hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: #61637313) da bahsettiğim ama aldığım sorulardan ya pek kimsenin duymadığı ya da sınırlı bilgisinin olduğunu öğrendiğim belge.

    kırmızı tezkere yanılmıyorsam bizde 1950'lerden sonra kullanıma giren bir şey. dolayısıyla bir nato uygulamasıdır. etraflıca anlatmam sanırım suç* ama hakkında suya sabuna dokunmadan basit bir tanım yapabilirim.

    türkiye masa üzerindeki pek çok soğuk savaş senaryosunda olası bir rus genel taarruzunun (rusyaya göre) güney ve güneybatı cephesinde bulunur. sovyetler dağılmadan evvel varşova paktı devletleriyle trakya ve kafkasya hududunda direkt temastaydık. bugün romanya ve bulgaristan'ın nato'ya dahil olmasıyla biz artçı bir statüdeyiz. nitekim zamanında rus güney cephesi (kafkas) durağan bir beklenti içindeyken ve burada yüksek rakım ve arazi şartları yüzünden zırhlı bir yarma beklenmezken romen - bulgar - rus taarruzunun birinci orduyu çok zorlayacağı ve trakya'nın tamamen elden çıkmasının dahi çok olasılık dahilinde beklendiğini söylemek gerek.

    hal böyle olunca ve vatan toprağında bir rus işgali olasılığı olunca nato zorunlu / compulsory görev yapan tüm soğuk savaş ordularında bu tip bir toprak kaybı konusunda özel bir direktif yayınlamış ve aynı rusların 1941 barbarossa harekatında başvurduğu gibi partizan milis kuvvetlerinin istihdam edilmesini istemiştir. bu milis güçleri işgalci birliklere yapabildikleri kadar oyalama operasyonlarına girişecek, demiryollarını tahrip edecek, iletişimi kesecek, silahlı baskınlar verecek, işgal güçlerini yıpratacak, yiyecek ve mühimmat ikmaline saldıracak, alçak hava savunmasına yardım edecek, gözetleme keşif ve istihbarata da mümkün mertebe yardımcı olacaktır. işte bu münferit milis güçleri ve hücrelerinin komutanlığını kimler yapacaktır? kırmızı tezkereliler.

    yani kırmızı tezkereyle terhis olduysanız olası bir dünya savaşında devlet sizi milis tim komutanı yapmayı seçmiştir. böyle bir durumda sefer görev emriniz de kırmızı olacak, size yüklü bir meblağ para ve askeri donanım verilecektir. emirlerinizi görev yaptığınız bölgenin en yüksek askeri komutanlığının kurmay başkanlığından alacaksınız. pratiğinden emin değilim ama sanırım kuva'yı milliye 1920'de nasıl işliyorduysa bu da aynı şekilde oluyor. çevrenize adamlarınızı seçip taktik bir birlik kurup erzakınızı kendiniz temin etmeniz koşuluyla otonomiye sahip oluyor ve tehlikeli işlere koşuluyorsunuz. tabi bu şehirlerde yıkıntılarda savaşmak anlamına da gelebiliyor.

    bu kulağa hoş gelse de partizan ve milis güçleri ordu statüsünde değildir. silahlı kuvvetlere organik bağları yoktur. üniformalı olmadıkları için de cenevre anlaşmasının ilgili hükümleriyle korunmazlar. mensupları yakalanırlarsa alenen şehir merkezlerinde asılmakla kurşuna dizilmek gibi bir son arasında gidip gelirler. zira partizanları kimse sevmez. zor iştir bu netekim ama lider olmasanız da yazmazlar size öyle bir teskere.

  • rivayettir;

    derviş baba dağ başında tek başına oturmakta, zikretmekte, tefekkür etmekte imiş. bir adam gelmiş ve demiş ki "be hey derviş! burada bir başına ne yapmaktasın?"

    derviş baba usulca kaldırmış başını, adama bakmış ve cevaplamış "sen geldin, yalnız kaldım."

  • 2 yıldır her hafta düzenli olarak oynayan biri olarak bir kaç bir şey daha karalayabilirim sanki.

    orjinal olarak bir masa etrafına toplanan 3 veya daha fazla kişi bir tane yirmilik zar ve kağıt kalem ile oynanmaktadır. ama daha sonralar tabii ki bilgisayar ortamına da ayrıntılı bir şekilde aktarılmıştır. bilgisayar versiyonu her ne kadar bazı yönlerden kullanışlı olsa da gerçek deneyimi yaşamak için masaüstünde oynanması gerektiği söyleniyor.(ben hiç masaüsü oynamadım çünkü grubumdaki insanlar başka şehirde)

    en basit şekliyle anlatmak gerekirse unutulmuş diyarlar isimli yüksek fantazi öğelerinin hakim olduğu ortaçağ dünyasında maceraya atılan bir kişi nasıl davranırsa o şekilde davranıyorsunuz, yani bence tam olarak hayal kurmak değil çünkü hayal kurduğun zaman şu anki kişiliğinle bağını koparmadan 3. boyutta eylem ve olayların zihinde oluşmasını sağlarken frp oynarken oyuncunun tamamen birincil kişiliği ile bağını koparıp karakterin rolüne bürünmesi beklenir. adı üstünde role play.

    yani "ben şimdi büyücü oldum hıaaa " değil de "merhaba ben kieran majere, daggerford lordunun büyü danışmanıyım" şeklinde bir yaklaşımınız olmalı frp de. olay tamamen role bürünmek, sen bilgisayar oyunlarındaki gibi tuşlarla karakteri yöneten biri değilsin bizzati karakterin kendisisin.

    kaba tanım için bu kadarı yeterli olur sanırım. ilave soruları olan olursa özelden cevaplamaya çalışırım.

  • tiktok ve felsefe kelimelerini yan yana göreceğim asla aklıma gelmezdi. izninizle ben bunu buzdolabına kaldırıyorum, yarın da gülerim.

    tanım: bir tespit hezeyanı.

  • bugün metrobüste gelirken kendisini düşündüğüm sözlük.

    bazen çok eski bir entry'm oylanmış oluyor, "o tarihte nerede ve kiminleydim" diye düşünmeye başlıyorum. o entry'yi yazarken neler düşündüğümü hatırlamaya çalışıyorum.

    sekiz buçuk yıldır buradayım.
    o zaman lisans öğrencisiydim. sözlük'ün yazar aldığını tam da bir sınava girmek üzereyken ablam mesajla haber vermişti, ben de "beni de kaydet, nikim şu olsun" diye cevap yazmıştım.
    şimdi, 4.5 yıllık bir avukat ve taze bir doktora öğrencisiyim.

    o zamanlar okuldan bir sevgilim vardı. sonra 3 tane daha oldu. bu dört sevgiliden başka, bir tane sevgili olduğu sanılan ama aslında olmayan adam, bir tane de tam sevgili olacakken son anda vazgeçen gerizekalı oldu. (düzensiz ilişkileri saymıyoruz.)
    şu anda ise, yine sözlük'te yazar olan ama buradan tanışmadığım bir sevgilim var. şubatta bir yıl olacak.

    o zamanlar balmumcu'da oturuyordum, sonra dört ev daha değiştirdim, şu an istanbul'daki 6. evimdeyim.
    şu andaki en yakın arkadaşlarımın, o zamanlar varlığından haberdar bile değildim.
    siyasi görüşüm de çok değişti. daha doğrusu, o zamanlar siyasi görüş sandığım şeyin aslında "elitizm" olduğunu sonradan fark ettim.

    o zamanlar "yirmi yaşında yaşlanmak" başlığında yazdığım şeylerin, aslında ne kadar arabesk olduğunu demek ki önceden fark etmişim ki entry'yi silmişim. fakat "dünyadan bihaber" de olduğunu 28 yaşında fark ettim.

    sözlük, artık gerçekten eskisi kadar keyifli bir yer değil. fakat benim kişisel tarihim.
    sırf geçmişine kıyamadığın için vazgeçemediğin bir sevgili gibi.

  • arkasına ;) koyulan her söz buna dahildir. konu ne olursa olsun fark etmez. örnek;

    " bazı atomlar bağ kurmak için elektron alışverişinde bulunurken, bazıları da son yörüngelerindeki elektronları ortak kullanırlar ;) "

    tez yazarken kullanılacak sözleri bile adeta bir facebook statüsü gibi gösterir.

  • yer vermek zorunda olmadığı halde, vermek zorundaymış gibi aşağılanmayı gerektirmeyen insandır. vermediğinde arkasından hakaret eden de ayrı bir lümpendir.