-
yine iyi annedir. bana 4-5 yaşındayken ev kolası diye pekmez içirirlerdi ulan, karpuz da yedirmezlerdi akşam, işemeyeyim diye.