hesabın var mı? giriş yap

  • asansör tam yere çarptığında zıplamak gibi saçma birşey söyleyeceğim, hiç bilimsel olmayacak.

  • yine de yalnız yaşadığı halde 3 çeşit yemek yapan insan değildir. porsiyonları küçük yapıyorum tabi. ama bazen kendi kendime 'pff kabak mı bu, istemiyorum ya, soteden yerim sadece' dediğim oluyor, ulan sen yaptın kabağı amk niye yemiyosun. harbiden. bazen hem kola hem ayran hem bira alıp dolaba koyuyorum mesela, yemek vakti gelince de 'hmm hangisini içsem acaba lan çok kararsız kaldım fanta yok mu amk' diye düşünüyorum. ben reçeli hiç sevmem, yemem de. 40 yıl reçelsiz yaşayabilirim, o derece. ama geçen gün reçel aldım iki kavanoz, dolaba koydum arada bir gözüme çarpsın da 'bu reçellerin ne işi var burda' diye sinirleneyim. hehe.

  • bana balık verme, balık tutmayı öğret... (çin atasözü)

    bana balık ver, rakıyı tazele, buz da bitmiş... (türk atasözü)

  • ortaokul ve lise yıllarımda, tekrar bölümlerini izlediğim dizi.

    dizi olmadık zamanlarda karşıma çıktığından dolayı, diziyi büyük bir stres içinde izlediğimi dün gibi hatırlıyorum. dizinin okul zamanında ekrana çıkmaması ve dizi ekrandayken evde kimsenin olmaması için dua ederdim. çünkü dizi, babamın sevmediği türden ilişkilere ve diyaloglara sahipti. babam zaten, okuduğum kitaplara karşı da büyük bir önyargı ile yaklaşır, yoldan çıkıp da aysel gibi bi kadına dönüşmemem için çaba gösterirdi. ben ise cesur’un benim sevgilim olması için, bursa’dan istanbul’a koşup, tüm varlığımı onun varlığına armağan edecek hislerle dolup taşardım.

    dizi o kadar içten, o kadar bizdendi ki; şaşıfelek çıkmazı’na gidiversem, inci çayı ocağa koyup, sebahat çekirdekle koşuverecek gibiydi. cesur denilen maymunu, tırnaklarımı kemirerek izler, “allam nolur bu çocuğu kimse sevmesin de, bana kalsın” diye, okuyup üfledikten sonra, 3 kez öperek, yüreğimin en tenha yerine kaldırırdım.

    yıllar sonra, başkalarının da bu diziden haberdar olduğunu öğrenince, çok şaşırmıştım. daha sonra, öss stresiydi, üniversitesiydi derken ben hayattan koptum. dizi noldu, feru kimlere vuruldu, cesur kaç kez aşık oldu, inci’nin bacakları gerçekten güzel miydi öğrenemedim. şimdi almanca’dan, işten, çocuktan, hayat telaşından fırsat buldukça, internetten diziyi açar, gözlerim dolu dolu çocukluğumun, gençliğimin arka sokaklarında aysel ile çekirdek çitler, eşime dönerek, “biliyor musun schatz, eski türkiye, siz almanlar’ın düşündüğü gibi bir yer değildi” derim.

  • hazır ortam kadın cinayetleri konusunda hassasken bunu nasıl kullanırım diye düşünen habercilerin olduğunu gösteren olay. tamam cahil toplumuz ama hiç mi ajanlı film izlemedik? direk seçim kazandıracak bir hamle lan bu. o değil de insanlar ciddi ciddi inanırlar şimdi buna.

  • içinde korkunç subliminal mesajlar barındıran reklam filmi.

    şu kare ne kadar da masum değil mi?
    http://i.hizliresim.com/2reaqq.png

    peki biraz yaklaştırınca?
    http://i.hizliresim.com/v03drz.png

    göremediniz mi? biraz daha yaklaştıralım o zaman:
    http://i.hizliresim.com/dpyz1o.jpg

    ------

    bir uyuyalım dedik, mesaj kutusu yandı alev aldı. güldüğünü belli eden dostlar kadar, tehdit eden ve duyar kasanlar da oldu. bu sırada da ülker açıklama yayınlamış. reklam materyalleri ile ilgili deformasyon yapanlar hakkında hukuki süreç vs şeklinde.

    ülkede mizah bu kadar ele ayağa düşmüşken, "mizah" yaptığını savunarak zor durumda kaldığını söyleyen trilyon dolarlık firma bile açıklama geçiyorsa, gg olmamak adına bir iki söz de biz edelim. çünkü bu memleketin kuralı, büyükler kendini kurtarır ve daima küçükler ezilir.

    son görseldeki yazı, sosyal medyada binlerce aydır trollüğü yapılan, yerleşmiş bir mizah kalıbı olan durumdur. ülker'e gelen saçma sapan tepkiler sonrasında tepkilerin saçmalığını vurgulamak amacıyla yapılmıştır. ne markaya bir saldırı ne de deformasyon vb yaparak bir algı oluşturma saiki yoktur!

    amaç ise sadece gülmek.

    muhtemelen bu başlık ülker tarafından mahkeme kararı ile sildirilir. ekşi sözlük'te mahkeme kararı ile yazdıklarımızın sildirilmesine artık alıştık.

    kendi yaptığı "şaka" için verilen tepkileri anlamsız bulan bir firma olan ülker, şakası hakkında yapılan şakaları bakalım ne kadar mazur görecek?

    son olarak da, bizleri şakalarımızı bile açıklamak zorunda bırakan sistem utansın.