hesabın var mı? giriş yap

  • "ulan 150 lira burs vereceksiniz, istiyosunuz ki tüm akrabalarım ölmüş olsun, tutunacak dalım kalmasın. sakat kalayım, tecavüze uğrayayım. ibneler!"

  • 3 gün önce köpeğimi bir sokak köpeği ısırdı. acilen gece açık olan bir veterinere gittim, haşırt 1.500 tl, aslında 1800 istedi, pazarlık ve nakit ödeme karşılığı 1.500 tl ye düştü, aynı veterinere bir gün sonra kontrol amaçlı gitme gafletinde bulundum, haşırt 640 tl. bu kez d e 775 tl istediler, nakit olursa 640 olurmuş, her ikisinde de hayvanı bırakıp gidip atm den para çektim

    sıkı durun tedaviyi yanlış yapmış, hayvanın ayağı enfekte oldu. bugün insan evladı namuslu başka bir veteriner beni bu girdaptan kurtardı. daha çok iş yaparak sadece 250 tl aldı. 250 tl aldı diye yazarlardan bu durumu da eleştiren biri çıktı, niye az almış diye, o na da helal olsun

    gerçek şu ki veterinerlerin çoğu insanları zayıf noktalarını yakalayıp acımasızca geçiriyorlar.

    ablamin aynı gün ayak bileğinde 2 kırık oluştu. özel bir doktora gitti, 4 tane film çekildi, 1.100 tl para verdi

    nedir bu veteriner terörü, lütfen sizde yazın..

    edit: kazıklayan veterinerin ismi kartal atalar da bulunan vet34. google yorumlarında puanı 4.9, sanırım yorumlar fake, sakın bu google yorumlarına aldanmayın, google a da yazdım durumu…

    yardımcı olan, övdüğüm veteriner ise kozyatagında, marmara caddesin de calışan pet way. ayça hanım.. düzgün bir insan. ben burayı eskiden o semtte oturdugum için biliyordum. diğerine paçayı kaptırmamın nedeni kartal uğur mumcu da oturmam, gece yarısi panikle açık veteriner aramamdan kaynaklanıyor

  • birçok şeyi çok ustaca anlatmış film. o kadar filmini izledim bu adamın, ve her filmi ustalıkla akıyor, istediğini anlatıyor, siz film izleyeceksiniz sanırken o film o kadar geçekçi geliyor ki film gibi gelmiyor. woody allen ın en sevdiğim yönlerinden biri de anlatmak istediğini izleyiciye dayatmaması, "bahsetmesi" "göstemesi". ve bunu hep çok zekice yapması, replikleri falan.. evet böyle şeyler konuşabilirim, henüz izlediğim için bu kadar çenem düşmüş olabilir, zira evde kimse yok ve bu durumda kimseyle de konuşamadığım için bunu anlatmam lazımmış gibi hissettim. ama görüyorum ki anlatmakta da pek başarılı olduğum söylenemez, biraz daha devam etsem ilkokul müsamereleinde kompozisyon yazan küçüklüğüme dönücem, hem de bi karış sakalla elimde birayla. ki bu benim için müthiş bir deneyim olabilirdi.

    bu adam bu filmi çekmiş. ve sanırım en iyi yapıtlarından biri.

  • ahmet davutoğlu'nun beyanatı. hani şu obama çağırdığında ehe ehe diye koşarak giden bakan. yani diyor ki, yargı benden hesap soramaz, halk seçtikçe burdayım.

    ne güzel değil mi, ben parasız eğitim istiyorum diye pankart açınca yargı var, sen yolsuzluk yapınca beni sadece allah yargılar.

    haber

  • “19 tane suç kaydının olması bir insanı kötü yapmaz” demiş ablamız. kafaya bak. belki de doğal seçilime izin vermen gerekiyordu kadir.

  • aldous huxley'in peyotenin etkin maddesi olan meskalin adlı uyuşturucuyu kullanarak yaşadığı algısal değişimi bizimle paylaştığı eser.

    öncelikle belirtmekte yarar var; huxley'nin söylediğine göre meskalinin diğer uyuşturucuların aksine vücuda zarar verici ya da bağımlılık yapıcı etkisi yokmuş, sağlıklı bir insanda uyuşturunun etkisi 9-10 saat sonra geçiyormuş. (eğer kişinin sağlık problemleri varsa, -örneğin karaciğer, meskalin karaciğerde biriktiği için- meskalinin etkisi negatif olabiliyormuş.) (meskalin şizofrenin iki evresi olan cennet evresini yaşatıyormuş insana, eğer karaciğerde bir problem varsa cehennem evresini yaşamak da muhtemelmiş)*

    meskalini kullandıktan sonra aldoux huxley kendinde meydana gelen değişiklikler hakkında şunları söylemiştir:

    " 1) anımsama ve "mantıklı düşünme yeteneğinde herhangi bir azalma olmuşsa bile bu çok azdır. (uyuşturucunun etkisi altındaki konuşmalarımın kayıtlarını dinlediğimde, her zamankinden daha aptal olduğuma dair en ufak bir belirti göremiyorum.)

    2) görsel izlenimler önemli ölçüde güçlenmiş ve göz, çocukluğun önyargısız algısının birazını yeniden kazanmıştır; ancak duyularla algılananlar derhal ve otomatik olarak kavrama dönüştürülememektedir. uzama olan ilgi ortadan kalkmıştır ve zamana olan ilgi neredeyse sıfıra düşmüştür.

    3) gerçi zihin hiçbir şekilde zarar görmemiş, algılama olağanüstü güçlenmiştir, ancak irade daha kötüye doğru derin bir değişim geçirmiştir. meskalin kullanan kişi herhangi bir şey yapmak için hiçbir bir neden göremez ve normal zamanlarda onun harekete geçmesini sağlayacak nedenlerden çoğuna karşı derin bir ilgisizlik duyar. onun bu tür şeylerle canı sıkılmaz, zira bunun içi iyi bir nedeni vardır, çünkü düşüneceği başka şeyler ardır."

    4) bu iyi şeyler(benim durumumda olduğu gibi) "dışarıda" ve "içeride" veya iç ve dış her iki dünyada, aynı zamanda veya arka arkaya yaşanabilir. bunların daha iyi şeyler oldukları, bu uyuşturucuya sağlam bir karaciğerle ve sakin bir kafa ile alan herkes tarafından kendinden menkül görünüyor."

    "bilinçli egonun bütün yapabileceği istekleri ifade etmekten öteye geçmez, sonra bunlar, egonun çok az denetleyebildiği ve hiç anlayaadığı güçler tarafından yerine getirilir. eğer ego daha fazlasını, yaparsa çok fazla kaygılanırsa, gelecek için fazla kaygılandığında -o güçlerin etkinliğini azaltır ve hatta güçleri zayıflamış gövdenin hastalanmasına bile neden olabilir. benim şimdiki durumumda bilincim bir egoya bağlı değildi; başına buyruktu. bu, gövdeyi denetleyen fizyolojik zekanın kendi aşına buyruk olması demekti. uyanık olduğu zamanlarda kendi numaalarını sergileyen ve her şeye burnunu sokan o nevrotik, neyse ki şu an için devre dışıydı."

    beyne yeterli miktarda glikozun gitmemesiyle birlikte egonun beslenememesi, kişinin kendi dışına çıkması; çıkarlardan, tabulardan, benliklerden ve gereksiz şeylerden arınma; yararlı olan şeylere karşı tam bir dikkat yetisi, algıda berraklık, kısacası dolu dolu yaşam.

    insan algısının mükemmelliyeti konusunda meskalin kesinlikle çözüm değildir, yazarın da belirttiği gibi bu sadece bir deneydir. çözüm insan algısının gelişimi üzerine çözüm üretmek ve bunu uygulamaya geçirmektir.

    huxley bu konuda şunları söylemiştir:

    " samuel renshaw gibi gestalt psikologları**, insan algılarının keskinliğini artıran ve alanını genişleten yöntemler geliştirmişlerdir. ama eğitimcilerimiz bunları uyguluyorlar mı? yanıt:hayır!"

    bu yöntemler kullanılsa eminim ki savaşlar son bulur ve yaşadığımız dünya -düzen içerisinde- barış ve huzur ile dolu olurdu.

    william blake'in de dediği gibi:

    "eğer algı kapıları temizlenseydi herşey insana, olduğu gibi görünürdü:sonsuz"