hesabın var mı? giriş yap

  • lise son sınıfta, din dersi sınavı. kimse çalışmamış ve en ufak bir fikir sahibi değildir.

    "ebu suud, yazdığı bütün eserleri ................ adlı kitabında toplamıştır."

    cevap: the best of ebu suud.
    alınan not: 90.

  • "hindistan'a gidiyorum ben" diye yola cikan, ve amerika kitasina varacak kadar kazma oldugu icin ka$if olarak adlandirilan kaptan. genel rivayete gore, o gittigi yeri hindistan sanmaktayken tayfalar uyarmi$lar "abi burasi degil gibi sanki" diye.

  • pilotların ingilizce seviyelerini belirleyen bir ölçü. uçakta yaptıkları anonstan bu seviye çıkartılabilir.

    seviye 1: "ajjkaljdajklsjkljkldjldajlljkdla"

    seviye 2: "jasdjdasdashasadsjskasksjsjd"

    seviye 3: "jasdadshadjsadshdhsaashkhskdhk"

    seviye 4: "gudivning leydiencentıl.. jdsjsdjdsjds istanbul dshsdhhdshdshs ankara"

    seviye 5: "good evening ladies and gentlemen... this is your captain speaking.. jdsjksdkjsdkjd istanbul dshsdhsdhs ankara hdshdshsdjsdj 30,000 feet jjdjsdjsdjsdshshdhsd minus 40 degrees celcius dsjdsjsdjdjs flight"

  • cem yilmaz'in kariyeri ve gosterilerini kronolojik olarak ele aldiginizda hakikaten sosyolojik cikarimlar yapabiliyorsunuz.*

    efsane gosteri bir tat bir doku mesela. 20li yaslardaki cem. espriler gosteriye gelen seyirciler, okul yillari, yeni yeni medyaya girmis cem'in hikayeleri, turkler uzayda, devlet erkani, trt programlari vs. tamamiyle gunluk, siradan insanin da dahil oldugu hikayeler aslinda.

    sonraki gosterilerde hafiften askerde unlu cem, yurt disi hikayeleri, teknolojiye uyum, zenginim esprileri, daha kulturel gozlemler, film cekerken yasananlar vs. hafif bir kopma.

    son yillardaki cem ise tamamiyle sinifi atlamis biri. siradan insanlara dokundugu espriler hep hanzo vatandas vs. unlu cem yilmaz uzerine. 20m yatta tatil hikayesi, veya rahmi koc esprileri gibi. yani cem hala ust klasmanla espri uretiyor, ama onun klasmani seyircisini coktan asti. seyircinin yuzde 95'ı hala bir tat bir doku cem'in orada biraktigi seyirci. beklentisi de cem'in onlari anlamasi. bu gosteride de en cok gulunen yerler hala zengin reflu olur, garibanin bogru yanar gibi seyler.

    aslinda burada tepkinin sebebi de cok buyuk ihtimalle bu. cem yilmaz deyince asker anilari, trt'deki bayik ablalar, beton ogretmenler geliyor. onun oglunun 6bin liralik harcamasi, ya da unlulerin gittigi salondaki anilari insalara bekledigini vermiyor.

    her ne nolursa olsun, bana gore cem yilmaz ile ayni donemde yasadigim, ve her gosterisini izleme sansi yakaladigim icin cok mutluyum. var olsun.*

  • "@mutewwit: osmanlı zamanında, metrobüs duraklarındaki iade makineleri akbil basılınca ötmezmş. öyle ki fakirler mahcup hissetmesin. inceliğe bakar mısn?"

  • afganistan'ın 1970li yıllardan 2000li yılların başına kadar varlıklı ve güçlü bir afgan ailesinin çocuğunun başından geçen olaylar aracılığıyla anlatıldığı roman.

    roman halit hüseyni tarafından yazılmış ve 2003 yılında yayınlanmıştır. roman bir afgan tarafından ingilizce olarak yazılmış ilk romandır.

    roman'in ana karakteri emir mutlu bir hayat sürmektedir. evin hizmetçisi ali'nin emir'den bir yaş küçük oğlu hasan emir'in en yakın arkadaşıdır. hasan emir için hayatını tehlikeye atacak kadar emir'e bağlıyken, emir en yakın arkadaşı olmasına rağmen hasan'i en zor anında yalnız bırakır.

    roman'in ilerleyen bölümlerinde emir rus işgali yüzünden ülkesini terk eder ve amerika'ya yerleşir. bir gün yalnız bıraktığı için hayati boyunca pişmanlık duyduğu hasan'in oğlu sohrap'a yardım etmek için tekrar afganistan'a yıllar sonra geri döner.

    roman'da hasan ve sohrap karakterleriyle afganistan ozlestirilmistir. eski afganistan hasan'la birlikte kaybolurken yeni yazar afganistan için emir'in sohrap'a beslediği umut gibi umut beslenemektedir.

    çocuk tecavüzü gibi bölümleri rahatsız edici de olsa afganistan'daki sınıf, ırk ve mezhep ayrımını kurgu şeklinde hissettirdiği için başarılı bir romandır. afganistan'ın neden bugün bu halde olduğu konusunda fikir sahibi olabilmek için okunması gerekir.

  • "22 milyar euroya havalimanı yaptık" diyor, hayatı boyunca uçağa binemeyecek olan yoksullar alkışlıyor. bizim büyük çaresizliğimiz..

    iste aradaki fark budur.