hesabın var mı? giriş yap

  • devlet çocukların belli saattlerde bir yerde olmasını zorunlu hale getiriyorsa (bkz: zorunlu eğitim) onların ihtiyaçlarını da karşılamalıdır. her devlet okulunda yemekhane olmalı çocuklar düzgün diyetlerle beslenmelidir.

  • - sonra dedimki siz teksasliysaniz ben de kasimpasaliyim
    - hadi ya, iyi demişsin
    - bu titredi ben böyle diyince
    - korktu tabi
    - hem nasıl, boncuk boncuk terledi bi görsen
    - sonra ne dedin?
    - dedim önce o eli bi indir
    - hah
    - sonra dedim, bizi düşman etme kendine, akıllı ol
    - helal recep abi.
    - böle karşımda ezildi bu, bi görsen
    - sen neymişin abi ya, çayın bitmiş abi tazeletiyim dur.
    - açık olsun, çarpıntı yapıyo
    - tamam abi.. abi be çaylar gelince şu ingilz başbakanının ensesine patlattığın bi hikayen vardı onu da anlatsana
    - anlatırım tabi,
    - aslansın abi ya. ustaa 2 çay gönder, biri açık recep abime.

  • başçalan'ın açıklamalarının birinin altında bulunan tivitlerden biri yarmıştır.

    "ayıp be, hesabı j.j. abrams mı yönetiyor?"

    ahahahahahahah

  • ucuzunu almayın ne çıkacağı belli olmuyor. ailem almış yaklaşık bir litre. üzerinde leylak yazıyor ama bildiğin misk yağı kokuyor. kendimi günahsız hissediyorum şu an.

  • muzisyenlerin olmazsa olmaz araclarindandir.
    calinan parcanin belli bir hizla girip ayni hizla bitirilmesi gerektiginden dolayi bu konu bir muzisyen icin cok onemlidir.

    metronom ile etud yapmayan bir muzisyen calinan bir parcanin belirlenmis hizinin disina cikacaktir. her ne kadar konser gibi canli performanslarda bu aksaklik anlasilir derecede belirgin olmasa da kayitlarda bariz derecede belli olur ve parcanin yapisinin degismesine neden olur. kayitlarda duruma kulakligin bir tarafindan pilot kayit digerinden metronom ya da her ikisinden sadece metronom geldigi icin aliskin olmayan bir insanin ambale olmasina neden olur.

    ozellikle davulcularin bu konuda cok hassas olmalari gerekir. nitekim davul muzikte metronom gorevini de ustlenir.

    ilgili olarak ;
    (bkz: kosmak)
    (bkz: cekmek)

  • daha ana dilini doğru düzgün konuşamayan/yazamayan kişilere karşı beslenmesi gereken hissiyattır. hele de anlatımda bozukluğa yol açıyorsa (bittabi alışkanlık haline de getirilmişse).
    misal verelim;

    +ben en çok yüzmesini severim, bir de müzik dinlemesini.
    - kimin?

    fevkalade kulak tırmalayıcı.

  • her şeyi anladım da okulda ön sıraya oturan niye kıro oluyor onu çözemedim. derslerle ilgilenen insanlara çalışkan ya da uzağı iyi göremeyen insanlara miyop deniyor, kıro değil.

    derslerde ön sıraya oturan kızlara kıro diyenlere de cahil, laf olsun diye konuşan insan deniyor mesela.

  • koşarak otobüse yetişmeye çalışan bir amcanın, ayağına takılan taşı* alıp kenara koyması ve bunu fark eden otobüsten başka bir amcanın, aracı onun için bekletmesi.
    türkiye'de yaşamayı böyle insanlar çekilir kılıyor.

  • biner binmez "teknolojide son nokta budur" deyip dumura kapıldığım araba. lakin yanılmışım. böyle düşünmemin sebebine gelince; patronumla yapacağımız iş seyahati nedeniyle sabahın köründe evine gidip yeni edindiği bir adet bmw 5 20d'sine binme şerefine nail oldum. araca binip kemerimi takdığım an da ise aracın ortasındaki monitorde koca harflerle ismimin yazdığını görünce içimden "ulan bu beni nasıl tanıdı" diye geçirdim. sonra düşünmeye başladım, acaba patron buluşacağız diye hatırlatma notu falan mı girdi diye. ekrana bakıyorum hala benim ismim yazıyor. dedim sorayım bunu. sonra bir kez daha bakınca "ferhat" yazısından sonra "göçer"in geldiğini ve radyonun açık, sesinin ise kısık olduğunu anlamam bir oldu.

  • yıllardır 50 farklı platformda üyelik almışımdır. youtube premium kadar hakkını veren olmadı henüz.