hesabın var mı? giriş yap

  • şöyle bakın isterseniz
    o dönem asgari ücret 78 milyon lira imiş. yani asgari ücretin 512 kat fazlasını alıyormuş
    yani şimdiye kıyaslandığında aşağı yukarı 5.8 milyon lira kazanıyormuş.
    dipnot: kadının en prime olduğu dönemdi bu arada.

  • aramaya inandım ama yok sanırım böyle bi başlık.
    sadece bende mi oluyor bilmiyorum ama uzakta gördüğüm arkadaşa doğru giderken yaşadığım sıkıntıdır.
    uzaktan görürsün elinle işaret edersin ve yürümeye başlayınca o sıkıntı da başlar. adamın gözüne bakamıyosun kafanı çevirip sağa sola bakarak o 15 20 saniyeyi eritmeye uğraşırsın. gözüne bakıp mal mal da gülmek istemiyorsun.. en nihayetinde sıkıntılı geçen bir süreçtir. ya da ben mal olabilirim tabi bu da kuvvetli bir ihtimal.

  • ali ismail korkmaz 'ın davasında açık kimliği ile cesurca tanıklık yapan kahraman.

    http://haber.sol.org.tr/…sandalyesinde-haberi-92270

    "2 haziran günü bir arkadaşımızla buluşup es park'taki gösterilere bakmaya gittik. gece 23.30 civarı evlere dağılmaya karar verdik. yanındaki arkadaşımı eve bırakmak için yunus emre caddesi'ni kullandık. kendisi caddeye yakın oturuyordu, geri dönerken çevik kuvvet toma'yla birlikte atağa geçti, grup dağıldı. ben de kaçtım, tanımadığım iki üç kişiyle ara sokağa girdik. akp il binasını biraz geçtikten sonra, nereden güvenli bir şekilde eve dönebileceğimi düşündüm. ara sokağa girdim, fırının bulunduğu sokağa. önümde yaşlı bir çift vardı. fırının orada polisleri ve sivilleri gördüm. polis biber gazı atmıştı, etkilendiğim için yaşlı öiftle fırına girdim. içeride iki polis vardı. o esnada polisler dışarı çıkmışlardı. 10-15 dakika bekledikten sonra gazın etkisi geçmiştir diyerek çıktım. tam o esnada bir göstericinin yakalandığını düşündğm, çünkü biri "yapmayın, etmeyin" diye bağırıyordu. sonra iki polisin bir genci yakaladıklarını gördüm. bu polislerden biri selçuk bal'dı. kapalı pazara doğru sürükleyerek orada darp ettiler. darp edenler arasında serkan kavak da vardı. darp ettikleri kişi düşünce polis dövmeyi bıraktı ama serkan kavak dövmeye devam etti. bu kişiler daha sonra fırının önüne döndüler, ben de fırının oraya gittim. tekrar gaz saldırısı başladığı için eve gidemedim, bir süre daha bekledim. daha sonra sokağa giren uzun boylu, kumral birini darp ettiler. dövdükleri kişi "yapmayın ben su almaya geldim" dedi.

    eve gitmek için ali ismail'in girdiği sokağa yöneldim. serkan kavak'ın pasajda saklandığını gördüm "ben çıkarken sen geriye kaç" dediğini duydum. bu sırada ali ismail korkmaz ile doğukan bilir'in sokağa girdiğini gördüm. ali ismail sokağa girmeden önce hüseyin isimli polis ve gaz maskeli polisi gördüm orada.

    polisler sokağın başında ara sıra pusuda yatıyorlardı. ali ismail sokağa girdiğinde hüseyin ve gaz maskeli polis tarafından yakalanmak istendi ama yakalayamadılar, onlar doğukan bilir'i yakaladılar. ben de ali ismail'le birlikte koştum ve saklandım. ali ismail'e doğru koşmadım, korkabileceğini düşündüm.

    ali ismail koştuğunda fırıncı tarafından yakalandı. ali ismaii kepenklere doğru hamle yaptı. kepenklere doğru ittirilince dengesini kaybetti. oradaki herkes tarafından darp edilmeye başlandı. sokağın giriş kısmından elinde cop olan, kır, uzun saçlı bir polis koşarak geldi. yüzünü korumak istemesine rağmen kar etmedi. son olarak kafasına aldığı darbeyle, başını kaldırıma çarptı ve bilincini kaybetti. bulunduğum yerden yüzünü hafızama kazıdım, gözleri kapalıydı. hiçbir şey yapamadım, öylece kalakaldım. daha sonra kendisine gelmeye çalışırken, mevlüt saldoğan tarafından ikinci kez darp edildi.

    kafasına özellikle çok sert darbeler aldı, sesini duyabiliyordum. ardından ali ismail bir hamle yaparak koşmaya başladı. bu kısım görüntülerde yoktu, ali ismail sokağın ucunda pusuya yatan hüseyin ve diğer polis tarafından üçüncü kez darp edildi. bu kişiler ali ismail'in bacaklarına vurdular, "tutun bunu tutun" seslerini duydum. ali ismail üçüncü kez darp edildikten sonra gözden kayboldu."

  • eski turkiye'de lojman diye bir kavram vardi, hem devlet hem de ozel sektor lojman saglardi.
    cuzi bir miktar kira odeyerek kalirdin.

    bu lojmanlarin en kotu ozelligi aileleri rekabet icine sokup erkekleri batirmasiydi.
    sirf bu yuzden erkekler lojmanda kalmak istemezdi.

    - kamurangil bulasik makinesi almis ben de isterim(o zamanlar buyuk luks)
    - otomatik camasir makinesi almislar isterim.
    - yazlik almislar bizim de almamiz lazim.

    kadinlarin sonsuz istegi ve rekabeti aile babalarini hizlica dibe cekiyordu.

    simdi kadinlar instagram denen copluk icinde yasiyorlar. yeni neslin lojmani bu oldu.

    gunun en az 8 saatini instagramda geciriyor, kullanmayana da ss alip firlatiyor.
    anneannesi bile kacamiyor zorla gosteriyor, yakin gozlugu arattiriyor.

    bunu da isterim, buna da gidelim...

    pandemide para bastilar diyorlar ya hikaye, dunyada enflasyonu karilar tetikledi sonsuz tuketim dongusune girdiler.
    amerika bile %100 enflasyon yedi.
    arabalardan nefret eden, en adi arabaya senelerce binen arkadasima 2 milyona araba aldirdi karisi.

    hem de arabalarin dibi vurdugu donemde.

    bak dikkat et erkek urunlerinin fiyati artmiyor hatta dusuyor.
    ps5 fiyati duserken, dyson supurge 4 katladi.
    karilarin seni zorla goturdugu boktan kahvalti 1000 liraya geldi, erkegin sevdigi iskender 350 tl.

    bu rekabet isi azalmayacak sonsuza kadar devam edecek ya da babaniz gibi otoriteyi kurup ipleri ele alacaksiniz.

    almiyorum lan dyson'i evdeki supurge neyine yetmiyor diyeceksin.

    debe edit: onlarca destek mesaji geldi sagolun.

    dyson neferleri ise kudurmus, bu benim icin basaridir kudurun.
    surda bir delik actik, yuklenin yikalim amk.

    biz bu dunyaya kredi karti borcu odemeye mi geldik arkadaslar. acin ekstrenize bakin kendi isteginizle kac para harcamissiniz bunun yuzdesi nedir.

  • türkiye'de haberciliğin geldiği son noktayı bizlere gösteren on numara haber başlığı.

    ilgili link burada.

    --- spoiler ---

    cem yilmaz da kitap gönderdi
    ayşen ekerbiçer, başlatmış olduğu kampanyada emeklerinin boşa gitmediğini belirterek, kampanyaya iş adamları, sanatçılar ve toplumun her kesiminden destek geldiğini söyledi.

    ekerbiçer, ünlü komedyen cem yılmaz’ın da bir koli kitap göndererek kampanyaya katıldığını ifade etti. kendilerine çok sayıda kitap geldiğini anlatan ekerbiçer, bazı ansiklopedileri ihtiyacı olan köy okullarına göndereceğini de aktardı.

    --- spoiler ---

    bu adam niye eleştiriliyor şimdi? bir koli kitap göndermiş, bir anadolu lisesine. peki göndermeseydi ne olacaktı? hiç. evet hiç. böyle saçma sapan haberlere konu olmayacaktı. tabi güzel ülkemde herkes bağışını yaptı ya, bu adamın gönderdiği bir koli kitap, battı gözümüze. mesela recep tayyip erdoğan da arayıp yaverini, ''bitlis'e 20-25 gibi gitmesi lazım'' demiş. yaa.

    çok parası olan adam az miktarda bağış yaptı diye haber yapmak yalnızca muz cumhuriyeti'nde görülebilecek olaylardandır.

  • şöyle beyinsizleri prenses gibi büyütüp, prenses gibi davranan dallamalar oldukça; bunlar sorgulamadan istediğini yapmayı kendine reva görecektir.

  • sonra neden bedelli yaptın.. napiyim amk hayvanat bahçesinde tek vasfı benden 3 ay önce askere gelmek olan adamlarla mı uğraşayım?
    edit: benimle aynı fikirde olan bir sürü mesaj geldi. umarım gerçekten yetkili kişilerin görebileceği bir kamuoyu oluşur. askerin askere bunları yapması cezasız kalmamalı. en "gariban" asker bile birisi bana bir şey yaparsa bu ordu yapanı pişman eder diyebilmeli.