hesabın var mı? giriş yap

  • o çay ocağını mert'e hayır amaçlı tahsis etmediklerine göre, ve hikaye türkiye'de geçtiğine göre, çaycı mert borç içinde yüzmektedir ve stresten kafayı yemesine ramak kalmıştır. çünkü ayda 7000+ lira net gelir getiren o çay ocağının ihalesini kazanabilmek için bunun bilmem kaç katı kredi çekmiştir. ayrıca ihale mafyasından dayak yemiş, mafyaya, belediyeye, ve bilimum başka kişi ve kurumlara "ödeme, harç bedeli..vs" adı altında rüşvet vermek zorunda kalmıştır. seneye bu kadar para kazanabileceği de garanti değildir, çünkü bir bakmışsın hooop yeni ihale açmışlar, yandaş abdurrahman'a vermişler senin çay ocağını. ya, işte böyle sevgili çaycı mert. burası türkiye, büyük düşünmelisin, zikerler yoksa.

  • --- spoiler ---

    tayyor, önce pargalı abdullah'ı sonra da ahmet hoca'yı harcıyor. sadrazamlığa makbul berat gelebilir.

    padişah'ın lalası feto meğer payitahtı kandırıyormuş. gerçek açığa çıkınca sınırı geçip amerikanya krallığına sığınıyor.

    şehzadelerde sıkıntı büyük. bazı idrak sorunları var.

    şeyh-ül islam çok yufka yürekli. kendisini eleştirdikleri için milyon duka'lık taşıtından inip halkın arasında yürümüş bir seferinde.

    jöleliler ve kefenliler gibi yeni birliklerle tanışıyoruz. binlerce ok, kargı, pala ve yayları var.

    yakın zamanda sümeyye sultan ile yeni damat paşa'nın nikahı var. bakalım neler göreceğiz.

    --- spoiler ---

  • "akşam gelir gelmez vurucam kafayı yatacam" cümlesidir.
    akşama kadar köprünün altından çok sular geçer, uyku açılır.
    o tatlı uyku özlemi haftasonuna sarkıtılır.

  • istanbul’da 9.56’da metroda olup işe gecikme kaygısı yaşamak enteresan.

    kaldı ki yazarın bahsettiği arıza süresi 12 dakika.

    istanbul’da bir yerden bir yere gitmek için yolda 12 dakika kaybetmek öyle aman aman bir sorun da değil.

    evet teknik bir arıza olmuş, geçmiş olsun.
    her boka ibb’nin zammını yapıştıracağınıza brent petrol 100 doların altına inmesine rağmen akaryakıta indirim yapmayanlara yüklenin azıcık.

  • aşkın, nefessiz kalmış bir aşkın son çırpınışlarını anlatan kim ki duk filmi. sessiz bir aşk bu kadar çığlık çığlığa aktarılabilirdi. baş karakter boynuna üç kez nefesini durdurmak için plastik deliciyi soktuğunda sessiz mahkumun çığlığı bu kadar etkileyici olabilirdi. konuşmayan iki baş karakter *ve tüm o sessizliğe rağmen kendini izletmeyi başarıyor bu film. hele hapishanedeki mahkumların pandomim gösterisi tadındaki sahneleri gerçekten etkileyici.

    diğer taraftan nedense banaiklimler'le bağlantı kurma hissi doğurdu bu film. fazla düz bir mantıkla yaklaşmış olabilirim belki ama iklimlerdeki mevsim aşk metaforu bu filmde de kendine yer buluyor. farklı bir şekilde olsa da.

  • isim,soyadımın baş harfleri kkk'dır.askere başladığınızda askeriye size bazı malzemeleri verir.bunun içinde terlikte vardır.terliği ilk aldığımda şaşkına dönmüştüm.üzerinde ismimin ve soyadımın baş harfleri yazıyordu.kkk! vay be askeriyeye bak herkese özel iş yapmış.sonra baktım herkeste aynı.şükür ki bu mallık süreci 3-5 dakika sürdü.hep derlerdi arkadaşlarım nizamiye kapısından girdiğin an mallaşırsın diye.

  • benim bir arkadaşım var, yeminle adam dövdü böyle ya, herifi indirmiş yere, bir de tekmeliyor ama el de gömlek cebinde. soğuk kanlı piç ya.